Paris İklim Anlaşması’nın onaylaması ve Avrupa Birliği (AB) ile 'Yeşil Mutabakat' sürecine dahil olunması, Türkiye iş dünyasındaki "yeşil dönüşüm" adımlarını da hızlandırdı. Ancak büyük holdingler şimdiden yeşil politikaları devreye alıp sıfır karbon salımı konusunda takvimlerini açıklarken, ekonominin yüzde 95'ini oluşturan küçük ve orta ölçekli şirketler ise henüz hangi adımları atacakları konusunda bilgisiz ve yardıma muhtaç bir durumda. Genç iş dünyasının sürece hazırlanması hususunda hareket eden EGİAD Ege Genç İş İnsanları Derneği, bir süredir çeşitli yol haritalarıyla üyelerine yol gösterici rol oynamakta.
Bu kapsamda Ege Bölgesi Sanayi Odası ile birlikte hareket eden iş örgütü, EBSO tarafından, sanayicilere yol göstermek amacıyla hazırlanan ‘Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat Penceresinden Yeşil Sanayi Rehberi’ çalışmasını EGİAD üyelerine tanıttı. EBSO Çevre Komitesi Başkanı Erdoğan Çiçekçi, Ege Üniversitesi Biyomühendislik Bölümü Öğretim Üyesi ve EBSO Çevre Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Nuri Azbar'ın katılımlarıyla online olarak gerçekleşen toplantıda, AB Yeşil Mutabakatı gözden geçirilerek, sektör bazlı dikkat edilmesi gereken noktalar ile uyum için atılacak adımlar değerlendirildi.
EGİAD Genel Sekreteri Prof. Dr. Fatih Dalkılıç’ın moderatörlüğünde gerçekleşen toplantının açılış konuşmasını Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer yaptı. Zoom üzerinden düzenlenen toplantıda, Türkiye'nin ihracatının büyük bir kısmının Avrupa Birliği (AB) ülkelerine gerçekleştiğine ve Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat kurallarının büyük önem arz ettiğine dikkat çeken Yelkenbiçer, “Avrupa Yeşil Mutabakat süreci hakkında EGİAD üyelerimizin bilgilendirilmesi, EBSO Çevre Çalışma Grubu üyesi Prof. Dr. Nuri Azbar'ın sunumuyla kolay adapte olabilecek bir yol haritasının hazırlanması çok faydalı olacak kanaatindeyiz. Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı sınırda karbon uygulamaları ile sanayimizin önüne yeni engeller getiriyor gibi gözükse de hızlı adaptasyon ve uyum stratejileri ile bu yeni ticaret sistemini Türk sanayicimizin lehine çevirmek ve fırsat olarak değerlendirmek mümkün." dedi.
Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı, sınırda karbon uygulamaları ile sanayicilerin önüne birtakım engeller getiriyor gibi gözükse de kartların yeniden dağıtılmasına da olanak verdiğine dikkat çeken Yelkenbiçer, “Bu düzenlemeleri günümüzün çeviklik anlayışı ve doğru stratejiler ile lehimize çevirmek ve değerlendirmek mümkün. Bu doğrultuda özellikle enerji yoğunluğu ve karbon yoğunluğu yüksek sanayi sektörlerimizin üretim süreçlerini AB Yeşil Mutabakatı penceresinden hızla gözden geçirip gerekli önlemleri alması son derece elzemdir. Bu şekilde hareket ederek her tehdit bir fırsat barındırır bakış açısıyla Yeşil Mutabakat, Türkiye’nin düşük karbonlu üretimi desteklemesine ve bu şekilde yüksek karbonlu ülkelere göre avantajlı konuma gelerek, AB ülkelerine yaptığı ihracatta pazar payını artırmasını da sağlayabilir.” dedi.
4 Milyar Dolarlık Vergi İçermekte
Avrupa Parlamentosu'nun 24 Haziran 2021 tarihinde onayladığı ve "Yeşil Mutabakat" adı verilen iklim yasasına göre, AB ülkelerinin karbon emisyonlarını 2030 yılına kadar yüzde 55 azaltmayı, 2050 yılına kadar ise karbon nötr olmayı hedeflediğini hatırlatan Yelkenbiçer, “Söz konusu yasayı onaylayan ülkeler Avrupa pazarına sattıkları ürün ve hizmetlerin karbon salımını belirlenmiş standartlara göre düzenlemezse, ton başına 30 ile 50 Euro arasında ek vergi ile karşılaşacak. Türkiye'nin yüzde 50'den fazla pay ile en büyük ihracat pazarı olan AB'deki uygulama, Türkiye'nin ihracatını da önemli oranda etkileyecek. Hesaplamalara göre, Türkiye ihracat dünyası Yeşil Mutabakat'a uyumu sağlayacak yatırımları devreye almazsa, ihracatta yıllık 4 milyar dolarlık bir vergi yükü ortaya çıkabilir.” diyerek uyarıda bulundu.
Yeşil Mutabakat Çalışma Grubu’nda Olmak İsteriz
Yeşil Mutabakat Eylem Planı’na ilişkin oluşturulan “Yeşil Mutabakat Çalışma Grubu” içerisinde yer almak arzusunda olduklarını da dile getiren Yelkenbiçer, “Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan ‘Yeşil Mutabakat Eylem Planı’na ilişkin genelge Temmuz ayında resmi gazetede yayımlanmış, eylem planının uygulanmasını takip etmek ve gerekli koordinasyonu sağlamak üzere 9 bakanlığın katılımcısı olduğu ‘Yeşil Mutabakat Çalışma Grubu’ oluşturulmuştur. Çalışma Grubuna yardımcı olmak maksadıyla; ihtisas çalışma grupları oluşturulabileceği, Tüm çalışma ve toplantılara, ihtiyaç duyulması halinde ilgili kurum ve kuruluşların yanı sıra, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, meslek birlikleri, konu ile ilgili özel sektör temsilcileri de dahil edilebileceği vurgulanmıştır. Biz de EGİAD olarak yaptığımız çalışma ve hazırlıklara dayanarak bu grubun bir parçası olmaya hazırız ve gönüllüyüz.” dedi.
EBSO Çevre Komitesi Başkanı Erdoğan Çiçekçi ise sera gazı etkilerini 2012’den bu yana EBSO olarak gündeme getirdiklerini hatırlatarak, konunun ticari hayatı etkilemesiyle çalışmalarının ne kadar haklı ve yerinde olduğunun bir kez daha anlaşıldığına vurgu yaptı. Ağaçlandırma sayısı ile sera gazının önüne geçilebileceğini ifade eden Çiçekçi, gelinen noktada herkesin sorumluluğu bulunduğunu vurguladı.
Ege Üniversitesi Biyomühendislik Bölümü Öğretim Üyesi ve EBSO Çevre Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Nuri Azbar da, 2050 yılına kadar karbon nötr olma hedefinin nasıl sağlanacağına dair net bir vizyon belirlendiğini vurgulayarak, “1990 ile 2018 arasında sera gazı emisyonları yüzde 23 azaltılırken, ekonomi yüzde 61 büyümüştür. Ancak mevcut politikalar, 2050 yılına kadar sera gazı emisyonlarını yalnızca yüzde 60 azaltacaktır. AB’nin 2030 için sera gazı emisyon azaltım hedefini sorumlu bir şekilde 1990 seviyelerine kıyasla en az yüzde 50’ye, mümkünse yüzde 55’e çıkarmak için planlar yapılmaktadır. Dünya Mars’a araç gönderme planları yaparken Dünya’daki bir gaz sorununu çözemez hale geldi. Bu konuda acil önlem ve çalışmaların yapılması gerekmekte” dedi. Sınırda Karbon Düzenlemesi geçiş döneminin 2023 – 2025 yılları arasında olacağını ifade eden Azbar, öncelikli olarak demir çelik, çimento, gübre, alüminyum ve elektrik sektörlerine uygulanacağını belirterek, “Geçiş dönemi sonrası 2026 yılında yürürlüğe girecek. Sistemin yeni sektörleri etkileyip etkilemeyeceği değerlendirilecek. ETS üzerinden sertifika almak gerekecek. Türkiye’nin AB’ye olan ihracatından doğan karbon faturası 30 ve 50 Euro/ton karbon için olacak.” dedi.