Alman mimar August Jasmund tarafından inşa edilen ve 1890
yılında hizmete giren Sirkeci Garı, restorasyon için
hazırlanıyor. Tarihi boyunca bazı küçük restorasyonlar geçiren garın çatısının
batı bölümlerinin akması nedeniyle binada çürümeler meydana geldi. Bunun üzerine
harekete geçen TCDD, binanın restore edilmesine karar verdi. Çatısında problem
olduğu için binayı korumak anlamında, çatı, geçici olarak koruma altında
alınacak. Restorasyon projeleri tamamlandıktan sonra onay için Kültür
Varlıklarını Koruma Kuruluna sunulacak. Onay alındıktan sonra ihaleye çıkılacak
ve restorasyon başlayacak. Yetkililer, restorasyonun, 2-3 yıl içinde biteceğini
belirtti.
''Garları yaşanılır kılmaya
çalışıyoruz''
TCDD Genel Müdürü
Süleyman Karaman, konuya ilişkin yaptığı açıklamada,
demiryollarının 155 yıllık köklü bir kuruluş olduğunu belirterek,
''İstasyonları, garları sadece demiryollarının değil, Türkiye'nin mimari ve
kültürel varlığı olarak değerlendiriyoruz. Bunları restore ederek, her istasyonu
kentin merkezi yerlerinden biri haline getirmek için çabalıyoruz'' dedi.
Cumhuriyet'in ilk yıllarına kadar demiryollarının kentin merkezi yerlerinden
biri olduğunu, 1950'lerden sonra demiryollarının ihmal edilmesi ve trene olan
ilginin azalmasıyla istasyonların terk edilmiş mekanlar haline geldiğini ifade
eden Karaman, ''Bunu sadece merkezdeki istasyonlar için düşünmüyoruz, bütün
istasyonlarımızı kültür varlığı olarak görüyor ve restore ediyor, yaşanılır
kılmaya çalışıyoruz'' diye konuştu.
Karaman, İstanbul'un sembol garlarından biri olan Sirkeci Garı'nı da bu
anlamda değerlendirdiklerini belirterek, Sirkeci Garı'nın, 1890 yılında Alman
Mimar August Jasmund tarafından klasik Türk-İslam mimarisine yakın çizgide
yapıldığını anımsattı. Yıllardır sadece Almanya'ya işçi göçü değil, 'Şark
Ekspresi' ile Türkiye'ye gelen yazarlar, sanatçıların da Sirkeci Garı'ndan
İstanbul'u tanımaya başladıklarını anlatan Karaman, burayı, bir değer olarak
gördüklerini ve bu bağlamda Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ne yapılması
gerekiyorsa yaptıklarını kaydetti.
Garın tarihçesi
Alman
mimar ve mühendis A. Jasmund'un yaptığı Sirkeci Garı, 3 Kasım 1890'da görkemli
bir törenle hizmete açıldı. Doğu ile Batı'nın birleştiği noktada bulunan
İstanbul'un garının, oryantalist bir üslupla hayata geçirilmesine karar veren
Jasmund, binada, bölgesel ve ulusal biçim kalıplarına yer vermedi. Bu üslubu
yansıtmak için cephelerde tuğla bantlar kullanan Jasmund, sivri kemerli
pencereler, ortaya ise Selçuklu dönemi taş kapılarını anımsatan geniş bir giriş
kapısı yaptı. Binanın içindeki vitraylar da bu üslubu tamamladı. Binanın kaidesi
granit, cephesi mermer ve Marsilya Arden'den getirilen taşlarla yapıldı. Bekleme
salonlarına, Avusturya'dan getirilmiş büyük çini sobalar konuldu. Binanın
aydınlatılması ise çeşitli yerlere konulan 300 havagazı feneriyle sağlandı.
Sirkeci Garı, yapıldığı dönemde denizin kıyısındaydı. Orta girişin iki yanında
saat kulesi, üç büyük lokanta, ayrıca binanın arkasında geniş bir bira bahçesi
ve açık hava lokantası yapıldı.