Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Japonya'nın
en yüksek tirajlı ekonomi gazetesi Nihon Keizai Shimbun'a
(NIKKEI) verdiği demeçte, Sinop'ta nükleer santral
inşasına yönelik Japonya ile müzakerelerin, Fukushima Daiichi
santralindeki kazanın kontrol altına alınmasına yönelik faaliyetlerin son derece
yoğun olmasından dolayı kesintiye uğradığını hatırlattı. Türkiye'de nükleer
enerji santrali inşasına yönelik kararlılıklarının devam ettiğini belirten
Yıldız, Japon nükleer enerji santrali teknolojisine yönelik değerlendirmelerinin
değişmediğini ifade etti.
Nükleer enerjinin
olup olmaması konusundaki tartışmalarla ilgili olarak 'evet ya da hayır'
tartışması değil, güvenliğin nasıl arttırılacağına dair tartışmalar
yapılması gerektiğini ifade eden Yıldız, Japonya'nın Fukushima santralindeki
kazadan kaynaklanan sıkıntıları aşacağına ve tehditi fırsata çevireceğine
inandığını kaydetti. Çernobil nükleer santralindeki kazadan sonra Rusya'nın
nükleer santral güvenliğinin son derece büyük bir gelişme gösterdiğine dikkati
çeken Bakan Yıldız, Japonya'nın da çok büyük iyileştirmelerde bulunacağına
inandığını kaydetti.
''Bir sonraki
müzakerenin zamanına Japonya karar verecek''
Bir sonraki müzakerenin zamanlaması konusunda da ''buna Japonya karar
verecek'' değerlendirmesinde bulunan Yıldız, nükleer santralde meydana gelen
kaza sebebiyle radyoaktif maddelerin dışarıya sızması gibi Japonya'nın
yoğunlaştığı sorunlar yoluna girene kadar beklenmesinin elzem olduğunu kaydetti.
Bu gibi durumlarda müzakerelere zaman limiti koymanın uygun olmayacağını savunan
Bakan Yıldız, şöyle devam etti:
''Bu yılın Mart
ayı sonu olarak belirlediğimiz zaman limitini kaldırdık. Yeni müzakere
takviminin belirlenmesini de Japonya tarafına bıraktık. Nükleer enerji santrali
müzakerelerinden ziyade, Fukushima kazasının halledilmesinin en önemli öncelik
olduğu konusunda Japonya ile mutabıkız. Bir sonraki müzakerenin önümüzdeki yıla
sarkmayacağını düşünüyorum. İki haftada bir 4-5 tur daha müzakere yapılırsa
anlaşmaya varabiliriz. Nükleer enerji santralleri ile ilgili gerekli lisans ve
izinlerin alacağı sürenin dışında, inşaat kısmı 60 aylık bir zaman alıyor. Bu
yıl içinde anlaşmaya varabilirsek ilk planlandığı gibi 2019 yılında santrali
işletmeye alabiliriz. Depremden önceki müzakerelerde fiyatlandırma, risk
paylaşımı gibi konular kalmıştı.''
Yıldız, Nükleer santral yapımı
konusunda Fransa ve Güney Kore gibi Japonya ile rekabet halinde olan ülkelere
ilişkin olarak Japonya'nın bu sıkıntılı durumundan fayda sağlamayı düşünecek
ülke bulunmadığını ifade etti. Japonya'nın nükleer enerji santral teknolojisinin
standartlarının yüksekliğine dikkati çeken Yıldız, Japonya kendi içinde
araştırmalarını yaparak durumu açıklığa kavuşturacağını düşündüğünü belirtti.
Fukushima'daki kazanın nedenlerinin detaylarını henüz bilmediklerine işaret eden
Yıldız, böyle bir durumda Japon mühendislerle ilgili haksız değerlendirmelerde
bulunmamak gerektiğini, kazanın kaçınılamaz bir fors majör olduğunu düşündüğünü
kaydetti. Türkiye'nin 2023 yılına kadar toplam elektrik üretimi içindeki nükleer
enerji payı hedefinin yüzde 20 olduğuna işaret eden Yıldız, 2023 yılına kadar 3
noktada toplam 15000 megavat kapasiteye sahip 12 nükleer güç reaktörünü inşaa
etme konusundaki düşünceleri olduğunu bildirdi.
Gazetedeki Türkiye
değerlendirmesi
Bakan Yıldız'ın
röportajı, gazetenin dış haberler sayfasında baş haber olarak yayımlanırken,
sayfada Türkiye'nin elektrik ihtiyacına ilişkin değerlendirmelerde de bulunuldu.
Türkiye'nin her yıl elektrik ihtiyacının bir önceki yıla oranla yüzde 7
seviyesinde arttığına dikkat çekilen yazıda, elektrik arz?talep dengesi baskı
altında kalmaya doğru gittiği belirtildi. Türkiye'nin kömürde yüzde 50, petrol
ve doğalgazda yaklaşık yüzde 90 oranında ithalata bağımlı olduğu ifade edilen
yazıda, nükleer enerji santralleri ile elektrik üretiminde çeşitlendirmeye
gitmenin acele edilmesi gereken bir konu olduğu vurgulandı.
Yazıda, Almanya, İtalya gibi gelişmiş ülkelerde
nükleer enerji politikalarının gözden geçirilmesine yönelik seslerin
yükselmesine tezat bir şekilde Türkiye'nin nükleer santral projelerine devam
etme pozisyonunu korumasının arkasında yatan nedenler, iç tüketimin
önderliğindeki ekonomik büyümeye bağlı elektrik talebindeki hızlı artış ve
yurtdışı enerji kaynaklarına olan yüksek bağımlılık olduğu savunuldu. Yazıda,
Türkiye'nin geçen sene Aralık ayında Japonya ile nükleer enerji santrali
inşaasına yönelik resmi müzakerelere başladığı hatırlatıldı.