EMO Samsun Şube Başkanı Mehmet Özdağ, Sinop'ta kurulması planlanan nükleer güç santrali ile ilgili açıklamalarda bulundu. Özdağ, santral için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu sürecinde gerçekleştirilen halk bilgilendirme toplantısında firma tarafından proje ile ilgili bir rapor sunulduğunu söyledi. DHA'da yer alan habere göre; raporda santralle ilgili birçok çarpıcı bilgi bulunduğunu dile getiren Özdağ, "Bu toplantıda firma tarafından sunulan rapor üzerinden biz de değerlendirmelerimizi yaptık. Söz konusu santral 4 üniteden oluşuyor. Her bir ünitesi bin 140 megavat gücünde. Toplamda 4 bin 560 megavat gücünde bir nükleer güç santralı kurulacak. Santralin kurulacağı alan Türkiye'nin en kuzey noktası olan İnceburun Yarımadası. Alan büyüklüğü 10 milyon metrekare devlet orman arazisinin bu projeye tahsis edildiğini görmekteyiz. Bu rapora göre bu alanın sadece yüzde 10'luk kısmında santralin kurulacağı belirtilmektedir. Biliyorsunuz Türkiye'nin bir de en güneyinde Mersin Akkuyu'da bir nükleer santral projesi de yürütülmektedir. Mersin'de ayrılan alanın toplam büyüklüğü 2 milyon metrekare. Sinop için ayrılan alanın büyüklüğü 10 milyon metrekare. Bu alan bin 415 futbol sahası büyüklüğündedir. Niçin bu kadar büyük bir alan ayrılıyor, bu sorunun yanıtlanması önemli" dedi.
"550 kilometrelik bölünmüş yolun dolgu miktarına eş"
Santralin inşaatı için 33 milyon metreküplük bir hafriyat ortaya çıkacağını söyleyen Özdağ, "Biz merak ettik bu neye denk geliyor diye. İki şeritli, her bir şeridi 15 metre genişliğinde olan ve dolgusu 2 metre derinliğinde olan toplam 550 kilometrelik bir bölünmüş yolun dolgu miktarına eşit. Yani Samsun'dan neredeyse Bolu'ya kadar bölünmüş yol yapımı düşünün, bu yol esnasında çıkacak hafriyat, nükleer santral sahasında gerçekleştirilecek. Nükleer güç santralinin inşaat alanından itibaren bölgeye 6 kilometre uzaklıkta Hamsilos Doğal Park Alanı, 5 kilometre uzaklıkta Bozburun Yaban Hayatı Geliştirme Sahası, 7 kilometre uzaklıkta Sarıkum Tabiatı Koruma Alanı, 15 kilometre uzaklıkta Sinop kent merkezi bulunuyor. Bu kadar yoğun hafriyatın sıkışacağı bu alandan sonra bu inşaat yapım aşaması minimum 10 yıl sürecek, Sinop ili ve çevresinin tüm doğal yaşam alanın biz geriye dönülemeyecek şekilde tahrip olacağı bu rapora bakarak söyleyebiliriz" diye konuştu.
"Türkiye'nin 16 milyon metreküp, nükleerin 28 milyon metreküp"
Özdağ, raporda her bir ünitenin saniyede 81 metreküp su çekeceğinin yazdığını dile getirerek "Ne kadar azmış görülüyor. Ama bunu önce saate sonra güne çevirdiğiniz zaman toplam dört ünitede 28 milyon metreküp Karadeniz'in deniz suyu denizden çekildikten sonra tuzsuzlaştırılacak, demineralize edilecek içinde bütün mikroorganizmalar, ne varsa arındırılacak, santralde soğutma suyu olarak kullanıldıktan sonra tekrar Karadeniz'e deşarj edilecek. TÜİK verilerine göre 2017'de İstanbul'un günlük içme suyu miktarı 3 milyon metreküp. Bütün Türkiye'nin günlük içme suyu miktarı yaklaşık 16 milyon metreküp. Bu santralin dört ünitesinin Karadeniz'de cansızlaştıracağı, öldüreceği su miktarı günde 28 milyon metreküp, maalesef çok vahim bir durum bu" dedi.
"Doğal yaşamı tümünden değiştirecek"
Bölgenin balık popülasyonunun yoğun olduğu bir bölge olduğunu ifade eden Mehmet Özdağ, "Bu soğutma suyunun sıcaklığının raporda denildiği gibi yapılırsa, 1 ila 5 derece arasında fark ettirilerek Karadeniz'e salınması, buradaki doğal yaşamı tümden değiştirecek. Doğal ekosistemin değişimine, dönüşümüne sebep olacak. Raporda bu santralin işletmesi sırasında doğacak, gaz, sıvı ve katı radyoaktif atıkların olacağı belirtiliyor. Kullanılmış yakıtlardan ve bu yakıtın soğutulmasından santralden kaynaklanacak sıvı atıklarındaki radyoaktivite bulaşmış suyun belli bir dereceye kadar seyreltildikten sonraki miktar yazmıyor, tekrar Karadeniz'e salınacağı açık bir şekilde ifade ediliyor."
"20 yıl yüzde alım garantisi"
Nükleer güç santralinin üreteceği elektriğe Türkiye Cumhuriyeti'nin 20 yıl yüzde 100 alım garantisi verdiğini belirten Özdağ, "Bu elektriğin kilovat/saat birim fiyatı 10.9 sent yakıt hariç olarak belirlenmiş. Yani biz bu santralden üretilecek elektriğe 20 yıl bolunca kilovat/saatine 10.9 sent ödeyeceğiz. Buna bir de yakıt maliyeti eklendiğinde bu fiyat yaklaşık 12 sent olacak. Türkiye'nin elektrik enerjisi kurulu gücü 85 bin 500 megavat. Bu santralin kurulu gücü 4 bin 500 megavat. Yani yüzde 5'ine yakın bir miktar. Bu santralin yılda 8 bin saat üretim yaptığı hesabıyla, Türkiye'nin elektrik enerjisi tüketimi yılda 300 milyar kilovat/saate yakın. Bu elektrik tüketiminin yüzde 7- 7,5'ini karşılayacağını söyleyebiliriz" diye konuştu.