Birleşmiş Milletler’in (BM),
Çevre ve Kalkınma Konferansı sonrası hazırladığı raporda,
canlıların en temel gereksinimi olma, ekonomik faaliyetlere kaynaklık etme
özelliği ve ulusların devamlılığı için yaşamsal bir kaynak olan suyun, artık çok
sayıda ülkenin sorunlarının başında geldiği vurgulandı. Sosyal ve ekonomik
faaliyetlerin sürmesinin büyük ölçüde temiz ve yeterli su arzına sahip olmaya
bağlı olduğuna yer verilen raporda, “Su kaynaklarının iyi değerlendirilmesi,
ekonomik üretkenlik ve sosyal refaha doğrudan katkı yapmaktadır. Bu nedenle,
‘Sürdürülebilir Kalkınma Politikası’ doğrultusunda, su kaynaklarını iyi kullanma
bilinci yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası her düzeyde geliştirilmeli”
deniliyor.
2025 yılında dünya nüfusunun üçte birinin büyük su sıkıntısı çekeceğinin
belirtildiği raporda yaşanacak sıkıntılara şöyle değiniliyor: “Halen 2.8 milyar
insanın kentlerde yaşadığı dünyamızda, bu rakam 2025’te 4.5 milyara yükselecek.
Dolayısıyla, temiz suya daha fazla ihtiyaç olacağı gibi, daha büyük atık su
sorunu gündeme gelecektir.”
Raporun Türkiye ile ilgili olan ve ülkemizdeki altyapı sorununu açıkça
gösteren bölümünde ise özetle şu görüşlere yer veriliyor:
“Türkiye’deki 3 binden fazla belediyenin yaklaşık 50’si kanalizasyon sularını
arıtmaktadır. Başka bir deyişle nüfusun yaklaşık 50 milyonuna ait kanalizasyon
atık suyu ile küçük-büyük sanayi kuruluşlarının kirli, atık suları doğrudan
nehirlere, göl ve denizlere akıtılmaktadır.”