Sıfır Gümrüklü Paket Asansörlerin Neden Olduğu Kayıp Yıllık 100 Milyon Dolar



Bu yıl CNREXPO'da ilki gerçekleştirilen Avrasya Asansör Fuarı'nda yapi.com.tr'nin sorularını yanıtlayan Tüm Asansör Sanayici ve İşadamları Derneği (TASİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Levent Akdemir, sektöre yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Yaklaşık 500 milyon dolarlık bir hacme ulaşan sektörde yüzde 75 pazar payına sahip olan yerli üreticilerin özellikle son 10 yılda büyük bir atılım yaptığını kaydeden Akdemir, ancak bunun bazı yapısal sorunları da beraberinde getirdiğini ifade etti. Merdiven altı üretime işaret eden ve 3000 civarında üretici olduğunu belirten Akdemir, sözlerine şöyle devam etti:

"Bilim Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı, asansör sektörünü mercek altına alan bir çalışma başlattı. Bu kapsamda öncelikle bir envanter çalışması yapılıyor. Temmuz ayı itibariyle 430 bin asansörün tespiti ve muayeneleri yapıldı; bu, aynı zamanda kayıt altına alınmaları anlamına geliyor. Muayeneden geçen asansörlerin yüzde 70'inin kusurlu olduğu ortaya çıktı, kırmızı etiket vuruldu. Saha taramasının bitmesiyle güvensiz komponentler, kalitesiz, standart dışı asansörlerle ilgili ciddi yaptırımların gelmesi gündemde. Bunun, özellikle merdiven altı üretimin önünü keseceğini düşünüyorum; yerli asansör sektörünün sıkıntılı imajını ortadan kaldıracak. Önümüzdeki dönemde taraması yapılan asansör sayısının 500 bini bulacağını tahmin ediyorum. Bu 500 binin de yüzde 70'inin sıkı bir revizyondan geçeceğine; bunun da Türkiye asansör sektörüne en az 10 yıl için sıkı bir ivme kazandıracağına inanıyorum. Standartlara uygun iş yapan firmalar, bu süreçten büyüyerek çıkacaklar. Önümüzdeki 10 yıl içinde Türkiye'den önemli asansör markaları çıkabilir".

LeventLevent AkdemirAsansörler, inşaat sektörünün lokomotifi

Her geçen gün biraz daha yükselen kentlere işaret ederek, asansörlerin inşaat sektöründe çok katlı binalara geçişin en önemli destekçisi olduğunu kaydeden Akdemir, yerli üreticilerin şu an 2,5 metre/saniye hıza göre asansör komponentleri, güvenlik sistemleri üretebilecek yeterlikte olduğunu dile getirdi ve "Yüzde 100 yerli üretim yapılabilen asansör sektörünün dışa bağımlılığı sıfır. Yerli asansör üreticileri, cari açık vermiyor; aksine cari fazla yaratıyor" diye konuştu. Ancak Uzak Doğu’dan getirilen paket asansörlerin sektör için bir handikap olduğunu vurgulayan Akdemir, şunları söyledi:

"Sektörde şu an 4 komponentin ithalinde anti dumping uygulanıyor. Ama sıfır gümrükle paket asansör getirebilmek gibi komik bir durum da var. Oysa genelde tam tersi olur; ürünün kendisine anti damping uygulanır, sonra birleştirilmek üzere parçalara bölünerek ülkeye sokulmaya çalışılınca ise parçalara da anti damping uygulanırdı. Biz, bu durumun tam tersini yaşadık. Malasef ekonomimiz en az 15-20 sene çok ciddi bir vergi kaybı yaşadı. Yıllık kaybımızın 100 milyon dolar civarında olduğunu söyleyebiliriz. Biz TASİAD olarak bu konuda resmi yazışmalarımızı yaptık; ilgili bakanlıklara itirazlarımızı ilettik".

Yerli asansör sanayisinin tüm beklentileri karşılayacak birikimde olduğu artık görülmeli

Yerli sanayinin korunması anlamında özel sektör ve kamu alımlarında Türkiye’de üretilen ürünlere yönelik özendirici uygulamaların ve destek mekanizmalarının geliştirilmesinin öneminin de altını çizen Akdemir, "Müteahhitlerimizin, yerli asansör sanayisinin tüm beklentilerini karşılayacak birikime ulaştığını artık görmelerini ve inanmalarını istiyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde yerli malı kullanımıyla ilgili bir genelge yayımlandığını hatırlatan Akdemir, "Bu çok doğru ve yerinde bir genelgeydi; çünkü yerli malının desteklenmesi, ülke ekonomisi açısından son derece pozitif bir adım. Ancak kamu ihalelerinde, bazı kamu personeli buna uymuyor. Hala ithal asansörü işaret eden, adrese teslim şartnameler hazırlanıyor. Dernek olarak, üyelerimizden bu yönde şikayet geldiği zaman müdahale ediyoruz. Yakın dönemde böyle birkaç ihaleyi de iptal ettirdik" diye konuştu.

Asansörlerdeki güvenlik sorunlarına da değinen Akdemir, kazaların yüzde 50'sinin kurulum aşamasında, diğer yarısının da işletme sürecinde teknik arıza, kullanım hatası ya da bakım eksikliğinden meydana geldiğini aktardı. Akdemir, asansörlerin herkesin ortak kullandığı bir ürün olmasına rağmen bakımı konusunda gereken hassasiyetin gösterilmediğine dikkat çekerek, sözlerine şöyle devam etti:

"Çok para harcanmamak istenmesi, bakım problemini körüklüyor. İşletme aşamasında yaşanan kazaların önemli bölümü, kabin ve duvar arasına sıkışma olarak gerçekleşiyor. Bunun nedeni de çarpma kapılı eski asansörlerde 'iç kapı'nın olmaması. Bunun kullanımı da yaygınlaşıyor".