Sektör Profesyonelleri Türk Yapı Sektörünü Değerlendirdi



Yapı-Endüstri Merkezi, “Türk Yapı Sektörü Raporu 2016”yı bu yıl uzman ekonomistlerin geleceğe yönelik değerlendirmesiyle birlikte açıkladı. Ardex Yapı Malzemeleri, Dizayn Grup, E.C.A Serel, Ege Seramik, Fibrobeton Yapı Elemanları, Işıklar Yapı Ürünleri, İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER), Ak Alev Manyezit Levha (Modelpan), İnper Perlit İnşaat Sanayi (Perstone), Seranit Grup, Şişecam Düzcam, Tarkett Aspen Zemin Kaplamaları, Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD), Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), Urtim Kalıp ve İskele Sistemleri, VitrA Artema ve YEM Fuarcılık desteğiyle hazırlanan raporda ekonomik gelişmeleri ulusal ve uluslararası ölçekte yapı sektörünün verileri en kapsamlı şekilde sunuluyor.

Türk Yapı Sektörü Raporu 2016’nın yayımlanmasına katkıda bulunan firmalardan Dizayn Grup, E.C.A Serel, Fibrobeton Yapı Elemanları, Ak Alev Manyezit Levha (Modelpan), İnper Perlit İnşaat Sanayi (Perstone), Türkiye İMSAD, Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), Urtim Kalıp ve İskele Sistemleri, Türk yapı sektörünün mevcut durumunu ve 2017’ye dair öngörülerini paylaştı. Genel görüş, Türk yapı sektörünün, 2016 yılında yaşanan gelişmelerden etkilenmiş olmakla birlikte, ekonominin ve diğer sektörlerin üzerinde bir performans gösterdiği oldu.



“Plastik boru sektörü ihracatta büyük bir daralma yaşadı”
Plastik boru sektöründe Türkiye içinde, özellikle ihracat tarafında 2016 yılında büyük bir daralma yaşandığına dikkat çeken Dizayn Grup İcra Kurulu Üyesi ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Sedat Sözüdoğru, konuyla ilgili sözlerini şöyle sürdürdü: “Komşu ülkelerdeki siyasi ve ekonomik belirsizlikler ile Türkiye içinde yaşanan siyasi kriz ve ekonomik dalgalanmalar, özellikle de hammaddede dışa bağımlı olan sektörümüz için döviz kurundaki büyük artışlar sektörü olumsuz etkiledi. Rusya ile geliştirilmeye başlanan olumlu ilişkiler, bu pazarda henüz uçak krizi öncesine yaklaşan bir düzelme getirmediği gibi, 2015 başından bu yana petrol krizi ile birlikte Rusya’da yaşanan ekonomik sıkıntılar hala atlatılamadı. Rusya’da fabrika açarak bu etkileri en aza indirme yolunda büyük bir adım atmış olduk; ancak büyük çoğunluğu ekonomik ve siyasi kriz esnasında ortaya çıkan, tek çıkış noktası ucuz ürün olan yerel üreticiler, Türk plastik boru sektörü için çok büyük bir pazar olan Rusya’da tüm sektörü geriletiyor.”

Döviz kurunun en azından tahmin edilebilir hale geldiğini sözlerine ekleyen Sedat Sözüdoğru, inşaat sektöründe verilmeye başlanan devlet desteklerinin, ana malzeme tedarikçilerinden biri olan inşaat firmaları için 2017’nin 2016’ya göre en azından kayıp vermeden geçebileceğine dair umut verdiğini açıkladı. Kamunun artan altyapı yatırım iştahının da sektöre olumlu yansıyacağının altını çizen Sözüdoğru, son birkaç yılda yaşanan büyük siyasi ve ekonomik krizlere rağmen en azından bu üç veri ışığında, yurt dışında sektörü tekrar olumsuz etkileyecek gelişmelerin olmaması durumunda, 2016’ya göre 2017 yılında 2-3 puan daha yukarıda bir büyüme beklediklerini vurguladı. Özellikle kendi sektörleri plastik boru için, güvenilir ve ayakları yere basan veriler bulmakta zorlandıkları bir ortamda Yapı Sektörü Raporu’nun kendilerine çok güzel bir çalışma sunduğunu dile getiren Sözüdoğru, “2016 çalışmasını da bu anlamda verimli buluyoruz. Yine de, TÜİK ve diğer kamu ve özel dernek ve kuruluşların daha fazla etkin hale getirilmesi gerektiği inancındayız. Firmalardan alınacak kesin bilgilerle daha etkili raporlar ve yol gösterici çalışmalar oraya koyulabilir” dedi.

“İnşaat sektörü büyümeye devam ediyor”
Yapı Sektörü Raporu 2016 verilerini incelediklerinde 4 maddenin sektörle ilgili kendilerini yönlendirdiğini söyleyen Elmor A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Enver Öz, “1- Konut satışları tarihi bir rekor kırarak 1 milyon 343 bin adede ulaştı, bir önceki yıla göre yüzde 4,2 artış kaydetti. Türkiye’de halen yıllık 600 bin adet yeni konuta ihtiyaç duyuluyor. Toplam yeni konut açığı ise yaklaşık 7 milyon adet, bu ortalama 12 yıllık yeni konut satışına tekabül ediyor. 2- Türkiye’de sektörler incelendiğinde 2016 yılı ilk dokuz aylık inşaat sektörü büyümesi yüzde 7,4 ‘tür. Diğer sektörlerde böyle bir büyüme söz konusu değildi. 3- İnşaat sektörünün GSYH’ya katkısı her geçen gün artıyor. 2015 yılında yüzde 8,5 iken, 2016 yılında yüzde 8.7’ ye yükseldi. 4- 2016 yılında, 2015 yılına göre Yapı Kullanma İzin Belgesi de yüzde 2,5 oranında arttı” dedi. Enver Öz, tüm bu değerler incelendiğinde sektörlerde genel bir durgunluk söz konusu iken, inşaat sektörünün hız kesmeksizin büyüme, istihdam ve ekonomiye katma değer sağlamaya devam ettiğini sözlerine ekledi.

Önümüzdeki dönemde armatür trendinin daha çok fonksiyonellik açısından öne çıkacağını ifade eden Öz, özellikle teknolojik açıdan zengin ürünlerin ön planda olurken, kolay temizliğe yönelik ürünlerin de gün geçtikçe önem kazanacağını belirtti. Bu yüzden 2017 yılında armatürde hijyenin önemine dikkat çekmeyi hedeflediklerine işaret eden Öz, konuyla ilgili sözlerini şöyle sürdürdü: “Armatür pazarında trendlerin belirleyicisi olarak da bilinen E.C.A armatürde yeni bir uygulamanın sahibi olarak ‘Hygiene Plus’ özellikli armatürleri piyasaya kazandırıyor. 2017 yılındaki en büyük hedefimiz ise ‘Hygiene Plus’ özellikli armatürleri yaygınlaştırmak ve talep yaratmak olacak. Çünkü hijyen kavramının başta anneler olmak üzere tüm bireyler için ne kadar önemli olduğunun bilincindeyiz. Bizler kendi evlerimizde hissettiğimiz kaygılarla AR-GE ve ÜR-GE’mizi şekillendiriyoruz.”

2017’de tasarım ve fonksiyonelliği bir arada sunan ürünlerin de ön plana çıkacağını öngördüklerini kaydeden Öz, bu konudaki yatırımlarına da devam ederek bu özellikteki ürünleri geliştirmeye ve dağıtımını yaygınlaştırmaya devam etmeyi hedeflediklerini vurguladı. Bu yıl da sektörle ilgili çalışma ve planlamalarında yönlendirici bir kaynak olarak Yapı Sektörü Raporu’nu kullanacaklarını sözlerine ekleyen Öz, verilerin bir araya toplanması bakımından her yıl bu yayının hazırlanmasını özellikle beklediklerini ve bu projede emeği geçen herkese teşekkür ettiklerini belirtti.

“Referandum ile ekonomik faaliyetlerde görece bir yavaşlama olacak”
Nisan ayında yapılacak anayasa referandumu nedeniyle ülke olarak siyasetin öne çıkacağı bir dönem yaşanacağını söyleyen Fibrobeton Yönetim Kurulu Başkanı Dündar Yetişener, referandum ile ekonomik faaliyetlerde görece bir yavaşlama öngördüklerini ve devam eden döviz piyasalarındaki dalgalanmaların referandum sonrasında da ekonomiyi negatif etkileyebileceğini belirtti.


2015 yılında 17 milyar dolar olan Türkiye inşaat malzemeleri ihracatının önemli bir düşüşle 2016 yılında 15 milyar dolar seviyesine gerilediğine dikkat çeken Dündar Yetişener, “İnşaat malzemesi sanayi endeksine göre, mevsimselliğin de etkisiyle bu yıl Ocak ayında inşaat malzemeleri üretimi ve iç satışlarıyla birlikte ihracatta da gerileme devam etti. Ancak önümüzdeki aylarda inşaat malzemeleri faaliyetlerinin gerek üretim, gerekse iç satış ve ihracatta toparlanacağı yönünde kuvvetli bir beklenti içindeyiz. Hükümetin yavaşlayan ekonomiye dinamizm kazandırmak için kamu yatırımlarını yüzde 27 oranında artırmaya yönelik kararları ve altyapı yatırımlarına ağırlık veren politikaları inşaat sektörü, bağlı olarak da inşaat malzemeleri sektörünü destekleyecek. Her zaman vurguladığımız gibi özel sektör yatırımları büyürse; inşaat sektörü daha sağlıklı gelişecek. Bu denge, ekonominin ivmesini artırmasına da ciddi katkı sağlayacak” dedi.
Dünya ekonomisine bakıldığında 2016 yılında olduğunu gibi, 2017’nin küresel ölçekte jeopolitik risklerin ekonominin istikrarlı seyri için tehdit olmaya devam edeceğine işaret eden Dündar Yetişener, dünya ticaretinde yavaşlamayla birlikte, özellikle korumacılığa yol açacak uygulamaların, ekonomi ve ülkelerarası ticari ilişkilerde sıkıntı yaratabileceğine dikkat çekti.

Sonraki sayfalarda:

“Sektörel teşviklerin olumlu etkileri 2017 yılına etki edecek”

“İhracata ağırlık veren firmalar öne çıkacak”
İnşaat malzemesi sanayicileri 2017 yılından umutlu
Yurt dışında üstlenilen yeni proje tutarı düştü
“İhracata ağırlık veren firmalar bir adım önde olacak”

“2017 yılında konut üretimi ve satışları hızını koruyacak”

 

Reklam Goruntulenme Bolumu


“Sektörel teşviklerin olumlu etkileri 2017 yılına etki edecek”
2016’nın dünyada ve Türkiye’de yaşanan olumsuz gelişmelerin etkilerinin yaşandığı bir yıl olduğunu ifade eden İnper Pelit Satış ve Pazarlama Yönetmeni Gökmen Köroğlu, buna rağmen yapı sektörünün, geçmiş tecrübelerine de dayanarak bu etkilerin krize dönüşmeden aşmayı başardığını söyledi. Gökmen Köroğlu, özellikle yılın 2. yarısında gelen sektörel teşvikler, faiz indirimi, 20 yıl vade seçenekleri, KDV indirimi gibi girişimlerin yaşanacak olumsuz etkilerin önüne geçtiğine dikkat çekti. 2016’nın İnper Perlit için yıllardır süregelen Ar-Ge yatırımlarının sonuçlarını sektörle paylaşmak üzere hazırlandıkları ve yeni yatırımları tamamladıkları bir yıl olduğunu belirten Köroğlu, Perstone markasıyla piyasaya sundukları yeni nesil yalıtım ürünlerinin heyecanı içinde 2016 yılını tamamlayarak yola hız kesmeden devam ettiklerini kaydetti.

2017’nin yapı sektörünün ülke ekonomisindeki lokomotif görevinin artarak devam ettiği bir yıl olacağını dile getiren Köroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “2016'nın son çeyreğinde gerçekleşen sektörel teşviklerin olumlu etkileri 2017 yılının tamamına etki edecek. Bunun yanında son yıllarda yakın sınır komşularımızda yaşanan ve en kısa zamanda bitirilmesi için ülke olarak çok büyük çaba sarf ettiğimiz krizin, kısa bir gelecekte fırsata dönüşeceğinin farkındayız. Türkiye’nin inşaat ve yapı sektöründeki tecrübesi, kalite ve hız anlayışı bölgenin yapılanmasına büyük katkı sağlayacak. 2017 yılının şirketimiz, sektörümüz ve ülkemiz için yeni bir atılım yılı olacağını düşünmekteyiz.”

22 yıldır yayınlanan Türk Yapı Sektörü Raporu’nun, sektörün gelişimine önemli katkılar sunduğunu ve bir anlamda yol gösterici görev üstlendiğinin altını çizen Köroğlu, sektörün ''karnesi'' olarak gördükleri TYSR'nin 2016 yılı verilerinin hazırlanmasına ve sunulmasına destek vermekten mutluluk duyduklarını ifade etti. Köroğlu, 2016 yılında inşaat sektöründeki büyümenin, genel ekonomik büyümenin üzerinde gerçekleşmesi, milli gelir içindeki payının ve istihdamın da artışının sektörün önümüzdeki yıllara daha umutlu ve heyecanlı bakmasını sağlayacağını sözlerine ekledi.

“İhracata ağırlık veren firmalar öne çıkacak”
Yapı sektörünün her zaman ekonomide lokomotif görev gören sektörlerden biri olduğunu ifade eden Modelpan Genel Müdürü Sibel Hızlan, kentsel dönüşümdeki nitelikli yapıların artması ve çevresiyle bütünleşen bir doku meydana çıkarılmasının önümüzdeki dönemde gündemde olacağını söyledi. Bu yüzden yurt dışı müteahhitlik hizmetleri kapsamında ve yapı malzemesi üreticileri bağlamında, uluslararası platformda sektördeki firmalara büyük görevler düştüğünü sözlerine ekleyen Sibel Hızlan, ihracatta Ar-Ge çalışmalarına hız veren ve Ar-Ge’ ye ayrılan kaynaklarını artıran yapı malzemeleri üreticilerinin öne çıkacağını belirtti.

Sürdürülebilir ekonomi yaratma açısından yurt dışından ithal edilen yapı malzemelerinin ithalatının en asgari seviyeye düşürüleceğinin öngörüldüğüne işaret eden Hızlan, böylece Türkiye için yeni ürün kategorilerinde de ihracat fırsatının doğduğunu kaydetti. Yapı malzemeleri sektöründe, her daim artan inşaat pazarına üstün özellikleriyle yeni bir soluk getirmiş yalıtım özellikli panellerin gün geçtikçe vazgeçilmez olduğunu vurgulayan Hızlan, “Bizim içinde bulunduğumuz yalıtım özellikli yapı panelleri sektöründe, üretici olarak fiber-cement levha üreticileri ve alçı esaslı üzeri cam elyaf katkılı yapı levhası üreticileri var. Yapı Sektörü Raporu’nda da belirtildiği gibi yaklaşık 12 milyar TL pazar büyüklüğüne sahip. Fiyat rekabeti bu sektörde de oldukça yüksek. Yıl genelinde reel kesim ve tüketici güveni düşük seyrederken, genel olarak taleplerde bekle-gör dönemi oluştu. Yeni ürünlerin pazara girişi bu resimde çok daha agresif olunmasını ve çaba sarf edilmesini gerektiriyor” dedi.



Önceki yıllarda ısı yalıtım yönetmelikleri ile başlayan sürecin, günümüzde su, ses ve yangın yalıtımında da yönetmelik düzenlemeleri ile sürdürüldüğüne değinen Hızlan, artık bu özelliklerin de ısı yalıtımı kadar, tasarruf, sağlık ve güvenlik açısından yüksek öneme sahip olduğunu söyledi. Dolayısı ile yalıtım özellikli panel sektörünün 2016’da hareket kazandığının altını çizen Hızlan, ancak Türkiye ekonomisindeki durgunluk ve global mali dalgalanmaların sektörün hızlı ilerlemesini yavaşlattığını vurguladı. Bunun yanında yeni inşaatların, gelişen nüfus ile birlikte daha hızlı oluşturulması, montaj kolaylığı ve teknolojiye uygun yeni konstrüksiyon sistemlerinin geleneksel olanın yerini alması, yapı paneli sektörünün önünü açtığını ifade eden Hızlan, binalara fazla yük oluşturmaması ve yalıtım özellikleri içermesi açısından, yeni yönetmeliklere uygun yalıtım özellikli panellerin daha da öne çıkacağını kaydetti.

Reklam Goruntulenme Bolumu


İnşaat malzemesi sanayicileri 2017 yılından umutlu
2016 yılında, Türkiye ekonomisine sağlıklı ve kaliteli katkı sunmak üzere yoğun çaba gösterdiklerini söyleyen Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, son dönemde gerek dünya genelinde ve yakın bölgede, gerekse Türkiye’de yaşanan siyasi ve ekonomik gelişmelerin etkisiyle inşaat malzemesi sektöründe de beklenen olumlu gelişmelerin yaşanmadığına dikkat çekti. 2016 yılında menfur darbe girişiminin yanı sıra üzücü terör olaylarının yaşandığını sözlerine ekleyen Ferdi Erdoğan, tüm bu olumsuz gelişmelerin sanayicilerin üretme arzusunu yitirmesine neden olmadığını belirtti. İnşaat malzemesi sanayicileri olarak, 2017 yılına ve geleceğe umutla baktıklarını kaydeden Erdoğan; üretime, yatırımlara ve katma değer yaratmaya devam edeceklerini vurguladı.



2014 yılında 21 milyar doların üzerinde olan inşaat malzemesi sektörü ihracatının 2015’te 17 milyar dolara gerilediğine dikkat çeken Erdoğan, 2016 yılında ise yüzde 10,2 düşüşle 15,24 milyar dolara olarak gerçekleştiğini söyledi. Erdoğan, ihracattaki gerilemede bölgesel gelişmelerin yanı sıra hedef pazarlardaki ekonomik durağanlık ve gerilemelerin etkili olduğunu sözlerine ekledi. Türkiye’nin sanayicileri olarak, yarattıkları her birim katma değer ile ulusal büyümede büyük bir rol oynadıklarına işaret eden Erdoğan, bölgesel gelişmelerin yanı sıra hedef pazarlardaki ekonomik durağanlıklar ya da gerilemelerin sektörü oldukça etkilediğini vurguladı.

İnşaatın Türkiye’nin temel ve lokomotif sektörü olduğunu, ekonomiyi ayakta tuttuğunu ve tutmaya da devam edeceğini ifade eden Erdoğan, perakendeden hizmet sektörüne kadar zincirleme olarak birçok sektöre doğrudan etki ettiğini belirtti. İnşaat malzemelerinin Türkiye’nin en güçlü sanayi kollarından biri olduğunu kaydeden Erdoğan, “Son dönemde yaşanan gerilemelere karşın, hala Türkiye’nin en yüksek ihracat yapan ve ülke ekonomisine en çok katma değer sağlayan sektörü. İnşaat sektörü büyüdükçe beraberinde ekonomiyi de büyütecek. Biz, inşaat malzemesi sanayicileri olarak, 2017 yılından umutluyuz. İç pazarda, 20 yıl vade ve düşük faiz kampanyalarının yıl içinde devam etmesi konut sektörünü canlı tutacak, yeni projelerin de başlaması için gayrimenkul yatırımcılarını teşvik edecek. Yine ekonomiyi canlandırmak için hükümetin açıkladığı KDV indirimi ve evini yenilemek isteyenlere yönelik kredi olanakları gibi çalışmaların da 2017 yılında inşaat sektörünün dinamizmini artırmasına etki edecek. İhracatımızı tekrar hedeflenen düzeye çıkarmak için sektör olarak biz gerekli çalışmaları yapmaya devam edeceğiz. Özellikle mevcut ve hedef pazarlarda etkinliğimizi artırmak istiyoruz. Afrika, Arap Devletleri ve Yakın Doğu Asya’nın yanı sıra ABD’de sektörümüz için son yıllarda önemli pazarlardan biri konumuna geldi. Avrupa ülkeleri zaten her zaman önemli pazarlarımız arasındaydı. Rusya ve İsrail ile ilişkilerin düzelmesinin genel itibariyle ihracatına olumlu yansıyacağını düşünüyoruz” dedi.



Yapı Sektörü Raporu’nun inşaat ve inşaat malzemeleri sektörü için çok önemli verileri içinde barındıran, oldukça faydalı bir çalışma olduğunu sözlerine ekleyen Erdoğan, konuyla ilgili şunları kaydetti:

“Raporu hazırlayan Dr. Can Fuat Gürlesel aynı zamanda Türkiye İMSAD’ın da ekonomi danışmanlarımızdan… Yani sektörü bilen, tanıyan bir uzman tarafından hazırlanıyor olması da önemli. Raporda dünyadan ve Türkiye’den inşaat ve inşaat malzeme sektörlerine ilişkin birçok veri yer alıyor. Özellikle inşaat malzemeleri alt sektörlerine ait birçok veriye raporda ulaşılabiliyorsunuz. Bunlar oldukça değerli ve faydalı veriler. Biz de Türkiye İMSAD olarak, Yapı Raporu’nu destekliyor, böyle önemli bir raporu yayınlayan Yapı ve Endüstri Merkezi’ni tebrik ediyoruz.”

Reklam Goruntulenme Bolumu


Yurt dışında üstlenilen yeni proje tutarı düştü
Geçen dönemde jeopolitik gerginlikler, darbe girişimi ve terör olaylarının da olumsuz etkileriyle yurt içinde ekonomik aktivitenin baskı altında kaldığına değinen Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Mithat Yenigün, turizm gelirlerinin önemli ölçüde düşerken, yatırım kalemlerinin de düşüş kaydetmeyi sürdürdüğünü söyledi. TÜİK'in metodoloji değişikliğiyle açıkladığı verilere göre, Türkiye'de GSYH’nın yılın üçüncü çeyreğinde yıllık bazda yüzde 1.8 oranında daraldığına dikkat çeken Mithat Yenigün, böylece son 27 çeyrektir, potansiyelinin altında da olsa kesintisiz büyüme kaydeden Türkiye ekonomisinin ilk defa küçüldüğünü belirtti. Bu süreçte sektörlerin GSYH oluşumuna etkisinde inşaatın payının artığına işaret eden Yenigün, “GSYH oluşumunun tüketim bacağında devletin tüketimi, hane halkı tüketimi, dış ticaret ve stok değişimi kalemleri azalırken eski seride yüzde 20.4 olan yatırım kalemi yüzde 29.7'ye çıktı, bu artışın yüzde 90'ının inşaattan kaynaklandığı, TÜİK tarafından belirtildi. Üretim yöntemiyle oluşturulan GSYH verilerine göre ise, 2016 yılının üçüncü çeyreğinde yıllık bazda ana sektörler arasında sadece inşaat sektöründe reel artış kaydedildi. 2016 yılının ilk yarısında olumlu bir toparlanma ivmesi yakalayan inşaat sektörü, üçüncü çeyrekte de reel olarak yüzde 1.4 oranında büyüme sergiledi. Yılın ilk 9 ayında sektörde toplam büyüme ise yüzde 7.4 olarak ölçüldü. Sektörde 2016 yılı toplam büyüme rakamının yüzde 6.5-7 civarında olacağı değerlendiriliyor” dedi.



Genel konjonktürden ve özellikle ana pazarlardaki gelişmelerden en ağır etkilenen sektörlerden birisi olan yurt dışı müteahhitlik sektörü tarafında ise, 2016 yılı verilerinin oldukça gerilediğine dikkat çeken Yenigün, Türk müteahhitlerin yurt dışında üstlenilen yıllık yeni proje tutarı; 2013-2014 yıllarında 30 milyar Dolar bandına oturmuş durumdayken, 2014 yılında 25, 2015 yılında 22 milyar Dolar düzeyine gerilediğini vurguladı. Yenigün, 2016 yılında yurt dışında üstlenilen yeni proje tutarının da 11.6 milyar ABD Doları olduğunu sözlerine ekledi.

Türkiye ekonomisinin içinden geçmekte olduğu zor dönemde geçmişten bugüne ekonomik büyümenin lokomotifi olan inşaat sektörüne yönelik yatırımların ivme kaybetmeden sürdürülmesinin önem taşıdığının altını çizen Yenigün, TMB üyelerinin bu süreçte taahhüt projeleri, kamu-özel, yap-işlet-devret ve gayrimenkul yatırımları olmak üzere üç ana kolda daha fazla üretim ve istihdam yaratmak üzere azami gayret gösterdiğini söyledi. Sektörde büyük ölçekli altyapı yatırımlarının devam ettiğini ifade eden Yenigün, konuyla ilgili şu şunları kaydetti: “2016 yılında açılışı yapılan Osmangazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve bağlantı yolları, Avrasya Tüneli, önümüzdeki dönemde açılması planlanan 3. Havalimanı, Çanakkale Köprüsü gibi çok önemli projelerin tümü; ayrıca, entegre sağlık kampüsleri ve hastane projeleri, Türkiye Müteahhitler Birliği üyeleri tarafından, kamu-özel ortaklığı modeli ile hayata geçiriliyor. Önümüzdeki dönemde de altyapı yatırımlarının liman, hızlı tren, metro ve otoyol projeleri ile sürmesi beklenmekte; ayrıca kentsel dönüşüm süreci devam ediyor. Öte yandan, yüksek finansman gereksinimi bulunan söz konusu projelerin seyri açısından piyasa koşulları büyük önem taşıyor. Küresel likidite koşullarında daralmalar ile jeopolitik risklerde artış eğiliminin, piyasada borçlanma maliyetleri üzerinde etkili olmayı sürdüreceği düşünülüyor.”



Yurt dışı müteahhitlik hizmetleri kapsamında ise, küresel konjonktüre bağlı olarak sektörün hali hazırda kısıtlı olan dış finansman kapasitesinin önümüzdeki dönemde daha da azalabileceğine yönelik kaygıların arttığına dikkat çeken Yenigün, yeni dönemde artacak dış borçlanma maliyetleri bakımından, uluslararası platformda rekabet güçlerini koruyabilmek için batılı ülkeler, Çin ve Kore gibi Uzak Doğu ülkelerinde olduğu gibi sektörün finans desteğine gereksinim duyduğunu vurguladı. Yeni dönemde, petrol ihracatçısı ülkelerin üretim kısıntısı konusundaki mutabakatları doğrultusunda belirli düzeyde artış ivmesi kazanan enerji fiyatları, Suudi Arabistan, Cezayir, Türkmenistan gibi, Türk yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinin referanslarının son derece güçlü olduğu pazarlarda yatırım ortamına ve finansman koşullarına olumlu yansıyabileceğini ifade eden Yenigün, Rusya ile ilişkilerde kademeli normalleşme ile yeni pazarlardaki fırsatlar da değerlendirildiğinde, 2017 yılının, yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinin gelişimi açısından son 10 yıllık dönemde kazanılmış ivmenin kaybedildiği kayıp bir yıl olan 2016'dan daha olumlu bir dönem olacağını belirtti.

Mithat Yenigün, Yapı Sektörü Raporu’nu, inşaat sektörü ve sektöre girdi sağlayan tüm bağlantılı sektörlerle birlikte genel ekonomik konjonktüre ışık tutan, çokça faydalanılan bir yayın olarak değerlendirildiğini belirterek, Yapı Sektörü Raporu 2016’da ele alınan değerlendirme ve beklentilerin, Türkiye Müteahhitler Birliği tarafından 3’er aylık dönemlerle yayınlanan Ekonomik ve Sektörel Analiz Raporları ile de uyum içinde olduğunu vurguladı.

Reklam Goruntulenme Bolumu

“İhracata ağırlık veren firmalar bir adım önde olacak”
Urtim Kalıp ve İskele Sistemleri Genel Müdürü Serdar Urfalılar Urtim Kalıp ve İskele Sistemleri’ndeki görevlerim yanında İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyeliği ve İstanbul Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Üyeliği ile Yapı Malzemeleri Komite Başkanlığı görevini yürüttü için sektörle alakalı çok fazla veriye sahip olduğunu söyledi. 2016 yılında yaşanan gelişmelerden Türk yapı sektörünün de etkilenmiş olmakla beraber diğer sektörlerin üzerinde bir performans sergilediğine işaret eden Serdar Urfalılar, inşaat sektörünün yaklaşık olarak yüzde 6 seviyelerinde bir büyüme kaydettiğini belirtti. İnşaatın hala ekonominin lokomotif sektörlerinden biri olduğuna değinen Urfalılar, milli gelir hesaplamalarında da etkisinin yüzde 8 civarında olduğuna ve ortalama 2 milyon seviyesinde istihdam yarattığına dikkat çekti.



Urfalılar, 2017 senesi için de şunları söyledi: “Hükümetin altyapı yatırımları ve inşaat sektörü üzerinden yatırımlara devam edeceğini açıklamış olması sektör ve sonrasında Türkiye’nin büyüme ve ekonomik aktivitesinin artması anlamında önemli bir karar olarak görüyorum. Ayrıca ülkemizin demografik yapısı, komşularımızdaki karışıklıkların neden olduğu bölgesel göçler gibi nedenlerle gayrimenkul satışlarının özellikle konut bazında artacağını öngörmekteyim. İç piyasa hala ağırlıklı olmakla beraber ihracata ağırlık veren firmaların bir adım öne çıkacağını, özellikle standartlara uygun üretim proseslerini uygulayan, sertifikalarını tamamlamış firmaların yurt dışı satışlarıyla bir fark yaratacağına eminim. Urtim olarak Ar-Ge, inovasyon ve üretim parkımıza yaptığımız yatırımlarla biz açıkçası yurt dışı piyasalarda olma iddiasındayız.”

Yapı Sektörü Raporu 2016’nın yaklaşık 22 yıldır yayımlanan ve Türk yapı sektörü için referans bir kaynak oluşturan neredeyse tek sektörel kaynak olduğuna dikkat çeken Urfalılar, “Sektörümüz için olmazsa olmaz bir çalışma olduğunu düşünüyorum. Maalesef ülke olarak istatistikler, kurumsal hafıza ve bilginin paylaşılması konusunda sıkıntılarımız var ve bu yayın bu anlamda da yol gösteren bir çalışma ve URTİM olarak bu çalışmanın içinde olmak istedik. Öyle sanıyorum ki uzun soluklu bir işbirliğimiz olacak” dedi.

“2017 yılında konut üretimi ve satışları hızını koruyacak”

Yapı sektörünün 2016 yılını yaşanan tüm olumsuz gelişmelere rağmen ekonominin ortalama performansının üzerinde  geçirdiğini söyleyen ITE Turkey Yönetim Kurulu Üyesi ve YEM Fuarcılık Genel Müdürü Burcu Başer, “Yılın ilk yarısında oldukça canlı olan faaliyetler ikinci yarıda önce geriledi, ardından alınan yoğun önlemler ve destekler ile yeniden hareketlendi. Büyük kamu projeleri devam etti. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda inşaat sektörü yüzde 6,0 gibi bir rakamla ekonominin oldukça üzerinde büyüyeceğini göreceğiz” dedi. 2016 yılında konut satışlarının da düzenlenen kampanyalar neticesinde yeni bir rekor kırdığını ve alınan yapı ruhsatları ve yapı izinlerinde artışların devam ettiğini sözlerine ekleyen Burcu Başer, yapı malzemeleri sanayinin de iç pazardaki bu büyümeden etkilendiğini ve malzeme sanayinde alt sektörlerde farklı büyümeler olduğunu belirtti. İhracat tarafında ise 2016 yılı beklentilerin altında bir performans sergilediğini ifade eden Başer, genel olarak değerlendirdiklerinde her şeye rağmen yapı sektörünün 2016 yılını büyüme ile kapattığını vurguladı.        

Yapı sektörünün 2017 yılına en çok desteklenen sektör olarak başladığının altını çizen Başer, hükümetin öncelikle yavaşlayan ekonomiyi, kamu alt yapı yatırımları ile hızlandırmayı hedeflediğini ve buna ilaveten inşaat sektörün büyümesini amaçlayan teşviklerle sektörün desteklendiğini kaydetti. Bu nedenle 2017 yılında da inşaat sektörünün ekonominin üzerinden büyüme göstereceğini ön gördüklerine işaret eden Başer, sözlerini şöyle sürdürdü: “2017 yılında konut üretimi ve satışları hızını koruyacak. Kamu yatırımları da yine sektörü destekleyecek. Bu yıl, iki yıllık gerileme ardından yapı malzemeleri ihracatında artış bekliyoruz. Pazarlarda ekonomiler ve inşaat sektörlerinin toparlanma sürecine girdiğini görüyoruz. Buna bağlı olarak 2017 yılında yapı malzemeleri sanayi iç ve dış talebe dayalı bir büyüme sağlayacak. 2017 yılında piyasadaki güven, ödeme, teminat, kredi gibi sıkıntıların kalıcı olarak çözülmesi de sektörü destekleyici unsurlar olacak.”

Başer, düzenledikleri Yapı Fuarları – Turkeybuild ile gelişmesine katkı sağlamayı amaçladıkları Türk yapı malzemeleri sektörüne ait detaylı bir rapor hazırlanması ve sektörle paylaşılmasını çok faydalı bulduklarını sözlerine ekledi. YEM Fuarcılık olarak fuarları her zaman bir sergileme alanının ötesinde verimli bir ticari platform olarak kurguladıklarına dikkat çeken Başer, bu sebeple sektör paydaşlarının düzenledikleri fuarlardan maksimum faydayı edinebilmesi için her zaman sektör gelişmelerini, gündemi, pazarları takip ve analiz ettiklerini söyledi. Bu bağlamda Türk Yapı Sektörü Raporu’nu kendi çalışmalarında kullandıkları önemli bir kaynak olduğunu kaydeden Başer, YEM Fuarcılık olarak, sektör için önemi büyük olan bu raporu yıllardır desteklediklerini belirtti.

Türk Yapı Sektörü Raporu 2016'yı incelemek için tıklayın.

Reklam Goruntulenme Bolumu