Zaman Gazetesi'nin haberine göre, şehrin anayasası sayılan 1/100 bin ölçekli Çevre Düzeni Planı’na riayet edilmemesinin başta trafik olmak üzere pek çok sorunu da beraberinde getirdiği belirtiliyor. Alınan bilgelere göre, 1960’larda hızla büyüyen İstanbul’un 2006 yılına kadar bütüncül bir imar planı bulunmuyordu. İmar düzenlemeleri ilçe bazında yapılıyordu. İstanbul’un doğru bir şekilde gelişmesi için 1/100 bin ölçekli Çevre Düzeni Planı 2006 yılında hazırlandı. Şehrin yeşil alanları, konut, ticaret, sanayi alanları gibi yerleri belirlendi. Ancak bu plan yeterli olmadı. Her ilçe önceden hazırlanan kendi imar planlarına göre yapılaşmayı sürdürdü. Çevre düzeni planı da birçok kez ihlal edilerek yeşil alan olarak belirlenen bölgelerde konut, tesis, stat gibi sosyal ve ticarî içerikli yapılaşmalara izin verildi. Özellikle kentin ana ulaşım aksları kenarlarındaki bölgelerde birçok kez parsel bazında düzenlemeler yapıldı.
Konuyla ilgili dikkat çekici gelişmelerden biri ise Zeytinburnu’nda yaşandı. Gökdelenlerin tarihî yarımada silüetine etkisi nedeniyle kentin bina yüksekliklerine düzenleme getirilirken, daha önceden verilen ruhsatlar nedeniyle birçok büyük proje bundan muaf oldu. Yine çevre düzeni planlarına göre kentin kuzey kesimlerinin kesinlikle yerleşime açılmaması gerekiyordu. Ancak üçüncü havalimanı ve Kuzey Marmara Otoyolu’nun kentin kuzeyine yapılması eleştirilerin hedefi haline geldi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi eski İmar ve Planlama Dairesi Başkanı Mehmet Yıldız’a göre, birçok projenin 100 binlik planda yeri bulunmuyor. “Üçüncü havalimanı, Kanal İstanbul, üçüncü köprü bu planda yer almıyordu. Havalimanının yeri Silivri olarak belirlenmişti. Köprü de plan tadilatlarıyla yapıldı.” diyen Yıldız, çevre düzeni planının kullanılmak için değil delmek için yapıldığını iddia etti. Bazı yeşil alan ve ormanların konut yapımına açıldığını ifade eden Mehmet Yıldız, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı da plan yaparken 100 binlik Çevre Düzeni Planı’nı dikkate almamakla eleştirdi.