Şehirler Yarıştı; En Yüksek Sigortalılık Oranı Bolu'da
Doğal Afet Sigortaları Kurumu'nun
(DASK) düzenlediği 'Şehirler Yarışıyor, Sigortalılar
Kazanıyor' yarışmasının en yüksek sigortalılık oranı
kategorisinde Bolu yüzde 46 ile birinci oldu. Yarışmada
Bolu'yu, yüzde 42 ile Yalova, yüzde 40 ile
Düzce izledi. En yüksek oranda poliçe artışı
kategorisinde ise birinciliği Hakkari, ikinciliği
Van, üçüncülüğü Muş aldı. En iyi zorunlu
deprem sigortası teşvik kampanyası kategorisinde ise
Bursa ve Tunceli birinciliği
paylaştı.
Yarışmanın ödül töreni, Başbakan
Yardımcısı Ali Babacan'ın katıldığı törenle JW Marriott Otel'de
düzenlendi. DASK Yönetim Kurulu Başkanı Selamet Yazıcı,
törende yaptığı konuşmada, yarışmanın her üç kategorideki birincilerine DASK
Güvenli Hayat Parkı armağan edeceklerini belirterek, tüm vatandaşların
yararlanması için kent merkezine inşa edilecek parklarda, oyun grubu, yürüyüş
parkuru, yeşil alan, deprem ve zorunlu deprem sigortasıyla ilgili eğitim
materyallerinin yanı sıra küçük birer açık hava sinemasının bulunacağını
kaydetti. Yazıcı, yarışmanın her üç kategorisinde ikinci ve üçüncü olan illerin
İl Afet ve Acil Durum Müdürlükleri'ne, depremle ilgili çalışmalarda kullanılmak
üzere malzeme yardımı yapacaklarını kaydetti.
DASK kuruluşundan bugüne 90 milyon lira hasar ödedi
DASK'ın faaliyetlerini değerlendiren
Yönetim Kurulu Üyesi Okan Utkueri ise DASK'ın 12 yıldır
ülkedeki konut sahiplerine deprem güvenceli yaşam sunmak için çalıştığını ifade
ederek, ''Van depreminde yaşadığımız acı deneyim sigortalılık oranlarında
kendisini gösterdi. 2011'de zorunlu deprem sigortalı konut sayısı yüzde 12,5
arttı. Bu artışın yüzde 5'i Van depreminden sonra gerçekleşti'' dedi. Zorunlu
deprem sigortalı konutların sayısının 2011'de artarken, Simav ve Van'da meydana
gelen hasar yapıcı depremler nedeniyle DASK'ın hasar tazminatı ödemelerinin de
arttığını anlatan Utkueri, DASK'ın kuruluşundan bugüne kadarki toplam hasar
ödemesi miktarının 90 milyon liraya ulaştığını söyledi.
Foto: Abdurrahman
Antakyalı (AA)
Başbakan Yardımcısı Babacan: DASK,
Van'da bugüne kadar 61 milyon lira ödeme yaptı
Ödül töreninde konuşan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan,
DASK'ın, Van depreminde konutları hasar gören sigortalı ev sahiplerine bugüne
kadar 61 milyon lira ödeme yaptığını, bu rakamın önümüzdeki dönemde 80 milyon
liraya ulaşabileceğini bildirdi. Babacan, DASK ile birlikte tüm sigorta
sektörünün Van için yaptığı hasar ödemesinin de 150 milyon lira civarında
olduğunu söyledi. Van'da deprem öncesi sigortalılık düzeyinin düşük olduğuna
işaret eden Babacan, böyle olmasına rağmen 150 milyon liralık hasar ödemesinin
61 milyon liralık kısmının DASK tarafından yapıldığına dikkati çekti. Zorunlu
deprem sigortasının yaygınlaştırılmasına destek olacak hükümler içeren Afet
Sigortaları Kanun Tasarısını yeniden TBMM'ye sunduklarını ifade eden Babacan,
önümüzdeki haftalarda bu tasarının TBMM'de ele alındıktan sonra yürürlüğe
girmesini ümit ettiklerini kaydetti.
Babacan, gelişmiş ülkelerde afetler nedeniyle oluşan ekonomik kayıpların
yarısına yakını sigorta tarafından karşılanırken, bu oranın gelişmekte olan ve
az gelişmiş ülkelerde oldukça düşük olduğunu belirtti. Geçen yıl dünyada
afetlerin neden olduğu zararların ciddi biçimde arttığına şahit olduklarını,
Yeni Zelanda ve Japonya'da yaşanan depremler ve diğer doğa olayları sonucu
oluşan maddi kayıpların toplamının 2011 yılında 380 milyar dolara ulaştığını
kaydeden Babacan, bu rakamın yaklaşık 105 milyar dolarının, yani yüzde 28'inin
sigortacılık sektörü kanalıyla telafi edildiğini söyledi.
DASK'ın,
depremin maddi sonuçlarının yönetiminde Türkiye'nin en önemli kazanımlarından
birisi olduğunu ifade eden Babacan, ''1999'da yaşadığımız iki büyük depremin
ardından kurulan ve 2000'de faaliyete başlayan DASK, aradan geçen zaman zarfında
oluşturduğu kurumsal ve mali kapasite ile ülkemizi, afetlerle mücadelede, kendi
ekonomik gelişmişlik düzeyindeki ülkelerin ilerisine taşımıştır. Türkiye'yi
benzer ülkelerle mukayese ettiğimizde bizim doğal afet sigorta uygulamamız daha
ileri bir noktada'' dedi.
DASK ve Zorunlu
Deprem Sigortası Programının, kamu-özel sektör işbirliğinin en özgün ve başarılı
modellerinden birisi olduğunu anlatan Babacan, DASK'ın sigorta şirketleri,
sigorta acenteleri ve banka şubeleri aracılığıyla ev sahiplerine ulaştırdığı
Zorunlu Deprem Sigortası poliçelerinin, deprem sonucunda konutlarda oluşabilecek
maddi kayıpları uygun bir bedel karşılığında teminat altına aldığını kaydetti.
Babacan, sigorta primlerinin bölgeden bölgeye değişmekle birlikte son derece
makul ve düşük düzeyde olduğunu söyledi.
Foto: Bolu Valisi İbrahim Özçimen,
ödülü Ali Babacan'ın elinden aldı (Abdurrahman Antakyalı /
AA)
Finansal okur-yazarlığın geliştirilmesi
gerekiyor
Bir tabiat olayı olan
depremi engellemenin mümkün olmadığını, ancak depremin yarattığı kayıpların en
aza indirebileceğini ve oluşan maddi kayıpların doğru mekanizmalarla telafi
edilebileceğini ifade eden Babacan, şöyle konuştu:
''Bu açıdan maddi hasarların karşılanmasında 'kara gün dostu' olan
sigortacılık sektörüne büyük bir görev düşmektedir. Sigorta alışkanlığının
yaygınlaşması, maddi kayıpların hızlı ve kolay bir şekilde telafi edilmesi
bakımından çok önemli. Bu açıdan finansal okuryazarlığın ülkemizde
geliştirilmesi gerekiyor. Çünkü finansal okur-yazarlık düzeyi düşük olan
toplumlarda, sigorta alışkanlığı da maalesef düşük oluyor. Son yıllarda finansal
eğitimin önemine ilişkin farkındalık arttı. Konuya taraf olan tüm kurumlar görev
ve sorumlulukları çerçevesinde sosyal sorumluluk projeleri kapsamında farklı
alanlarda çalışıyorlar.''
Sigortacılık
tasarruf düzeyinin artırılması açısından önemli
Sigortacılığı, hem meydana gelebilecek
maddi kayıpların telafisi bakımından hem de ülke genelinde tasarruf düzeyinin
artırılması açısından önemli bir sektör olarak gördüklerini belirten Babacan,
sektörün sağlıklı bir şekilde büyümesi, gelişmesi, tasarruf oranlarının
artmasına katkıda bulunması için gereken yasal altyapıyı 2007 yılında
Sigortacılık Kanunu ve devamında yapılan mevzuat düzenlemeleri ile
gerçekleştirdiklerini hatırlattı. Babacan, sigortacılığın daha da gelişmesi için
bazı çalışmalar yapmaya devam ettiklerini kaydetti. Bugün Türkiye'de zorunlu
deprem sigortasıyla depreme karşı güvence altına alınan konut sayısının 3 milyon
800 bine ulaştığını anlatan Babacan, bunun geçmişle mukayese edildiğinde iyi bir
rakam gibi göründüğünü ancak Türkiye'deki toplam konut sayısına bakıldığında
tatmin edici düzeyde olmadığını söyledi. Babacan, bu rakamın daha da artması ve
ileride tüm Türkiye'de belirli ölçüde doğal afet sigortasının yaygınlaşmasının
en önemli hedeflerinden bir tanesi olduğunu kaydetti.
''Hedefe ulaşmak için işbirliği yapmak
gerekir''
Bu hedefe ulaşmak için
çeşitli kesimlerle sıkı bir işbirliği yapmak gerektiğini ifade eden Babacan,
şöyle devam etti:
''Bu çalışmanın, ev
sahiplerinden başka, sigorta sektöründen yerel idarecilere, her kesimden fikir
önderinden medyaya kadar çok sayıda paydaşı vardır. Bu nedenle, sigortanın
toplumsal hayatımızdaki önceliğini yükseltmek ve karşı karşıya kaldığımız
riskleri çağdaş yöntemlerle yönetebilmek için bu dönüşüme hep birlikte destek
olmamız gerekiyor. Burada medyamıza da büyük bir görev düşüyor. Vatandaşlar
olarak alacağımız tedbirlerle depremin ve doğal afetlerin yol açtığı maddi
hasarları telafi edebiliriz. Sigorta yaptırarak depremin konutlarda meydana
getireceği küçük-büyük tüm hasarları karşılamak mümkün.
Devletin afetzedelere yaptığı yardımlar
sigortayı dışlamıyor. Tam tersine sigorta sistemi ve diğer yardım ve destekler
birbirini tamamlayan araçlardır. Dolayısıyla tüm bunlar bir bütünün
parçalarıdır. Büyük-küçük tüm deprem kayıplarını en doğru ve hızlı şekilde
karşılamak ancak sigorta sistemi ile mümkün olmaktadır. Hedeflerimize ulaşmak
bakımından, özellikle yerel yönetimlerden artan bir şekilde ilgi ve destek
bekliyoruz. Yerel yöneticilerimiz, vatandaşlarımızla iç içe, temas halinde. Biz
onlardan sigorta konusunda da toplumu yönlendirmelerini ve yardımcı olmalarını
bekliyoruz.''