Sedef Adası, Marmara Denizi'nde yan yana sıralanmış dört adadan (Kınalı, Burgaz, Heybeli ve Büyükada) sonra gelen, çok az sayıda insanın oturduğu, sevimli, küçük bir adadır. Sedef Adası'nın halka açık plajı yaz boyunca İstanbullular tarafından kullanılır. Temiz denizi ve güzel koyuyla Sedef Adası yaz aylarının keyifli yerlerindendir.
Bir süredir, Sedef Adası'nda bazı hazırlıklar yapıldığına ilişkin söylentiler dolaşıyor. Bu söylentiler, bir SİT alanı olan adanın imara açılmaya hazırlandığı yönünde.
Duyduklarımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Tabii İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Adalar Belediye Başkanı Çoşkun Özden'in de bu iddialar karşısında neler söyleyeceklerini merak ediyorum.
Bana gelen bilgiler şöyle: Reyan Şehsuvaroğlu ve Şehsuvar Menemencioğlu kardeşler, 1950'lerin sonunda mülkiyeti kendilerine ait çorak Sedef Adası'nı büyük bir gayret ve fedakârlıkla ağaçlandırıp halkın kullanımına açmışlardı. Örnek bir altyapı projesiyle sevilen bir yaşam mekânı haline gelen bu ada, şimdi yapılaşma tehdidi altına girdi.
Şehsuvar Menemencioğlu 1986 yılında yaşama veda etti. Kardeşi Reyan Şehsuvaroğlu da iki yıl önce ölünce, mirasçıları Esra Bereket ve kardeşi Mehmet Birgen harekete geçtiler. Konut imarına kapalı yeşil alanlarda imar izni almaya çalışan kardeşler, iddiaya göre Aşçıoğlu İnşaat'la anlaştılar. Aşçıoğlu İnşaat, Büyükşehir Belediyesi'ni ve Adalar Belediyesi'ni ikna faaliyetlerine girişti.
İddialar bununla bitmiyor. Mirasçı Esra Bereket, İstanbul İnşaatçılar Derneği Genel Başkanı (İNDER) ve Aşçıoğlu İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Aşçıoğlu'yla imar yasağı engelini aşmak için anlaştı. Anlaşma uyarınca Aşçıoğlu İnşaat belediyelerden imar iznini koparırsa bu alanlara 40 civarında süper lüks villa inşa edecek. Bunların yüzde 30'unu da Esra Bereket alacak.
Yine iddiaya göre Esra Bereket, bu projeyi hayata geçirmek amacıyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ı ve Adalar Belediye Başkanı Coşkun Özden'i özel bir yatla adaya davet edip ağırladı. Acaba Topbaş ve Özden, bu ağırlamanın sonunda Bereket'in önerisini kabul ettiler mi? Ayrıca Adalar Belediye Başkan Yardımcısı İbrahim Çıralı'nın ve Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Mesut Pektaş'ın da Aşçıoğlu İnşaat'ın projesinin hayata geçirilmesi amacıyla gerekli imar değişikliklerinin yapılmasına destek verdikleri ve Anıtlar Kurulu nezdinde girişimde bulundukları öne sürülüyor.
İddialar bununla bitmiyor: Belediye ve Anıtlar Kurulu ile ilgili işlemleri çözümlemek için Esra Bereket'in güçlü bir aracı ekip yaratabilmek amacıyla kendisine yapılan öneri üzerine Selenium projeleriyle tanınan Aşçıoğlu İnşaat'ı devreye soktuğu söyleniyor. Tabii Sedef Adası'nda yapılmak istenen değişiklikler ve buranın yapılaşmaya açılması Adalar, açısından yeni bir tehlikeye işaret ediyor.
Sedef Adası da diğer adalar gibi SİT alanı. Ancak kişisel mülk olan arazinin SİT'i delerek imara açılması, diğer adalar açısından da bir emsal oluşturabilir. Orada denenenler bir süre sonra diğer adalar için de denenebilir. Ormanları, kıyıları imara açmayı hedef olarak önüne koyan AKP'li belediyelerin Sedef Adası'na yönelik girişimleri eğer doğruysa, tam anlamıyla bir yağma tehdidini önümüze koyuyor.
Sedef Adası dahil, Marmara'nın adaları, bu adalarda yaşayanların ötesinde, tüm İstanbulluların yaz mevsiminde kullandıkları mekânlar. Bu adalar, yıllardır büyük bir çaba ve itina ile motorlu araç trafiğine kapalı tutuldu. Bir büyük metropolün hemen yanı başında yeşil alanları, plajlarıyla İstanbulluların nefes aldığı yerler olarak varlığını sürdürdü.
Adalar, İstanbul'u ziyarete gelen turistlerin en çok itibar ettiği mekân olmaya devam ediyor. İstanbul'a oranla yeşiliyle ve temiz havasıyla benzersiz özelliklerini korumayı başaran Adalar, bir açgözlülüğün kurbanı olacak mı diye sürekli merak içindeyiz?
Sedef Adası'yla ilgili son haberler bu korkumuzu iyice arttırdı. Birileri biraz rant elde etsin diye, yüzlerce yıllık bir gelenek yok mu edilecek?
Bu soruların cevabını en iyi Kadir Topbaş ve Coşkun Özden biliyorlar. Onlardan böyle bir yağmaya izin verip vermedikleri konusunda bir açıklama bekliyoruz. Biz Adalılar da tutumumuzu ona göre belirleyeceğiz.
Burnumuza kötü kokular geliyor... Doğru mu bütün bunlar?