Sedef Adası konusunda yazdığım yazıdan sonra aldığım telefonların, adalardaki dostlarımın sorunla ilgili yaptıkları değerlendirmelerin sonu gelmiyor. Önceki gün, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Adalar Belediye Başkanı Coşkun Özden'in açıklamalarını yayımlamıştım. Sedef Adası'nda bir inşaat firmasıyla anlaşarak, adaya yeni süper lüks villalar yapmayı planladığı öne sürülen Esra Bereket' in (Esra Y. Birgen) avukatından da bir açıklama geldi. Bu açıklamaya yer verdikten sonra söylenenleri yorumlamaya çalışacağım.
Esra Y. Birgen'in avukatı olduğunu belirten Fuat Tokdemir'in, ailenin girişimleri konusunda benim yazdıklarıma cevap olarak yolladığı 13 Eylül 2006 tarihli açıklama aynen şöyle:
''Sayın Oral Çalışlar, 11 Eylül 2006 tarihli Cumhuriyet gazetesinde 'Sedef Adası'nda Neler Oluyor?' başlıklı yazınız gerçekleri yansıtmamaktadır.
İstanbul'daki tüm adalar gibi Sedef Adası da doğal SİT alanıdır, ancak, bu SİT alanı, hiçbir yapılaşma yapılamayacağı anlamına gelmemektedir. İlgili mevzuat çerçevesinde sınırlı yapılaşma olanağı verilmekte olup, müvekkilem Esra BİRGEN, yasaların kendisine tanıdığı olanaklar ve imar durumu çerçevesinde Sedef Adası'ndaki taşınmazları üzerinde tasarruf etmektedir. Esasen müvekkilemin dayısı Şehsuvar Menemencioğlu ve annesi Rey'an Şehsuvaroğlu' nun yıllar süren çabaları ile; vaktiyle bir tek ağaç bile yok iken, yeşil bir doğa parçası haline getirdikleri bu yeri, müvekkilimin bu tutum ve anlayışa ters bir tavırla; 'rant gayesi ile' 'yağmaya dönüştürdüğü' iddiaları, bu aile geleneğine ve kültürüne sahip müvekkilem için son derece haksız bir itham olmuştur.
Deneyimli gazeteci kimliğinizle bağdaştıramadığımız, söylentiye dayalı iddiaları ithama dönüştüren yazınızla ilgili bu açıklamamızın aynı sütununuzda yayımlanmasını rica ederiz.
Saygılarımla. Esra Y. Birgen Vekili Av. Fuat Tokdemir.''
Esra Birgen'in avukatı olduğunu belirten Fuat Tokdemir'in açıklamaları ne anlama geliyor: Tokdemir, Sedef Adası'nın da SİT alanı olduğunu ifade ediyor. SİT alanına inşaat yapılması çok özel izinler gerektirir. Bu izinler de önce belediyeye başvurarak yapılır ve daha sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul 5 No'lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü böyle bir inşaatın yapılıp yapılamayacağına karar verir. Tabii bu karar da keyfi yollardan alınamaz. Bir SİT alanında yapılaşmanın ne şekilde ele alınacağının da kuralları vardır. ''Ben istedim yaptım'' demekle kimse bir SİT alanına villalar dikemez.
***
Konuyla ilgili her iki belediye başkanı da böyle bir başvurunun yapılmadığını açıkladılar. Ben de bu köşede yayımladım. Herkes arazisini değerlendirmek ister. Ama bu arazi SİT alanı içinde olunca, toplumun söz sahibi olacağı bir durum ortaya çıkar. Sedef Adası'nı lüks villalarla kuşatmak rant elde etmek isteğinden kaynaklanmıyor mu? Rant başka türlü nasıl elde edilir?
Sedef Adası'nı Menemencioğlu ve Şehsuvaroğlu kardeşlerin yeşillendirdiğini, çorak halden kurtardıklarını ben ilk yazımda belirttim. Kendileri örnek bir çaba göstermişlerdir. Bunu takdir etmemek mümkün değil. Biz onları tartışmıyoruz, Esra Y. Birgen'in buraya villa yapmaya çalışıp çalışmadığını konuşuyoruz. Biz adalarda aylardır herkesin dilindeki söylentileri bir iddia olarak ortaya attık. Esra Y. Birgen'in avukatı da zaten, bu söylentileri doğrulayan ipuçlarını dile getiriyor: Biz buraya villa yapabiliriz, bu bizim hakkımız diyor. Biz de zaten bu konuda bazı çabalar olduğunu duyduğumuzu yazmıştık.
Ancak Topbaş ve Özden, bu konuda yapılmış bir başvuru olmadığını ifade ettiler. Henüz böyle bir resmi girişim olmamış. Zaten biz de bir resmi girişimden değil, bazı çabalardan söz etmiştik. Ortada gazetecilik etiği açısından söylenecek bir söz olduğunu da sanmıyorum.
Esra Y. Birgen Sedef Adası'na villalar yapmak istiyor mu? Bu amaçla bir inşaat şirketiyle işbirliği yaptı mı? Bizim duyduğumuz buydu, bunu yalanlayan bir açıklama göndermiş değil...
Sedef Adası, Büyükada, Heybeliada, Burgaz Adası, Kınalıada, herhangi bir yer değil. İstanbulluların en önemli soluk alma alanları. Buralar bu özellikleri nedeniyle SİT alanı ilan edildiler ve özel koruma altına alındılar. Buralara konulacak her taşın önemi var. O nedenle bu konudaki duyarlılığımız devam edecektir.
Bunu bir gazeteci olarak da, bir yurttaş olarak da, bir adalı olarak da yapmayı sürdüreceğim...