Prof. Dr. Klaus Schmidt, dünyanın en eski tapınma
merkezlerinden biri olan Şanlıurfa Göbekli Tepe’ye ilişkin
Ankara’da seminer düzenledi. Schmidt, kazılardaki amaçlarının en az kazıyla en
fazla bilgiye ulaşmak olduğunu, gelecek kuşaklara da el değmemiş alanların
kalmasnı istediklerini dile getirdi.
Ankara Turist Rehberleri Derneği’nce düzenlenen seminere
katılan Schmidt, izleyicilere 2 saat boyunca Göbekli Tepe’deki kazıları ve elde
edilen bulgulara ilişkin değerlendirmeleri anlattı, soruları yanıtladı.
Bölgedeki kalıntıların Milattan Önce 9500-8200 dönemine ait olduğunu belirten
Schmidt, bölgedeki yapılarda “T” şeklindeki dikili taşlarda çeşili hayvan ve
insan motiflerinin ortaya çıkarıldığını dile getirdi. Benzer motiflerin
Çatalhöyük’te duvarlara boyalarla çizildiğini anlatan Schmidt, “Çatalhöyük’ün
buranın devamı olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.
Schmidt, kazılarda çok sayıda yabani bitki ve yabani hayvan kalıntılarının
bulunduğunu belirterek, “Bunlar özellikle yabani sığırlara, ceylanlara ait.
Dikili bir taşın üzerindeki figürü ilk olarak aslana benzettiğimiz için adını
Aslanlı Yapı olarak koyduk. Ancak yapılan incelemelerde leopar kemiklerine de
rastlandı. Taşlara oyulan motiflerde sırtlanlar ve akbabaların olduğunu da
gördük” diye konuştu.
Tapınma merkezinin insanların toplayıcı ve avcılıkla yaşamlarını
sürdürdükleri dönemde inşa edildiğini belirten Schmidt, “Dünyanın diğer
bölgeleride toplayıcı ve avcılıkla yaşam döneminde basit bir yaşam var. Ancak
Yukarı Mezopotamya’da bu böyle değil. İnsan gruplarının organize olarak bu tür
yapıları ürettiğine tanık oluyoruz” diye konuştu.