Büyükşehir İsyanı



Antalya'da bazı belde belediyelerinin birleştirilerek tüm kentin büyükşehir sınırları içine alınması tartışılıyor. Çoğu belde ve ilçe başkanı bu fikre karşı çıkarken, yeterince geliri olmayan kırsal kesimin belediye başkanları ise konuya daha sıcak bakıyor.

Antalya’da son bir haftadır konuşulan konu şu: Bazı belde belediyelerinin birleştirilerek tüm kentin Büyükşehir sınırları içine alınması. Yani, Gazipaşa’dan Alanya’ya ve Kaş’a kadar 104 belde ile 14 ilçenin büyükşehire bağlanması.

Antalya’nın AKP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Ankara’nın bu düşüncesini dillendirince kıyamet koptu. Aralarında AKP’li belediye başkanlarının da bulunduğu çoğu belde ve ilçe başkanı, bu düşüncenin karşısında olduklarını açıkladılar. Onlar gibi diğerlerinin de birkaç kaygısı vardı. Birincisi, ellerindeki gücü kaybetmek istemiyorlardı. İkincisi, sınırların kalkması rantı büyükşehirin inisiyatifine bırakmak demekti. Alanya’nın, Kemer’in, Manavgat’ın, Side’nin taşı da, toprağı da altından öte elmastı. Bir diğer gerekçe ise İstanbul örneğinde olduğu gibi AKP dışındaki partilerden seçilen başkanlar, ellerinden toprakların alınıp sınırlarının daraltılacağından korkuyordu.

Sistem karşıtı tüm belediye başkanlarının en büyük ortak kaygısı ise şuydu: İller Bankası’ndan aldıkları payın bir bölümü büyükşehire gidecekti. Ayrıca, devletin toplanan vergilerden büyükşehire aktardığı pay artacaktı. Ve, bunların beldelerine, ilçelerine geri dönüşümü konusu nasıl olacaktı? Büyükşehir, kent merkezini bırakıp 640 kilometre sahil şeridi bulunan koskoca bir Antalya’ya hizmeti adil şekilde götürebilir miydi? Bunlardan önemlisi işin bir de siyasi yönü vardı. Çünkü, Antalya’da hakimiyet sağ seçmende. Eğer sistem gerçekleşirse, beldeler ve ilçelerde oturanlar büyükşehir belediye başkanlığı için de oy kullanacaklar. 2004 seçimlerinde il genel meclisi için yüzde 77 gibi bir çoğunlukla sağ partilere oy veren bir kentte, solun adayının seçilmesi artık hayal olabilir. Bu da, önümüzdeki seçimlerde kentin patronunun yine AKP’li olması ihtimalini güçlendirir.

Tasarruf sağlayabilir
Bu kaygıların hiçbirini taşımayan ve sistemi benimseyenler ise yeterince gelir kaynağı olmayan kırsal kesimin belediye başkanları oldu. Çünkü, İller Bankası’ndan gelen para ile ancak personel maaşını karşılayabiliyorlar, yatırım için sürekli borçlanıyorlar. Büyükşehirin sınırları içine dahil edilmeleri onlar için bir umut.

Bu tartışmaları sessizce dinleyen Menderes Türel ise, tüm kentin büyükşehire bağlanmasını plan bütünlüğü açısından gerekli görüyor. Çünkü, beldeler ve ilçeler kafalarına göre plan yapıyor. Küçük yerlerdeki planlamalar, eş, dost, akraba gözetilerek yapıldığından kent dokusu bozuluyor.

Beldelerin birleştirilerek tüm kentin büyükşehir statüsüne geçmesini isteyenler, olaya bir de tasarruf açısından bakıyor. Her belde, her ilçe, kendi makine parkını kuruyor. Bunlar, bazı belediyelerde atıl vaziyetteyken, bir dozere muhtaç olanlar var. Ayrıca, her belediye başkanının bir makam aracı, özel kalemi, sekreteri, şoförü, bunların da maaşları, özlük hakları bulunuyor. Birleşme ile bunlar ortadan kalkacak.

Antalya’daki bu tartışma çok yakında TBMM’ye taşınırsa şaşırmayın. Çünkü, feryat seslerinin desibeli her geçen gün artıyor.