AKP hükümeti, nükleer santral kurmak için hazırlıklarını sürdürürken Sayıştay, Plan ve Bütçe Komisyonu'na sunduğu raporda, enerji üretiminde hidroelektrik santrallarının tercih edilmesi gerektiğini bildirdi. Sayıştay raporunda, marjinal maliyetler açısından nükleer santralların en pahalı enerji yatırımı olduğuna dikkat çekildi.
Sayıştay'ın Plan ve Bütçe Komisyonu'na sunduğu enerji raporunda, enerji üretimi için seçilecek santral türü konusunda uyarılara yer verildi. Raporda, şu görüş ve öneriler dikkat çekti:
-Türkiye halihazırda hidrolik potansiyelinin yüzde 35'ini kullanmaktadır. Hidroelektrik enerji, ilk yatırım tutarı nispeten yüksek olmasına karşın sonraki yıllarda girdi için para ödenmemesi, işletme ve bakım giderlerinin düşüklüğü, uzun süreli kullanımı ve çok kısa sürede devreden çıkarılabilmesi ve ihtiyaç anında yine çok kısa sürede devreye alınabilmesi gibi üstünlükleri nedeniyle tercih edilmesi gereken bir enerji türü olarak görünmektedir.
'Maliyet tespitleri yanlış'
-Hidroelektrik santrallarından (HES) doğalgaz santrallarına geçişin önemli bir nedeni olarak gösterilen HES'lerin yatırım maliyetinin yüksekliğine karşın doğalgaz santrallarının yatırım maliyetinin düşük olduğu hususu, ülkemizdeki örneklere bakıldığında doğru bir tespit olarak karşımıza çıkmamaktadır. Uygulamada doğalgazların birim kapasite maliyetleri, yani bir kilovatsaat enerji üretmek için yapılan yatırım tutarı HES'lere yaklaşmaktadır.
-Elektrik enerjisinde kuruluş maliyetlerinin yanı sıra marjinal maliyet olarak nitelendirilen bir birim elektrik enerjisi üretimi için gerekli girdi miktarının maliyeti de önemlidir. Sadece kuruluş aşamasındaki maliyetlere bakılarak değerlendirme yapılması doğru değildir. Marjinal maliyetler açısından en ucuz elektrik üretenler sırasıyla HES'ler, ulusal kaynaklara dayalı linyit santralları, doğalgaz santralları, rüzgâr santralları, petrole dayalı santrallar ve nükleer santrallardır.
-Kömürün ülkemizdeki elektrik üretimindeki payı ise 2002 yılı itibarıyla yüzde 30'lar civarındadır. Türkiye'deki kömür rezervi, mevcut kullanım miktarı ile yaklaşık 100 yıl yetecek kapasitededir. Bugünkü durumda Türkiye, linyit rezervinin üçte ikisini kullanmamaktadır.