Şube Başkanı Candan’a göre; raporun ham halinde AOÇ arazilerinin Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na ‘hileli yöntemle’ kiralanması, Ankapark’la ilgili kısımlar ile AOÇ Genel Müdürlüğü’nün açılan davalara müdahil olması gerektiğiyle ilgili bölümler, TBMM’ye devredilen sosyal tesislerin geri alınması gibi öneriler de çıkarıldı. Cihan'dan Yavuz Akengin'in haberine göre, Candan, “Gizli kapaklı, şeffaf olmayan bir yöntemle kaçak saray ve Ankapark’ı denetimden kaçırıyorlar.” dedi.
Sayıştay’ın 2014 AOÇ raporu önceki yılların aksine bu yıl kamuoyuna açıklanmadı. Rapor, Türkiye Büyük Millet Meclisi Kamu İktisadi Teşebbüsü (KİT) Komisyonu’na gönderildi. Ancak Mimarlar Odası Ankara Şubesi, 2015’in sonunda raporun ham haline ulaştıklarını, değişip değişmediğini kontrol edeceklerini duyurmuştu. KİT Komisyonu’na gönderilen rapor ile daha önce ulaşılan ‘ham rapor’u birlikte inceleyen Şube yöneticileri aradaki ‘farkları’ düzenledikleri basın toplantısıyla duyurdu.
Sayıştay’la ilgili açıklamaları nedeniyle kurumdan bir yöneticinin kendisini aradığını ve bilgi verdiğini söyleyen Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Arayan kişi raportörlerin yazdıkları raporların Sayıştay Genel Kurulu’nda değişebileceğini söyledi. Ben de ‘raportörlerinizin yazdığı raporlara güvenmiyor musunuz?’ diye sordum. Kurul, raporu inceleyebilir ama bazı önemli kısımlar orada çıkarılıyorsa karşı çıkarız dedim.” diye konuştu. AOÇ raporunun ham haliyle KİT Komisyonu’na gönderilen rapor arasındaki farklara ‘şaşırmadığını’ kaydeden Candan, “Keşke bizi yanıltsalardı ama öyle olmadı. Beklediğimiz gibi kaçak saray ve Ankapark’la ilgili kısımlar rapordan uçmuş. 191 sayfalık rapor 182 sayfaya inmiş, bu arada da en önemli kısımları temizlenmiş.” ifadelerini kullandı.
Sayıştay’ın ilk raporunda AOÇ arazileriyle ilgili açılan davalara önemli atıflarda bulunulduğunu söyleyen Candan, KİT Komisyonu’na gönderilen raporda bu bölümlerin çıkarıldığını kaydetti. “Özellikle açılan davalar detaylıca anlatılıyor, plan iptallerine vurgu yapılıyor, davaların Anayasa Mahkemesi’ne kadar gittiği belirtiliyordu. Bir de davaları açan meslek odalarının isimleri yazılıydı. Ancak son halinde bu bölümlerin ya komple çıkarıldığını ya da sadece ufak tefek atıflarla, açık olmayan bir hukuksal anlatımla geçiştirildiğini görüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından AOÇ arazisine inşa edilen Ankapark ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı’yla ilgili kısımların da rapordan çıkarıldığını kaydeden Candan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Raporda Ankapark ve sarayla ilgili kısımlar çıkarılmış. Ankapark yapılan Hayvanat Bahçesi’ne dair hiçbir şey yok. Sanki oradan uçmuş, proje yapılmamış. İlk raporda sarayla ilgili süreç eleştiriliyordu. Arazinin kiralama yoluyla Saray’a verilmesi ‘kanuna karşı hile’ olarak belirtiliyor ve uygulamadan vazgeçilmesi isteniyordu. Bu kısım da raporun son halinde yok.”
"Genel müdürlüğüyle ilgili kısım da çıkarıldı"
Candan, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından TBMM’ye devredilen ‘Alâ Sosyal Tesisleri’nin de Sayıştay’ın ham raporunda yer aldığını ve eleştirildiğini, devrin iptalinin istendiğini ancak bu kısmın da çıkarıldığını söyledi. İlk raporda Sayıştay denetçilerinin AOÇ Genel Müdürlüğü’nü göreve davet ettiğini belirten Candan, “Denetçiler, AOÇ arazileriyle ilgili onlarca dava açıldığını ve AOÇ Müdürlüğü’nün bu davalara müdahil olması gerektiğini söylüyordu. Bu kadar dava dosyası var, niye bu davaların bir tarafı değilsin diye soruyordu. Bu bölüm de komple çıkarılmış.” şeklinde konuştu.
Candan, hukukçularının Sayıştay mevzuatını incelediğini, bir ihmal veya kasıt tespiti halinde, eğer dava açılabiliyorsa Sayıştay’ı dava edeceklerini sözlerine ekledi.