‘Satmıyoruz Sayın Hakim!’



Yaşam alanlarının bitişiğinde işletilmek istenen altın madenine karşı çıkan ve tarım arazilerinin ellerinden gitmesini istemeyen Efemçukuru sakinleri, sorunun salt kendileriyle sınırlı olmadığını ve tüm İzmir’i ilgilendirdiğini vurguluyor. Kentin içme suyu gereksiniminin bir bölümünü karşılaması için projelendirilen Çamlı Barajı’nın bulunduğu alanda konuşlandırılan madenin, 3.5 milyon nüfuslu İzmir için tehdit oluşturduğunu vurguluyan yurttaşlar, yetkilileri sorumlu davranmaya çağırıyorlar.

Maden şirketinin girişimleriyle, toprakları, savaş koşullarında uygulamaya alınabilecek “acil kamulaştırma” adı altında ellerinden çıkan köylülerin yaşananlara tepkisi dinmiyor. Tarım arazilerini Bakanlar Kurulu kararıyla maden şirketine vermek istemediklerini bildiren köylülerin hukuk mücadelesi de Danıştay’da sürüyor. Bu kapsamda Hazine’nin istemiyle, anılan arazilerde değer tespiti yapıldı.

Keşif heyetinin incelemelerini yakından izleyen iki yaşlı insan dikkat çekti. Doğdukları günden bu yana Efemçukuru’nda yaşadıklarını dile getiren 75 yaşındaki Hatice Bay ve 77 yaşındaki eşi Nuri Bay, tarım arazilerinin maden şirketi için ellerinden alınmak istendiğini vurgulayarak, buna şiddetle karşı çıktıklarını aktardılar. Heyetin başındaki hakime, “Biz topraklarımızı satmak istemiyoruz” diye seslenen Bay çifti, yaşam alanlarını korumak için sonuna kadar direneceklerini vurguladılar.

Kamulaştırma kapsamında olan tarım arazilerinin kendisine babasından miras kaldığını söyleyen Hatice Bay, şu görüşlere yer verdi:

“Biz topraklarımızı vermek istemiyoruz. 30 yıldır işlediğimiz toprağımızı elimizden almak istiyorlar. Bu tarladaki üzümleri ufak fidan olarak diktik, büyüttük ve yıllardır ürün alıyoruz. Yılda 5-6 bin TL para kazanıyoruz ve yaşamımızı bu şekilde sürdürüyoruz. Toprağımızı elimizden almak isteyenlerde hiç mi vicdan yok?”

Küslük başladı

Hatice Bay, Efemçukuru’nda yaşanan sıkıntının tüm İzmir’i yakından ilgilendirdiğini söyleyerek, “Burada yetişen üzümün dünyada eşi benzeri yok. Topraklarımız elimizden gider, maden işletilirse buradaki üzüm de yok olacak. İzmir’in içme suyu ihtiyacı için baraj yapmak istiyorlar. Madenin önü açılırsa baraj da olmayacak. Buradaki hava kirliliği koca bir şehiri zehirleyecek” diye konuştu.

Nuri Bay da, arazilerini madene satanlarla, satmamakta direnenlerin ikiye ayrıldığına dikkat çekerek, “Bu maden buralara gelmezden önce huzurlu, mutlu bir şekilde yaşıyorduk. Ne zaman geldiler, köy, maden yanlıları ve karşıtları diye ikiye ayrıldı. Taraflar birbirlerinin cenazelerine bile gitmez oldu. Bu madenci herifler, daha büyük küslükler, olaylar olmadan topraklarımızdan elini, eteğini çeksin artık” dedi.