Cumhuriyet tarihinin ilk toplu konut projesi olan Saraçoğlu Mahallesi’nin geleceği için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, ATO ve Mimarlar Odası Ankara Şubesi bir araya gelerek çalışma başlatırken, mahalle sakinleri ise projelerin ve alınan kararların güven vermediğini dile getirerek, “Ankara’nın kullanımına açacağız diyorlar. Zaten burası lojmanları, Milli Eğitim Müdürlüğü, Kaymakamlık ve kütüphanesi ile Ankaralının kullanımına açıktır” diye konuştu.
Hürriyet'ten Mert Gökhan Koç'un haberine göre, mahalleli adına konuşan ve Saraçoğlu için devam eden hukuki süreci özetleyen Avukat Asım Özcan, “Bakanlar Kurulu, riskli alan ilan ettiği halde bu kez de buradaki risk hiç yokmuş gibi, kendi kendilerini inkar ederek hazine taşınmazlarının kamuya tahsislerini kaldırma kararı aldı” diye konuştu.
Açılan davalar devam ediyor
Riskli alan kararı, kamu tahsislerini kaldırma kararı ve boşaltma tebligatlarına karşı açılan davaların devam ettiğini hatırlatan Özcan, “Burası Kızılay’ın merkezinde ve kültürel değerleri taşıyan bir bölge. Mahalleli bu yapının bozulmamasını istiyor. AVM, otel ya da buna benzer başka kullanımlara dönüştürülmesinin suç olduğunu ve kültürel değerlere zarar vereceğini düşünüyor” dedi. Saraçoğlu tartışmalarının, başından beri mahallenin boşatılması olduğunu savunan Özcan, sözlerine şöyle devam etti:
Verilen sözlerin hukuki değeri yok
“Bu iş riskli alan ilan edilmesiyle başladı. Yapamayacaklarını anladıkları için bu sefer ‘yıkmayacağız’ demeye başladılar. Buradaki korunacaktır lafı, başlangıçta yaptıklarıyla hiç uyuşmuyor. Kamuoyu tepkisi nedeniyle bu açıklamaları yumuşattılar. Salih Bezci ya da bir başkasının burayla ilgili bir söz vermesinin herhangi bir hukuki değeri yok. Hukuk, yasalara ve mevzuata göre yapılan işlemlerle yürür, söz verme ile iş yürümez. Burayla ilgili olarak alınan riskli alan kararı ve tahsislerin kaldırılması kararı hukuka aykırıdır.”
Restorasyona değil bakıma ihtiyaç var
Özcan, Saraçoğlu’ndaki yapıların temizlik ve bakıma ihtiyacı olduğunu kaydederek, “Restorasyona ihtiyaç yok. Binalar zaten sağlam ve ayakta. ‘Bu yapılar 70 yıllık ekonomik ömrünü doldurdu’ diyorlar, bu teknikten çok daha ilkel yapılan yapılar 800-900 yıldır ayakta. Buradaki yapılar daha ömürlerinin başında” ifadelerini kullandı.
Mahalleli: "Güvenmiyoruz”
Mahalleli, verilen sözlere ve yapılacak projelere güvenmediklerini dile getirdi. İrfan Şenozan, “Güvenilirlik baştan beri yok. Başbakanlık binası, Necatibey’de 8-10 katlı binalar, Kumrular’da dünya kadar bina var, Genelkurmay Başkanlığı da bu bölgede ama Namık Kemal Mahallesi riskli diyorlar. 20 metre yürüyorsunuz risk yok. Böyle bir şey olabilir mi” derken, bir başkası ise “Burası atıl değil, kullanılan bir alan. Tarihi var, kültürü var. Zaten burası değerli. Bu alan elmas madeni gibi nasıl kâr getirir düşüncesi var onlarda” şeklinde konuştu.