Sapphire’in Önemi



Dünyanın en güzel şehri İstanbul’u kuşbakışı seyrettirebilecek bir anıtımız yoktu. İşte, Sapphire-İstanbul bittiğinde bu ihtiyacı karşılayacak. Dünyanın bütün büyük şehirlerinde bu amaçla kullanılan anıtlar var. Örneğin Paris’te Eyfel Kulesi, New York’ta Empire State Binası bu ihtiyacı karşılıyor. İstanbul Belediye Başkanlarının tümü, şehre bu ihtiyacı karşılayacak anıtlar dikmeyi planladılarsa da, bu istekleri gerçekleşemedi.

Öte yandan, artık İstanbul’da Sapphire kadar yüksek bir bina yapılamayacak. Çünkü, artık yapılacak binaların yükseklikleri sınırlandı. Bu nedenle, Sapphire yıllarca İstanbul’un en yüksek binası olmaya devam edecek.

Yaklaşık 12 yıl New York’ta gökdelenlerde yaşadım. Sapphire gibi kat yükseklikleri 4 metreye varan ve her dairenin önünde bahçesi olan bir gökdelen görmedim. Oralarda, genellikle bahçeler penthouse denilen en üst dairelerde yapılıyor. Yine, yerden tasarruf amacıyla New York’taki gökdelenlerde ortak alanlar çok kısıtlı tutulmuş. Sapphire’de ise, bina sakinleri için 3 tam katı aşan ortak alan var.

Bir başka açıdan bakıldığında Sapphire, İstinye Park’ın dikine yapılmış bir benzeri gibi. Çünkü, Akmerkez’in büyüklüğüne yakın bir alışveriş olanağı (üstelik metronun yanında) var. Bu AVM’de, sinemaya gelenlerin oluşturduğu kuru kalabalığın önlenmesi adına sinema salonu yapılmamış.

Bütün bu ilginç özelliklerinin yanında, Sapphire’de giriş ve çıkış trafiğinin yeterince kolay olmaması, bölgede henüz inşaat alanlarının sürüyor ve uzun süre sürecek olması ile gökdelen hayatının yaratacağı elektromanyetik kirlilik sorunları var.

İstanbul’a böyle bir spot kazandırdıkları için yapımcılarına teşekkür etmek gerekir.