Dünya Yeni Nükleer Teknolojiyi Seçiyor, Bize Eskisi Öneriliyor!
En son Japonya, Finlandiya ve Çin'de kullanıma giren santrallerin çoğunu yeni nesil reaktörler oluşturuyor. Türkiye'ye ise eski nesil reaktörler tavsiye ediliyor.
Son 40 yıldır aralıksız olarak hizmet veren I. ve II. nesil reaktörler artık ekonomik ve teknolojik olarak kullanım sürelerinin sonuna gelmiş bulunuyor. Enerji üretimi konusunda nükleer santrale yatırım yapmak isteyen ülkeler, yeni teknolojilere yöneliyor. III. ve + III. nesil olarak adlandırılan bu yeni santral teknolojileri, II. nesil reaktörlere kıyasla hem daha az uranyum kullanıyor, hem de daha az nükleer atık üretiyor. Nükleer enerji alanında ise II. nesil reaktör hâlâ en çok tercih edilen teknolojinin başında geliyor. Türkiye'ye yapılması tavsiye edilen PWR ve CANDU tipi nükleer santraller de II. nesil santraller arasında bulunuyor. Yapıldığı tarihten itibaren 40 yıl kullanılması planlanan satrallerin yapıldığı dönemin en yüksek teknolojisine sahip olması tavsiye ediliyor.
Şu an dünya üzerinde faaliyet gösteren 443 nükleer santralin 218'i II. nesil santral teknolojisiyle çalışıyor. Ancak Çernobil faciası, üreticileri yeni santral teknolojilerini geliştirmeye yöneltti. Yapılan araştırmalar sonucunda ortaya III. nesil adı verilen yeni reaktör türü çıktı. Bu türün en önemli özelliklerinin başında kısa inşaat süresi (36 ay), işletim maliyetlerinin düşük olması, yakıt olarak kullandığı uranyumu verimli kullanması ve az miktarda atık açığa çıkarması geliyor.
Yeni teknoloji tercih ediliyor
Bu niteliklere sahip ilk santral 1996 yılında Japonya'da kullanıma girdi. En son üretime başlayan III. nesil santral ise Finlandiya'da bulunuyor. Santrallerin fiyatları ise 1500-3000 USD/kW olarak hesap ediliyor. Buna göre, orta ve büyük ölçekli yeni nesil bir santralin maliyeti 3-5 milyar dolar arasında değişiyor. Maliyetler üzerinde inşaatın yapılacağı coğrafyanın etkisi de büyük. Zira santralin gövdesinin 9 şiddetindeki bir depreme ve saatte 400 kilometre esen kasırgaya dayanacak şekilde inşa edilmesi gerekiyor. Bu nedenle, depremin sıkça yaşandığı ülkelerde santral yapımı ek güvenlik önlemleri nedeniyle planlanandan pahalıya çıkabiliyor. 2015 yılından itibaren ise + III. nesil adı verilen daha gelişmiş santrallerin yapımına başlanacak.