Makina Mühendisleri Odası için İktisatçı Mustafa Sönmez tarafından hazırlanan sanayinin sorunları raporlarında ‘Sanayinin montajcı, zayıf üretim yapısı’ konusu ele alındı. Dünya Gazetesi'nden Hüseyin Gökçe'nin haberine göre, raporda, sanayi firmalarının satışlarının yüzde 70’inin işletme dışından alınan makine-teçhizat ve hammaddeye gittiği belirtilerek, yerli katkının yüzde 30’un altına düştüğü bilgisi yer aldı.
Mustafa Sönmez’in, Hazine ve İSO verilerinden yaptığı derlemelere yer verilen raporda, Türk sanayisinin geçmişten bu yana maruz kaldığı küresel zincirin düşük katkılı değer üreticisi olma halini bir türlü aşamadığı belirtildi. Raporda, bu konuda “Sanayi, zincirin daha güçlü, daha çok değer üreten ve değerden daha çok pay alan aktörü konumuna gelememektedir. Sanayinin ürettiği ve satışa sürdüğü ürünlerde dış katkılar ağırlık taşırken şirketlerin katkıları satış gelirlerinin yüzde 30’una bile ulaşamamakta, satış gelirlerinin yüzde 70’i makine- teçhizat, ara malı, yarı mamul, enerji vb. alımına gitmektedir” ifadeleri yer aldı. Çalışmada, ortaya çıkan bu sonuçlarda, son yıllarda izlenen düşük kur ve neoliberal politikaların etkili olduğunun altı çizilirken, şu ifadelere yer verildi: “Düşük döviz kuru, yerli üretim yerine, ithalatı cazip kıldıkça, daha önce içeride üretilen, içeriden tedarik edilen birçok makine-teçhizattan ara malı, ham maddeye kadar girdi, enerji, ithal yoluyla temin edilmiştir. 2004 yılında o yılın milli gelirinin yüzde 25’i tutarında olan 97.5 milyar dolarlık ithalat, 2014 yılında 242 milyar doları aşmış ve milli gelire oranı da yüzde 30’u geçmiştir.”
Katma değer katkısı satışların % 30’u kadar
Raporda, diğer tespitler ise şöyle sıralandı: “2014’te net satış gelirleri 272 milyar liraya ulaşan en büyük 255 sanayi firmasının satış hasılatında, firma bünyelerinde istihdam edilen 354 bin işçinin ürettiği değer yaklaşık 81 milyar lira dolayında kaldı ve işletmenin katma değer katkısı satışlar içinde yüzde 30 dolayında gerçekleşti. Bu sorunun aşılması bir dizi mikro ve makro politika değişikliklerine gidilmesini gerektiriyor. Makro düzeyde, daha gerçekçi bir döviz kuru politikası ve kaynak kullanımı rasyonalitesi ile birlikte, sanayiyi yıkıcı dış rekabetten koruyacak dış ticaret önlemlerinin geliştirilmesi gerekiyor.
Yerli girdi, enerji üretimi ve tedariğinin özendirilmesi, işletme içi katma değer katkısının net satışlara ortalama olarak ilk elde yüzde 30’lardan yüzde 40’lara, giderek yüzde 50’lere kadar çıkarılmasını mümkün kılacak kamu desteklerine başvurulması; işletmelerin de katma değeri artırıcı yönde mikro değişimler geçirmeleri gerekiyor.”