Türkiye'nin ilk salgın hastanesi olarak 1924 yılında Mustafa Kemal Atatürk'ün isteğiyle kurulan ve verem hastalarının tedavi edildiği Heybeliada Sanatoryumu’nun Diyanet’e devredilmesine yönelik tepkiler sürüyor.
BirGün’den İsmail Arı’nın haberine göre; Sanatoryum arazisi içerisinde yer alan tarihi binaların akıbetine ilişkin Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Yatırım Emlak ve Teknik Hizmetler Daire Başkanlığı'ndan bir yetkili, “O binalar kullanılabilecek durumda değil ve idarecilerimiz binaların durumunu değerlendirecek. Zaten binaların resimlerini de inceledim ve o binalar çürümüş, bitmiş durumda. Binaların kullanılma gibi bir durumu da yok. Binalar yıkılabilir veya restorasyonları yapılabilir. Bunlar değerlendirilecek, binaların durumuna bakılacak ve ona göre planlamalar yapılacak. O alana din görevlilerine ve gençliğe yönelik bir eğitim tesisi yapılacak.” ifadelerini kullandı.
Çürümeye terk edildi
Cumhuriyet döneminin ilk pandemi hastanesi Diyanet’e verilirken milyonlarca lira değerindeki Atatürk Havalimanı pistleri de kırılarak üzerine pandemi hastanesi inşa ediliyor” diyen TMMOB Mimarlar Odası Büyükkent Şube Başkanı Esin Köymen, “Sanatoryum 1999 yılındaki depremde hasar gördü. Bu hasardan sonra devlet buraya kaynak aktarmadı ve bir sendika aracılığıyla tadilatı yapıldı. Daha sonra 2005 yılında da Sağlık Bakanlığı binayı boşalttı ve bütün kadroyu Başıbüyük Hastanesi’ne gönderdi. Daha sonra da 2009 yılında bir yangın çıktı ve yangın sonucunda binalar büyük hasar gördü. Tüm bunlar göz göre göre geldi. Burası bir kamu mülkü ama Sanatoryum’un bakımı ve restorasyonu 15 yıl boyunca yapılmadı. Bu tarihi bina çürümeye terk edildi.” şeklinde konuştu.
Bomonti de tescilliydi
"Bomonti Bira Fabrikası’nın Diyanet’e devredilmesi de Sanatoryum’dan farklı bir durum değil" diyen Köymen şunları söyledi: "Bomonti Bira Fabrikası binaları da tescilliydi ama kültür varlığı olarak tescil edilmiş olmasına rağmen, ‘Bina zaten yıkılmıştı, ayakta duracak hali yoktu’ dediler. Ardından da 6306 Sayılı Yasa’ya göre burası riskli yapıdır dediler ve Koruma Yasası’na aykırı olarak yıktılar. Heybeliada'daki Sanatoryum da aslında tescilli ve Koruma Yasası’na göre koruma altında. Sanatoryum’un tescili 2009 yılında yapıldı ve Adalar da zaten sit alanı. Sanatoryum’un arazisi içerisindeki ahşap yapılar da tescilli ve burası bir kültür varlığı. Dolayısıyla hazinenin görevi de bu kültür varlıklarına sahip çıkmaktır. Buranın tahsisi için ya Koruma Kurulu 'uygundur' görüşü verdi ya da Koruma Kurulu’nun haberi olmadan burası Diyanet’e tahsis edildi, diye düşünüyorum."
Haberin tamamına linkten ulaşılabilir.