I. Mahmud’un annesi ve II. Mustafa’nın eşi Saliha Sultan adına 1732-1733 yıllarında Karaköy’de yaptırılan ve “Azapkapı Çeşmesi” ya da “Galata Çeşmesi” adlarıyla da bilinen çeşmenin varaklı madalyonunun bir parçası İBB Kültür Varlıkları Daire Başkanı Sanat Tarihçisi Mahir Polat’ın iddiasına göre muhtemelen altın görünümlü olması nedeniyle metal kesici bir alet ile parçalanarak çıkarılmış.
DHA’da yer alan habere göre; İBB Kültür Varlıkları Daire Başkanı Sanat Tarihçisi Mahir Polat, tarihi çeşme ile ilgili konuştu. Polat, “Gördüğümüz bu mimari eleman (madalyon) aslında pirinç bir eleman. Genellikle üstü de varaklandığı için bir çeşit vandalizme kurban olmuş. Görüyoruz zaten, bir metal kesici ile parçalanılarak, oradan bir bölüm çıkarılmış. Buraların rutin denetim ve bakımları ne yazık ki büyük oranda ihmal edilmiş. Etkin bir şekilde gözetmek ve korumak gerekir.” dedi.
Polat, bu gibi eserlerin korunması için önleyici koruma tedbirlerinin artırılması gerektiğini belirterek, “Aslında 15 yıl içinde restorasyon işleminin bu kadar hızlı geriye düşmesi bir önleyici koruma meselesinin Türkiye’de etkin olmaması ile ilgili bir şey. Çok rahatlıkla daha etkili korunabilir yapılar. Önleyici koruma tedbirlerimizi artırmamız gerekiyor. Rutin bakımların yapılması gerekir. Restorasyondan önce bakım faaliyetleri daha önemlidir. Yani restorasyon sürecine gelmeden de bu eserlerin bakım ve koruması yapılabilir. Çevresel etkiler değerlendirilebilir, tahribat en aza indirilebilir. İnsan faktörünün riskleri önceden belirlenip daha sıkı tedbirler alınabilir. Tabii ki bu sosyal fenomen. İstanbul’da evsiz insanların barınması için bu tür tarihi yapıları kullanmaları bilinen bir gerçek. Bu konuda tedbirler almak gerekiyor. İnsanların da ihtiyaçlarını gözeterek tedbirler alınması gerekiyor. Evsiz insanların barınmalarıyla da ilgili sorunları çözmek gerekir, sadece eser odaklı koruma sorunun çözümü olmayacaktır. Önleyici koruma şunu kapsar, yapı iyiden iyiye tahrip olmadan ya da daha radikal bir müdahale noktasına gelmeden basitçe müdahale ederek onu koruma ve müdahale etmeyi kapsar.” ifadelerini kullandı.
Onarım çalışmalarının başlatılacağını da ifade eden Polat, çeşmenin enteresan yapılış hikayesini ise şu sözlerle anlattı: “Tabii çok nadide ve hassas bir parça. Sebilin dış yüzeyi gerçekten bir nakış gibi yapılmış. Saliha Sultan’ın burayı yaptırma hikayesi de çok anlamlıdır. Buraya su almaya gelen yoksul bir çocukken testi kırıp üzüldüğü ve dönemin valide sultanı tarafından şefkatle saraya alınmasından sonra bir kariyer hikayesine bağlanıyor bu çeşme. İstanbul’da bu tür yapıların geniş, folklorik hikayeleri de vardır. Bütünüyle baktığımızda buradaki bütün detaylar yapının kendisi de muazzam bir kültürel veri. İstanbul’un belleği ve tarihine göndermesi var. Tabii küçücük bir detay, restore edilebilir ve korunabilir. Zaten çalışmaları da başlatacağız ama böyle bir eserle kentlinin böyle bir ilişki kurması insanı gerçekten çok üzüyor. Çünkü koruma dediğimiz şey kriminal önlemlerle yürütülebilecek bir süreç değil. Kentlinin yoğun sahiplenmesi ile yapılabilecek bir şey. Buna basit bir bronz şebeke gözü ile de bakılabilir ama önemli bir kültürel veri gözü ile de bakılabilir ki gerçekten de Lale Devri’nin temsil yapılarından biridir. İstanbul’un bir Lale Devri dönemi varsa, bunlar hala onların tanıkları ve bize oradan gelen bir estetik done. Bunlara sahip çıkmamız gerekiyor.”