Burdur’un Yeşilova ilçesindeki doğa harikası Salda Gölü için yaşam savunucularının 27 Eylül’de yaptığı çalıştayın sonuç raporu açıklandı. Salda’nın dünya mirası olduğunun vurgulandığı raporda, gölün millet bahçesi, yapılaşma, gölet projeleri gibi tehlikelerle karşı karşıya olduğu ifade edildi. Gölün ekolojik saldırılara karşı korunması için hukuksal çalışmaların hızlandırılması kararına varıldı.
BirGün’den Kardelen Tatar’ın haberine göre; Salda Gölü’me Dokunma Platforumu imzasıyla açıklanan raporda Salda Gölü’nü tehdit eden üç risk olarak; kuraklık, kirlenme ve yapılaşma ifade edildi.
Çözüm olarak ise şunlar sunuldu:
1- Kimyasal zararlı içeren atık sular gölden uzak tutulmalıdır.
2- Göle yakın çevrede zehirli tarım ilaçları kullanılmamalıdır.
3- Salda Gölü’ne girilmemelidir.
4- Gölü besleyen akarsular önüne yapılan bütün göletlerin kapakları açılmalıdır.
5-Bu durumdan zarar görecek çiftçinin zararları karşılanmalı, “susuz tarım” özendirilmeli ve susuz tarım yapanlara devlet tarafından destek pirimi verilmelidir.
6- Göl kenarına hiçbir yapı yapılmamalıdır. Ziyaretçiler için ihtiyaç duyulan yapılar, göl çevresindeki yerleşim yerlerine yapılmalıdır.
Raporda ayrıca şu ifadeler yer aldı:
Göl suyunun kimyasal gübreler, zararlılar ile yapılan mücadelede kullanılan zehirler, evsel atıklar ve insan dışkısından korunması gerekir.
Çünkü Göl kapalı bir tatlı su ekosistemidir. Gelen kirliliği dışarı akıtmayıp, içinde biriktirmektedir. Biriken kirlilik göl dibine çökelmekte ve canlılar için zehirli olan; hidrojensülfür, metan ve amonyak oluşmaktadır.
Millet Bahçesi projesine göre göl kenarına yapılacak olan tesisler, yıllık 1 milyon 500 bin kişiye hizmet verecek şekilde tasarlanmıştır. Bu kadar insanın yemesi, içmesi, duş suyu, dışkısı, dolaşıp, gezinmesi, göle girip, terini, güneş yağını ve hatta idrarını belki de dışkısını suya bırakması, miktar ve çeşitlilik itibariyle çok kapsamlı kirliliğe yol açar.
Maden ruhsatları iptal edilmelidir
Salda Gölünde oluşan hidro-manyezit ve giderek yoğunlaşması ile oluşan huntit mineralleri sanayide alev geciktirici ve ısı yalıtım malzemesi olarak kullanılmaktadır. Göl ve çevresini kapsayan maden ruhsatlarının bu minerallerin işletilmesi amacına yönelik olduğu düşünülebilir. Maden şirketlerinin faaliyete geçmesi halinde göl zarar görecektir.
Salda Gölü yöresi, Türkiye’deki solunum yolları ve akciğer hastalarının tedavisi için uygundur. Sağlık Bakanlığınca gölden uzakta yapılacak “Halka açık” akciğer hastalıkları, verem mikrobu ve verem hastalıkları hastanesi kurulabilir. Böyle bir yatırım, “KAMU YARARI” bakımından daha uygundur.
Göl çevresinde yapılaşma istemiyoruz
Mart 2019’de 296 hektar alan, “Özel Çevre Koruma Bölgesi” (ÖÇKB) ilan edildi. Bu alan, Yeşilova ve göl çevresindeki Kayadibi, Işıklar, Doğanbaba, Salda, Niyazlar, Düden mahallelerini içine almaktadır.
Millet bahçesi adı altında, gölün en değerli yeri olan Kıyı Kenar Çizgisinden sonraki 1. Ve 2. 50 metredeki Koruma Amaçlı Uygulama İmar planında Rekreaktif ve Rekreasyon Alanı olarak planlanan kumsal alana yapılacak yapılar şunlardır; 7 adet büfe, 6 adet soyunma giyinme kabini, 4 adet kafe, 3 adet mescit, iki adet millet kıraathanesi, 2 adet yönetim birimi, 8 adet wc, 2 adet sağlık birimi, 1 adet mutfak, 1 adet bulaşıkhane, 2 adet oturma birimi, 2 adet büyük satış birimi, 3 adet küçük satış birimi ve üstü kapalı oturma platformları.
“Yapılarda beton kullanmayacağız, demir kullanmayacağız, çivi bile çakmayacağız” lafları kandırmacadan başka bir şey değildir. Yapı hangi malzemeden yapılırsa yapılsın yapıdır.
Haberin tamamına linkten ulaşılabilir.