Çevreci dernekler, sahil ve kıyı şeridini bozan devlet tesis ve yapılarının vaat edildiği gibi bir çözüme kavuşturulmadığından şikayetçi. Bu konuda rahatsızlıklarını dile getiren derneklerden biri olan Çevre ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği. ÇETKODER Genel Başkanı Mustafa Göktaş, kıyı kenar çizgisini bozan ve sahilde yapılaşan tesisler için verilen vaatlerin tutulmasının vaktinin geldiğini söyledi. Bu konuda yetkililerin duyarsızlığından şikayetçi olduğunu dile getiren Göktaş, ‘Sahillerimiz temizlenecekti, devletin kıyı talan eden tesisleri kalkacaktı, kimisi özelleşecekti ne oldu?’ şeklinde ilgili birimlere seslendi.
Ülkemizdeki kıyı talanının ibret verici bir şekilde devam ettiğini ileri süren dernek başkanı, kıyıların talanına yetkili yetkisiz herkesin seyirci kaldığını, kurumlar arası diyalogsuzluk ve bürokratik engellemeler yüzünden kaçak yapılaşmaların, izinsiz tesislerin ve talanın önüne geçilemediğini kaydetti. Bu konuda iktidar görevini devralan hükümetin de verdiği sözleri yerine getirmediğini öne süren Göktaş, “Bugünkü hükümet göreve geldiği günlerde tüm yaygın medyaya brifing vermiş ve ‘Devlet arpalık olmaktan kurtarılacak’ denmişti. Ve demişlerdi ki, sahiller halka açılacak, devlete ait kamplar satılacak ya da kanunsuz ise yıkılacak. Ama görüyoruz ki halen talan ve kıyı işgali devam ediyor.” şeklinde konuştu.
Antalya, Bodrum, Marmaris, Fethiye, İskenderun, Çeşme, Mersin başta olmak üzere birçok yerleşim yerinde halen kıyı talanının ürkütücü boyutlara ulaştığı bilgisini veren Göktaş, devletin Mersin başta olmak üzere birçok yerleşim yerinde kanunsuz ve usulsüz onlarca tesisinin olduğunu iddia etti. ‘Kıyı kenar çizgisine uygun olmayan ruhsatsız, hakkında yıkım kararı olan birçok yer halen duruyor.’ diyen Göktaş, ilginç iddialar ortaya attı: “Devlete ait eğitim ve dinlenme kampı olanlar ‘eğitim tesisi’ diye ad değiştirilip aynı kurumlara hizmet etmeyi sürdürüyor. Bu tesislerin etrafı halen telle çevrili.”
Halka kapalı tesislerde üst düzey yöneticilerin ucuz paralara kaldığını ortaya atan ÇETKODER Başkanı, yetkililerden şunun sorulmasını istedi: “Halka kapalı bu tesislerden kim faydalanıyor? Üç beş üst düzey idareci. Sudan ucuz paralar ile keyif yapıyorlar. Halkın ödediği vergiler ile gel keyfim gel. Olmaz, olmamalı. Bu işi durduracağız, diyerek iş başına gelmiş olan hükümetimiz olaylara seyirci kalmamalıdır. Haklarında yıkım kararı kesinleşmiş yerlerin yıkımı bir an evvel gerçekleşmelidir.” dedi.
İnşaatı tamamlanmış hâlâ bomboş tesislerin olduğuna ve bunların da hırsızlar tarafından talan edildiğine dikkat çeken Göktaş, iddialarına örnek olarak Mersin Atakent’teki Maliye tesisleri, Köy Hizmetleri kampı, İçişleri tesislerinin yanı sıra Mezitli’deki İçişleri tesislerini ve Silifke’deki Karayolları tesislerini gösterdi. Göktaş son olarak tepkisini şöyle dile getirdi: “Bu devlet mallarına neden sahip çıkılmıyor ve neden korumaya alınmıyor? Yıkılacaksa yıkılsın, satılacaksa satılsın. Milletin verdiği vergiler böyle heba edilmesin.”