Sağlıklı Yaşam Ortamlarımız... Lüleburgaz Örneği...(3)
Türkiye’de engelliler, yaşlılar, olduklarından neden daha az görülüyorlar ortada?
Türkiye’de özellikle engellilerin, yaşlıların ortalıkta görünmeyişleri, sayılarının çok olmadığı sanısını uyandırabiliyor. Oysa sokağa çıkamıyorlar ki görelim onları; görelim de toplum sağlığı üzerinde daha güvenilir biçimde düşünelim.
Engellilerin en az engellenen bölümü olarak, daha önce de değindiğim gibi yaşlıları bile düşünmüyoruz kentimizde…
Yaşlı, çabuk yorulur. Taraklayarak yürür.
Bu yüzden ayağını 14-15 cm’den çok kaldıramaz.
Demek ki kaldırımlarımız en çok 14, bilemediniz 15 cm. yükseklikte olmalıdır.
Kaldırımları bundan yüksek yapan sorumlular-yetkililer, yaşlıları, engellileri sevmiyorlar, düşünmüyorlar demektir.
Bunları çok yerde söylediğimde; utanacaklarına kızdılar, inatlaştılar bu kişiler.
Bir kentimizde bütün ayrıntıları buna göre düzenlememize karşın, “Fen İşleri Müdürü” denilen kişi, uygulamayı 30-35 cm. yükseklikte yaptı. İşin kötüsü daha üst düzey yöneticiler de ona uydu. Onlara göre ileride dökülecek asfalt kaplamaya yer bırakılıyordu. Bu insanlara göre biz geleceği düşünmüyorduk. Bu arada uzun süre 30-35 cm. yüksekliğe adım atmak zorunda kalanlar, ne olursa olsunlardı… Bu yüzden pek çok sağlam insan bile (özellikle yabancı gezginler) ayaklarını kırdılar. Bebek arabalı kadınlar ancak birilerinin yardımıyla bu engelleri aşabildiler.
Altyapı sorunu
Kaldırımların kaplamalarını, kimi “makyaj”cı yönetimler, kaygan gereçlerle değiştirirler. Oysa kaygan yer, yaşlılarla engelliler için en büyük sakıncayı oluşturur.
Ayrıca kaldırımların, yolların yalnızca kaplamalarının değiştirilmesi, hiçbir nenin çözümü değildir. Çünkü her şeyde olduğu gibi, altyapısı tamam olmayan bir düzenleme doğru olamaz.
Altyapı olarak döşenecek temiz su, atık su, doğalgaz, alçak gerilim ve elektrik döşemelerinden birinden biri nedeniyle çok kısa süre sonra yeniden kazılacağını bildiğiniz yolun ya da kaldırımın yüzünün kısa süre için güzel olması neye yarar? Bu türlü işlerle halkın gözü bile boyanamaz, ancak göz göre göre yandaşlara para aktarılır.
Kazılan yerlerin onarımını, işi bu olmayan kazıcılar yapar. Öyle kötüdür ki yaptıkları iş, buna onarım denilemez…
Ayrıca kaldırımlar, yapıların giriş kotalarına göre ya da tersi bir uygulamayla yapılmadığından, basamaklı, inişli-çıkışlıdırlar. Böyle yerlerde bir engellinin, tekerlekli iskemle kullananın, çocuk arabalı hanımın ilerleyebilmesi olanaksızdır.
Sürecek…