Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) Genel Başkanı Yunus Akıl, uluslararası Sabiha Gökçen Havalimanı'nın özelleştirilmesiyle devletin 1 milyar doların üzerinde kaybı olduğunu iddia etti. Akıl, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin en stratejik ve kar eden Mersin ve İzmir limanları, PETKİM ile Antalya ve Sabiha Gökçen havalimanlarının kamuoyunun seçime kilitlendiği dönemde ardı ardına özelleştirildiğini belirtti.
Son olarak Sabiha Gökçen Havalimanı'nın KDV dahil 2.279 milyon Avro bedelle Limak-GMR Infrastructure Malaysia Airport ortaklığına işletme hakkının 20 yıllığına devredildiğini anımsatan Akıl, havalimanı yetkililerin ihale öncesi Sabiha Gökçen Havalimanı'nın değerinin 4 milyar doların üzerinde olduğunu açıklandıklarını öne sürdü. Akıl, ''Buna göre bile bu özelleştirmeyle devletin 1 milyar doların üzerinde kaybı olduğunu'' öne sürdü. Akıl, ayrıca havalimanının 3 yıl ödemesiz özelleştirildiğini belirterek, ''Bunun anlamı şirket kazandığı paranın bir kısmıyla bu özelleştirmenin bedelini ödeyecektir'' dedi.
Özelleştirmenin kamu yararı gözetilmeden gerçekleştirildiğini savunan Akıl, şunları kaydetti:
''Bu özelleştirmede de diğerlerinde olduğu gibi kamu zararı bu rakamın kat be kat üstündedir. Çünkü bu havalimanı diğer havalimanlarından farklı olarak hizmetleri bütünlüklü olarak kendisi vermektedir. Örneğin 4 bin 200 araçlık otopark ve 80 yataklı otel bulunan alanda kargo, antrepo, duty free vb. pek çok hizmet verilmektedir. Ayrıca bu alanda bugün için haftada yüzde 3-4 karla 2 bin 500 ton yakıt satılarak yaklaşık 100 bin uçağın yakıt ikmali yapılmaktadır. Alanda her yurt dışı yolcudan 12 Avro, yurt içi yolcudan ise 3 Avro gelir elde edilmektedir. Öte yandan havalimanını kullanan her dış hat uçağından 600 Avro, iç hat uçağından 50-60 Avro tutarında bir ücret alınmaktadır. Tüm bunlar üst üste konulduğunda havalimanı yetkililerinin beklentisi yıllık 500 milyon doları aşmaktadır. Yani ihale süresi boyunca minimun 10 milyar dolarlık bir gelir projeksiyonuna ulaşılmaktadır. İşte saklanan ve başarı olarak lanse edilen yani yüzleşilmesi gereken budur.''
Akıl, bu özelleştirmenin de neoliberal politikaların daha rahat uygulanması, Türkiye'nin ulaşım ve havacılık sektörünün ihtiyaçları yerine, IMF ve Dünya Bankası'nın temsil ettiği küresel güçlerin memnun edilmesi için yapıldığını iddia etti. Siyasilerin övündükleri gibi bu özelleştirmeyle yabancı sermaye girişi olmayacağını, tam tersine küresel güçlere sermaye transfer edileceğine dikkati çeken Akıl, sendika olarak Sabiha Gökçen Havalimanı'nın özelleştirilmesini yargıya taşıyacaklarını bildirdi.