Rüzgarda İlk ‘1 Kasım Lisansı’ Verildi



Türkiye'de rüzgar enerjisi yatırımı için büyük önem taşıyan ve özel sektör tarafından yaklaşık 3 yıldır sonuçlandırılması beklenen 1 Kasım 2007 tarihli başvurularda ilk üretim lisansı verildi. Lisans vermek için uygun bulunan rüzgar projelerinin yatırım tutarı, yaklaşık 2,7-3,2 milyar lira olarak öngörülüyor

Türkiye'de rüzgar enerjisi yatırımı için büyük önem taşıyan ve özel sektör tarafından yaklaşık 3 yıldır sonuçlandırılması beklenen 1 Kasım 2007 tarihli rüzgar başvurularında ilk üretim lisansı verildi.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun (EPDK) geçtiğimiz Perşembe günü yaptığı toplantıda 1 Kasım rüzgar enerjisi lisans başvurularını değerlendirdi.

Kurul bu kapsamda Tektuğ Elektrik Üretim A.Ş'nin Adıyaman'daki 25 megavat kurulu gücündeki Sincik Rüzgar Santralı için üretim lisansı verilmesine karar verdi.

Kurulun bu kararı ile sektörün uzun süredir sonucunu beklediği 1 Kasım başvurularında ilk üretim lisansı verilmiş oldu.

Türkiye çapında yapılacak yeni rüzgar santralı yatırımları için özel şirketler için yapılan elektrik üretim lisansı başvuruları tek günle sınırlandırılarak 1 Kasım 2007 tarihinde yapıldı.

Yoğun yatırımcı ilgisi nedeniyle bu tarihte Türkiye’nin Kurulu gücünün iki katına varan toplam 78 bin megavat kurulu gücünde 751 adet başvuru gerçekleşti.

Ancak aradan geçen zamanda bazı yasa ve mevzuat değişiklikleri ile bağlantı konularının sonuçlandırılamaması nedeniyle bugüne kadar bu kapsamda herhangi bir proje lisans alarak yatırıma dönüşemedi.

Bu başvurular trafo merkezlerinin mevcut durumuna göre revize edildi ve 8 bin 488 megavatlık kapasite için yarışacak özel sektör kurulu güç talebi 31 bin 619 megavata düştü.

Lisanslama başladı

EPDK tüm mevzuatın hazırlanması, TEİAŞ ve EİE gibi kurumlardan bağlantı ve diğer teknik konularda görüşlerin gelmesi ile birlikte başvuruları sonuçlandırmaya başladı.

Uygun bağlantı görüşü oluşmuş, teknik değerlendirmesi olumlu aynı bölge veya aynı trafo merkezi için birden fazla başvurunun bulunmadığı projeler için lisanslar veriliyor.

Uygun bulunan projelerin yatırım tutarı 2,7-3,2 milyar TL

Öte yandan önümüzdeki süreçte EPDK tarafından tekli başvuru niteliğinde uygun bulma kararı verilen rüzgar enerjisi santralı proje adedinin 27, toplam kurulu gücün 1.343 megavat, uygun bulunan projelerin yatırım tutarının da 2,7-3,2 milyar lira olarak öngörüldüğü belirtiliyor.

Aynı bölge için birden fazla şirket başvurusunda da önümüzdeki aylarda TEİAŞ tarafından yarışma yapılacak ve bu tesisler EPDK tarafından lisanslandırma işlemi tamamlanacak.

EPDK Başkanı Hasan Köktaş, daha önce yaptığı açıklamada Türkiye'nin rüzgar kurulu gücünün 1200 megavatı aştığını, 2011 yılının başında lisanslandırma işlemlerinin tamamlanması ile birlikte yeni yılda özel sektör rüzgar yatırımlarında bir seferberliğin başlayacağını belirtmişti.

RESSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Bilgin

Rüzgar Enerjisi ve Su Santralleri İşadamları Derneği (RESSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Bilgin de konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede EPDK'nın rüzgar başvurularında ilk üretim lisansının vermesiyle birlikte artık 1 Kasım başvurularında gerçekleşmelerin önünün açılmış olduğunu söyledi.

Bir an önce çoklu başvuruların değerlendirilmesini arzu ettiklerini ifade eden Bilgin, şöyle devam etti:

''1 Kasım başvurularının düzenlemeler yapılmadan, önden değerlendirme kriterleri belirlenmeden yapılması bir kaos ortamı yarattı, çok ciddi başvuru oldu. Bunun objektif değerlendirmesinin yapılması için de böyle bir süre geçmesi gerekti. Burada bağlantı en önemli konuydu, kimin nereye bağlanacağı konusu da bayağı zaman aldı. Uzun bir zamandı yine de bu durumda bile artık kördüğüm olmuş bir konunun çözülmesi sektör için çok faydalı''.

Bundan sonraki süreçte çoklu başvuruların ihale usulü ile değerlendirileceğini belirten Bilgin, 1 Kasım'dan sonraki alınacak başvurularda da mutlaka bağlantı başvuru kriterlerinin, bağlantı noktalarının, projelerin önden belirlenerek, değerlendirmenin verimlilik esasına göre yapılması gerektiğini söyledi.


 
Binalara ‘Enerji Kimlik Belgesi’

AB'ye uyum sürecinde konutlar için getirilen ‘Enerji Kimlik Belgesi’ alma zorunluluğunun, 1 Ocak 2011'den itibaren uygulamaya konulacağı bildirildi.

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nca AB'ye uyum sürecinde konutlar için getirilen ‘Enerji Kimlik Belgesi’ alma zorunluluğunun Ocak 2011’den itibaren uygulamaya konulacağı bildirildi.

Bakanlık tarafından 2008'da çıkartılan ve yeni yılda yürürlüğe girecek ‘Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği’ gereğince, yeni yapılacak binaların, yıllık enerji tüketimi miktarına göre ‘Enerji Kimlik Belgesi’nin düzenlenmesinin gerekeceği belirtildi.

Isı Yalıtımı Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kubilay Ulu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Avrupa'da üstünde özenle durulan ve sıkı denetimlerle uygulanan ısı yalıtımının, Türkiye'de de hak ettiği değeri bulmaya başladığını söyledi.

2011'in, getirilecek zorunlu uygulamalar, yönetmelikler ve kanunlarla adeta yalıtım yılı olacağını belirten Ulu, “AB'ye uyum sürecinde yeni binalarda (Enerji Kimlik Belgesi) zorunlu. Ayrıca, bugüne kadar 19 ilde uygulanmakta olan Yapı Denetimi Hakkındaki Kanun da, Bakanlar Kurulu Kararı ile yeni yılda bütün illerde uygulanacak. Yani binalara ısı yalıtımını yaptırmak kaçınılmaz olacak. Yalıtımdan kaçış mümkün olmayacak” dedi.

Ulu, bu uygulamaların sadece yeni binaları değil mevcut binaları da ilgilendirdiğini ifade ederek, “Enerji Kimlik Belgesi mevcut binalarda 2017'den itibaren zorunlu olacak. Ayrıca Elektrik İşleri Etüd İdaresi (EİE) tarafından hazırlanan Enerji Verimliliği Strateji Belgesi Taslağı'na göre, 2012'den itibaren yalıtımsız binalardan alınan vergiler artacak. Yani mevcut binalar ne kadar erken yalıtılırsa o kadar karlı olacak” diye konuştu.

“Enerji kimlik belgesi olmayan bina kalmayacak”

Ulu, yeni inşa edilen binalar için 1 Ocak'tan itibaren, mevcut binalar için 2017'ye kadar alınması gereken ‘Enerji Kimlik Belgesi’nin, binanın ısıtma, soğutma ve aydınlatma için gerekli toplam enerji giderinin yıllık maliyetine kadar birçok bilgiyi içeren bir belge olduğunu bildirdi.

Konutlar aynen beyaz eşyalarda olduğu gibi A'dan G'ye kadar sınıflandırılacağını anlatan Ulu, “A sınıfı, tasarruflu ve SEG (Sera Gazları Emisyonu Göstergesi) emisyonu düşük konutları, G sınıfı ise enerji israf eden ve SEG emisyonu yüksek konutları işaret edecek” diye konuştu.

Yeni bir ev satın almak ya da kiralamak isteyenlerin öncelikle binaların ‘'Enerji Kimlik Belgesi’ne bakacaklarını anlatan Ulu, şöyle konuştu:

“Bu belgenin zorunlu hale gelmesi ise en başta ısı yalıtımını zorunlu kılıyor. Çünkü binalarda en fazla enerji tüketimi yaklaşık yüzde 85 oranında ısıtma ve soğutma amaçlı oluyor ve ısı yalıtımı ile enerjiden en az yüzde 50 tasarruf sağlanıyor.

Enerji Kimlik Belgesi sayesinde yeni binaların yalıtımsız olması yüzde 100 engellenirken mevcut binalara da (ne kadar erken yalıtım yaptırırsan o kadar iyi olur) mesajı veriliyor. Çünkü yalıtımsız binalara artık her konuda fazla tüketen, fazla masraf çıkaran binalar olarak bakılacak ve değerleri azaldıkça azalacak. Belgesi olmayan ya da düşük enerji sınıfına sahip evler, kiralama ve satın almada tercih edilmeyecek. Binanın ne kadar enerjiye ihtiyacı olduğunu ve ısıtma, soğutma, aydınlatma için ne kadar para harcanması gerektiğini gösteren Enerji Kimlik Belgesi'nin bu nedenlerle konut fiyatlarını da etkileyeceğine kesin gözüyle bakılıyor”.

Yapı denetim kanunu ile binalar denetlenecek

Ulu, halen 19 ilde uygulanan Yapı Denetim Kanunu'nun da 1 Ocak'tan itibaren Türkiye genelindeki tüm illerde uygulanacak olmasını çok olumlu bir gelişme olarak değerlendirdi.

‘Binalarda Isı Yalıtımı Yönetmeliği'nin yapı denetim firmaları tarafından denetlendiğini belirten Ulu, yılbaşından itibaren ülkemizdeki hiçbir ilde ısı yalıtımından kaçmanın mümkün olmayacağını sözlerine ekledi.