Rusya'da Büyüdü, Körfez'e Açılarak İlk 5'e Girecek



Müteahhitlik, Türkiye'nin dışa açılan ilk sektörlerinden biri. Sektörün ilk göz ağrısı Libya oldu. Ardından Rusya ve Irak gibi pazarlarla birlikte ENKA, Rönesans, GAMA ve Nurol gibi büyük markalar ortaya çıktı. Sektörün 20 yıllık gelişimini, en hızlı büyüyen şirketlerden biri olan Rönasans'ın kurucusu Erman Ilıcak'la konuştuk. ENKA'da mühendis olarak çalışırken Rusya'da dört arkadaşı ile kendi şirketini kuran Ilıcak, bugün Forbes'in en zenginler listesinde 14'üncü sırada yer alıyor. Avusturya'nın en büyük ikinci şirketi ile ortak olan Ilıcak, müteahhitlik sektörünün ulaştığı bilgi birikimi ve sermaye ile birkaç sene içinde Avrupalı firmaları satın almaya başlayacağı görüşünde. Ilıcak'ın grup olarak hedefi ise bu satın almalarla dünyada ilk 5'e girmek.

Rönesans olarak bundan sonraki büyüme rotasını petrol üreten ülkelere çevirdiklerini de söyleyen Ilıcak, bugün 60 perakendeci ile Libya yollarında olacak. Libya'nın yanı sıra Irak, İran ve Suriye pazarlarıyla Türkiye'nin yüzde 7-8 büyümeyi yakalayacağını söyleyen Ilıcak, "İstikrarı bozmazsak geleceğimiz çok parlak. Türkiye kabuğuna sığmıyor" diyor.
 
Rönesans İnşaat nasıl doğdu?

1988'de ODTÜ'de okurken ENKA'da mühendis olarak işe başladım. Daha sonra kendi işimi kurmaya karar verdik ve 4 çalışanla başladım. Saint Petersburg'da. O yıllarda Rusya'da düzen yeniden kuruluyordu. O yüzden tecrübesiz olmak, dezavantaj sayılmazdı. Hızlı bir büyüme yakaladık. 14 yıl boyunca, her yıl yüzde 60 büyüdük. 2007'de, ENKA'nın ardından Türkiye dışında en büyük ikinci inşaat şirketi haline geldik. Rusya krize biraz daha erken girince biz de rotamızı diğer ülkelere çevirdik. İki seçenek vardı. Ya yıllardır birlikte çalıştığımız arkadaşlarımızla yollarımızı ayıracaktık ya da yeni pazarları zorlayacaktık.
 
Rönenans'ın bugün ulaştığı büyüklük nedir?

Alışveriş merkezlerinde dünya 3'üncüsü, büyük bina inşaatlarında ise dünya 18'incisi olarak dünyanın en büyük müteahhitlerinden biri haline geldik. Uzmanlığımız, alışveriş merkezleri ve ofis binaları oldu. Türkiye'de müteahhitlik yapmadık, kendi inşaatlarımızı yaptık. Rusya'da da devlete hiç iş yapmadık, özel sektörle çalıştık. Şu anda 10 bin çalışanımız var. 1.2 milyar dolar ciroya sahibiz. 9 ülkede faaliyet gösteriyoruz.
 
Ağırlığınız hala Rusya'da mı?

Hala Rusya'da, ancak dediğim gibi yeni pazarlara girdik; Hazar bölgesi, Katar, Suudi Arabistan ve Libya gibi. Libya çok önem kazandı, işlerimiz hızlı artıyor. Önümüzdeki yıllarda Rusya, yüzde 50'ye kadar düşecek. Diğer marketlerde büyümeyi planlıyoruz. Petrol ve gaz zengini olan ülkelere, yani inşaata çok kaynak aktaran ülkelere gitmeye başladık. Geçen yıl içinde ofislerimizi açtık.  
 
Libya'da neler yapıyorsunuz?

Libya'da ciddi alışveriş merkezi yatırımları var. A'dan Z'ye tüm işleri biz yapıyoruz. Kiralamayı da biz yapıyoruz. Türkiye, bu konuda artık ciddi know how ihraç eden ülke haline geldi. Eskiden sadece taşaronluk yaparken şimdi artık müteahhitlikteki bilgi birikimimizi oralara götürebiliyoruz.
 
Müteahhitlik sektöründe ciddi bir değişimden söz ediyorsunuz. Yıllardır bu düzeye gelmek gerektiği söylenirdi. Başarılı olundu mu?

Bu birikim, aslında ilk kez Libya ile başlamış. Daha sonra Rusya'ya ilk giren, müteahhitler olmuş. Biz ikinci kuşağız. 2000'lerin başında alışveriş merkezleri furyasıyla birlikte Türkiye'ye gelen Almanlar ve Hollandalılar'dan edinilen bilgileri biz, Ortadoğu'ya farklı şekilde paketledik. Biz bu pazarları, bir Avrupalı'nın anlayabileceğinden daha farklı anlıyoruz. Esneklik gösterebiliyoruz. O yüzden hep Türklerle çalışmak istiyorlar.


 
Rusya pazarında işler biraz daha zorlaşıyor sanırım. Her alanda olduğu gibi, kendi müteahhitlik sektörünü oluşturuyor. Bu pazarda durumumuz ne olur?

Rusya ile ticaret hacmi 30 milyar dolara ulaştı. 5-6 milyar doları müteahhitlikten geliyor. Evet, onlar kendi müteahhitlik sektörünü oluşturuyor, ama bu rakam aynen kalır. 600 firma çalışıyor ve o şartlara adapte oldular. Rekabetçiler. Yatırımlarımızın arkasında 6 bankamız var. 30 bin Türk, her sektörde faaliyet gösteriyor. Diğer taraftan da yabancı yatırım artarak devam ediyor. Sanayiciler fırsat olarak görüyor ve yatırıma yöneliyor. Bugün Rusya'da çok sayıda fabrika yatırımı var. Hyundai ve Peugeot gibi fabrikaların sayısı çok çok arttı. Rusya'da da ciddi bir gayrimenkul furyası vardı. Şimdi bu inşaatlar durdu. Ellerinde ciddi stoklar var. Erimesi yılları bulur. Ancak bu pazar, bizim hedef pazarımız olmalı her zaman. Model ülke olmalı.
 
Bu arada Türkiye, sizin rotayı çevirdiğiniz pazarlarda yeni politikalar belirledi. Bunların da etkisi oluyor sanırım...

Edindiğimiz tecrübeleri bu ülkelere yönlendirirken birçok şey de biraraya geldi. Eskiden Türkiye'nin bu ülkelerle ilişkileri çok iyi değildi. İyi olsa bile Türk müteahhitleri hazır değildi. Şimdi ikisi bir araya geldi. Birçok Türk firması hazır durumda. Her giden uçak dolu. Türk işçileri, mühendisleri... Herkes, elinde çanta bir şeyler yapmaya çalışıyor.
 
Libya çok hızlı hareketlendi. Şu anda ne kadar yatırım var?

Çok hızlı oldu. Neredeyse iki yıl içinde 7 milyar doları buldu. Libya ambargo nedeniyle yıllardır yatırım yapamadı. Petrol ülkeleri, hesaplarını 40 dolara göre yaptı. Fiyatlar 65-70 dolar aralığında olduğu zaman bütün bu ülkeler, bu paraları yatırımlarına kaynak yapıyor.
 
Bu pazarlarda da Türk firmalarının başarılı olması için ne yapılmalı?

Rusya model olmalı. Bankacılarımız ve perakendecilerimizle gidilmeli. Bu ülkede yaptıklarımızı örnek olarak uygulamalıyız. Yani, Türk bankaları açılmalı. Ziraat ve Halk Bankası'nın böyle bir çalışması var. Daha sonra özel bankaların da girmesini bekliyoruz.
 
Libya'da sizin yatırımlarınız arasında neler var?

Libya'da toplam tutarı 1.8 milyar doları bulan işlerimiz var. Çok büyük bir kompleks. Alışveriş merkezi, beş yıldızlı otel, beş fakülte ve beş havaalanı yatırımı yapıyoruz. Ciddi bir portföyümüz oluştu. Bir yıl içinde oluştu üstelik. Şirket kurduk. Yerel ortağımız var. Türk perakendecilerini Libya'ya sokmaya çalışıyorum.
 

60 perakendeci Libya yollarında
 
Bugün perakendecileri Libya'ya götürüyorsunuz. Hedefiniz ne?

Bugün, 60 perakendeciyle Libya'ya gidiyoruz. LC Waikiki, Koton gibi. Herkesin bir açılıma ihtiyaçları var. Onların da bilgi birikimleri, sermayeleri, kadroları oluştu. Onların da açılmaları gerekiyor. Onlara da yerel ortaklar bulacağız. Türkiye, artık kabuğuna sığmıyor. Önümüzde İran var. 70 milyonluk bir pazar ve bizi bekliyor. İmalat sektöründe çok ileride. Ayrıca Irak ve Suriye ile birlikte 100 milyonluk bir pazar var ve hazır. Buraları keşfetmemiz gerekiyor. Çok iyi ilişkiler var. Ayrıca konjontür de çok uygun.
 
Avusturyalı ortakla Avrupalı oldu
 
Avusturya'nın "inşaatta Godivası" diye tabir edilen şirketiyle ortak oldunuz.

Avusturya'nın ikinci büyük inşaat firması Porr, 40 yıllık halka açık bir aile şirketi. Biz onların üçüncü büyük ortakları olduk. Onlarla ortak şirket kurduk. Bulunduğumuz pazarlara altyapı işleri için getirdik. Avrupa'nın en büyük şirketi ile bir projede ortak olmuştuk. O vesileyle tanıştık. Pazarı öğrendik. 5 milyar dolar cirosu olan büyük bir şirket. Yüzde 50-50 ortak olduk. Biz bu şirketten hisse aldık, ayrıca bir de şirket kurduk. Sadece Viyana'da dört şantiyeleri var. Avrupa'nın her yerinde inşaatları var. Kurduğumuz şirketin başına da Avrupa'nın en büyük şirketlerinden birinin yönetim kurulu üyesini getirdik.
 
Bu ortaklık sizin için ne anlama geliyor?

Biz böylelikle bundan birkaç sene sonra dünyanın en büyük 5 inşaat şirketinden biri olmaya hazırlanıyoruz. Türkiye'de en büyük firma, şu anda dünyada 40'ıncı, 50'inci. Bizim, organik büyümenin yanı sıra Avrupa'nın büyük inşaat şirketlerini satın alarak onlara ortak olmamız gerekiyor. Avrupa'da büyük şirketler satışa çıkmış durumda. Ama biz değerlendiremiyorduk. Artık agresif şekilde harekete geçeceğiz.
 
Çok şirket var mı satışa çıkan?

Hem de çok var. Kar marjları çok düşük bu şirketlerin, yüzde 1 civarında. Hareket edecek alanları azaldı. Gönderecek adamları da yok. Bizim dinamizmimize ihtiyaçları var. Bizim de onların bilgi ve birikimine ihtiyacımız var. Bu ikisini birleştirmeye çalışıyoruz. Sürekli araştırıyoruz. İnşaallah Türkiye'den, dünyanın en büyük 5 firmasından birini çıkarmış olacağız. O zaman ciro da artacak, genç arkadaşlarımız da Avrupa'da çalışabilecek. Yepyeni bir yol açılmış olacak.
 
5 firmadan biri olursanız cironuz ne kadar olacak?

17-18 milyar dolarlık bir ciroya ulaşabileceğiz. En büyük firmalar, Alman ve İsveç firması. Alternatifleri değerlendirmeye çalışıyoruz.
 
Türkiye'de yatırımlarınız nasıl gelişecek? Optimum'ların sayısı artacak mı?

Türkiye'de alışveriş merkezi yatırımlarına devam ediyoruz. 5'i bitti, 7 projemiz daha var. İşletmesini de biz yapıyoruz. İşletmeye Rusya'da başlamıştık. 2001 başında fırsatların alışveriş merkezlerinde olduğunu görüp, Optimum'la Ankara'da başladık. Şimdi bu zinciri devam ettirmeye çalışıyoruz. Eski planda 25'ti, ancak şimdi 16-18 tane yapmayı planlıyoruz. Arsalarını almıştık. Devam ediyoruz.
 
Alışveriş merkezi yatırımları bir furyaya dönüşmüştü. Sıkıntı yaşandı. Şimdi yeni bir hareket var mı?

Bir konsolidasyon var. Yabancı firmalar da Türklerle yatırım yapmaya çalışıyor. Bazı alternatifler var. Küçük firmalar, kiralanmasında ve finansmanında zorlanmaya başlayınca büyük firmalara gelmeye başladı. Bunları değerlendirmeye çalışıyoruz. Bunu, ayrı bir şirket haline getirdik. Aktif büyüklüğü 1.2 milyar doları bulan bir gayrimenkul şirketimiz var. Türkiye'nin en büyük gayrimenkul şirketlerinden biri. Bir de enerji projelerimiz var. Bu, geç girdiğimiz bir alan. Bir barajımızı devreye aldık. Enerjiye geç girdiğimiz için liderlik hedefimiz yok, ama mümkün olduğu kadar hızlı şekilde devreye girmeye çalışıyoruz. Üç lisansımız var, yapımına başlayacağız. Bizde sihirli rakam, bir. Öyle bir arkadaşı bulduk mu, kadroyu oluşturup yatırımı yapıyoruz.
 
Bu şekilde kaç ortağınız var? Şirketinizde aileden kimse var mı?

28 ortağımız var. Hepsi bizde yetiştiler. Hepimiz beraber büyüdük. Şirkette aileden sadece babam var, kendisi emekli avukat. Başka kimse yok.


 
Türkiye çok rekabetçi bir ülke
 
Türkiye ekonomisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye, çok rekabetçi bir ülke haline geldi. 2001'deki krizi biz, kendimiz yaratmıştık bu yüzden bu krize hazırlıklıydık. Birçok alanda rekabetçi olduk. Çok iyi mühendisler, elemanlar yetişti. Türkiye artık kabuğunu kırdı. Çok çok parlak bir gelecek bizi bekliyor.Ortadoğu'daki bu ilişkiler de bizi tahminlerin ötesinde büyütecek. 2001'den itibaren yüzde 7-8'lik bir büyüme oluşacağını tahmin ediyorum, eğer kendi kendimize politik bir kriz yaratmazsak. Yüzde 3, bizim için küçülme. Yabancı yatırımları çekmemiz lazım. Çekeceğiz de... Çünkü cazibemiz artıyor. Türkiye, artık herkesin merakla takip ettiği bir ülke haline dönüştü. Avrupa, büyümenin Türkiye'den geleceğini anladı. Güvenilir olduğunu kabul etti. Kolay bir pazar değildik, ama yeni ülkeler stratejik önemimizi artırdı.
 
Halka açılmayı planlıyordunuz. Ne zaman?

2012'de halka açılma kararımız var. Sermaye artırıp fırsatları değerlendirmeyi düşünüyoruz. Her ülkenin başında, yönetici ortağımız var. Senelerce beraber çalıştığımız insanlar. Kurumsallaşmamız gerek, dünya devlerini satın almanın tek yolu bu. Amacımız, masaya oturup cirolarını satın almak. Organik büyümekle en fazla 2 milyar euroya çıkabiliriz.

Erman Ilıcak kimdir?

1967 yılında Darende'de doğan Erman Ilıcak, ilköğretim ve lise eğitimini TED Ankara Koleji'nde tamamladıktan sonra ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü'nü bitirdi. Amerika'da işletme masteri yaptı. Enka İnşaat'ın Libya ve Rusya şantiyelerinde çalıştıktan sonra 1993 yılında Rusya'da Rönesans İnşaat firmasını kurdu.