'Rusya, Boru Hatlarında AB Kurallarından Kaçınıyor'



Brüksel'deki Carnegie Enstitüsü'nde enerji uzmanı David Livingston, Rusya'nın doğalgaz boru hattı projelerini Avrupa Birliği'nin (AB) üçüncü taraf erişimine ilişkin kurallarına uygun tasarlamadığını ve bunun boru hatlarının tam kapasiteyle kullanılmasını engellediğini belirtti.

Livingston, yaptığı açıklamada, Rusya’dan Almanya’ya Baltık Denizi altından toplam 55 milyar metreküp kapasiteli iki ayrı deniz boru hattının yapılacağı Kuzey Akım 2 projesi ve Moskova'nın doğalgaz stratejisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Kuzey Akım 2'ye yapılan itirazların iki ana argümana dayandığını belirten Livingston, "Projenin Almanya’yı Rus enerjisine daha bağımlı kılacağı veya kaynak çeşitlendirmesinin önüne geçeceği yönünde görüşler var. Bir konu hakkında çok açık konuşmalıyız. Kuzey Akım 2 siyasi bir projedir, tıpkı Kuzey Akım’ın ilk aşamasında yıllar öncesinde olduğu gibi" dedi.

"Rusya kuralı uygulamıyor, proje iptal ediyor"

Kuzey Akım 2’nin ilk projeyle aynı altyapı, rota ve büyüklüğe sahip olduğunu hatırlatan Livingston, Almanya’ya gönderilen gazın ikiye katlanan kapasitesinin Avrupa’ya doğrudan ihraca açık olmayacağını vurguladı.

Livingston, Rusya’nın Avrupa Birliği’nin enerji paketinde yer alan "üçüncü ülkelerin de boru hattından gaz çekebilmesi" kuralını Güney Akım projesine uygulamak yerine projeyi tamamen iptal ettiğini belirterek, şöyle devam etti:

“Kuzey Akım’ın Almanya’dan Avrupa’ya uzanan kısmı Opal boru hattında da benzer durum yaşanmıştı. Avrupa Komisyonu üçüncü taraf erişimi kuralında Gazprom'a istisna sağlayacaktı. Toplam kapasitesi 35 milyar metreküp olan hattın tam kapasiteyle kullanılması karşılığındaysa, Gazprom’un rekabet kurallarına uygun hareket etmesi istenmişti. Ancak Gazprom belki de mantık dışı hareket ederek, bu şartı reddetti ve boru hattını yarı kapasiteyle kullanmayı göze aldı.”

Rusya’nın Avrupa’ya gönderdiği mevcut gaz miktarının Kuzey Akım’ın ilk projesi hayata geçmeden önceki dönemden daha az olduğunun altını çizen Livingston, Norveç’in boru hatlarında kapasite artışına gitmemesine rağmen Avrupa’ya gönderdiği miktarı arttırdığına dikkati çekti.

Livingston, Kuzey Akım 2’ye karşı çıkılmasının bir başka nedeninin de özellikle Polonya ve Ukrayna gibi ülkelerin güvenliği ve istikrarına karşı bir tehdit olarak görülmesi olduğunun altını çizerek, "Proje, Rusya’nın bu transit ülkelerden vazgeçmesine neden olacaktır. Daha sert bir senaryoya göreyse Rusya, Ukrayna’nın gaz vanalarını kapatabilir" değerlendirmesinde bulundu.

Amaç Ukrayna'nın rolünü azaltmak mı?

Merkezi Washington'da bulunan düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü'nde uzman Richard Kauzlarich de Kuzey Akım 2’nin Ukrayna’nın geçiş ülkesi rolünü azaltmak için planladığını ileri sürdü.

Kauzlarich, projenin Avrupa'ya ekstra gaz getirmeyeceğini savunarak, "Burada bir diğer önemli etken de Avrupa’nın gaz talebinin artıp artmayacağı. Rusya pazardaki payını koruma derdine düşecek. Ayrıca Katar ve ABD sıvılaştırılmış doğalgazı (LNG) gibi alternatifler Avrupa’ya seçenekler sunarken, Moskova daha da endişelenecek" ifadelerini kullandı.

Avrupa'dan yoğun itiraz

Proje için resmi anlaşma, Rus enerji şirketi Gazprom, Alman enerji şirketleri E.ON ve BASF ile merkezi Avusturya'da bulunan enerji şirketi OMV arasında geçen yıl eylül ayında imzalanmıştı.

Ancak Polonya, Slovakya ve Ukrayna gibi Doğu Avrupa ülkeleri, Rusya’nın Avrupa’ya gönderdiği doğalgazı mevcut boru hatlarından göndermesi sayesinde aldıkları yıllık yaklaşık 3 milyar dolarlık transit ücretini kaybetmek istemediğinden, projenin yürütülmesine itiraz ediyor.

Söz konusu ülkeler, 26 Kasım'da Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk'a bir mektup yazarak Kuzey Akım-2 projesinin, AB bütünlüğü için bir "tehdit" oluşturduğunu ve Ukrayna krizini daha da derinleştireceğini belirtmişti.