Tatil beldelerindeki rüşvet çarkını ortaya çıkaran Beyaz Evler Operasyonu, bir başka skandala daha ışık tuttu. Türkiye'nin en önemli turizm merkezlerinden Bodrum ve çevresinin nasıl beton yığını haline dönüştürüldüğü gözler önüne serildi. Bölgede sit alanlarına bile inşaat dikilmiş. İddialara göre, parayı veren, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'ndan izin alıp istediği yere bina yapmış. Yarımadada 700'e yakın binanın sit alanına kurulduğu ileri sürülüyor. Bu yerlerden biri olan Mars Mabedi'ne üçer katlı dört blok halinde yapılan inşaatın temel kazıları sırasında çeşitli sütun ve kalıntılar ortaya çıktı. Müzenin incelediği eserler, arsanın kenarına yığılmış durumda.
Jandarmanın Bodrum Belediyesi ile Konacık ve Yalıkavak belde belediyelerine eşzamanlı yaptığı operasyonlarda, ilçede kurulan rüşvet çarkının yanı sıra yarımadanın beton yığınına nasıl dönüştürüldüğü de gözler önüne serildi. Yarımadanın betonlaşmasında sit kurulunun da önemli ihmali olduğunu ifade eden Bodrum Belediyesi eski İmar Müdürü Ertan Demirci, “Bodrum’da parayı basan, sit olan yere bile binayı dikiyor. Koruma Kurulu, Bodrum Yarımadası’nı katletti.” diyor.
Yarımadada sit kurulunu eleştirenlerden biri de Bodrum Belediye Meclisi eski üyesi Ethem Demiröz. Bodrumlu küçük sermaye sahiplerinin halledemediği imar işlerini büyük sermaye gruplarının çok kısa sürede çözüme kavuşturduğunu ileri süren Demiröz, bu kişilerin birinci derece sit olan yerlere bile inşaat yaptığını söylüyor. Bodrum’u korumakla görevli sit kurulunun, ‘dokunulmaz’ dediği yerlere yapılan inşaatlara ses çıkarmadığını iddia eden Demiröz, “Bodrum’da 700 bina, mal sahiplerinin talebi üzerine koruma planından çıkarıldı. Binaların çoğu ilk sahipleri tarafından satıldıktan sonra plandan çıktı. İlk sahiplerindeyken çivi bile çaktırılmıyordu.” şeklinde konuşuyor. Sit kurulunun inşaat izni verdiği yerlerden birinin de Mars Mabedi olduğunu kaydeden Demiröz, burada tarih adına bir katliam yaşandığını savunuyor.
‘Mabed alanı’na inşaat
Demiröz’ün bahsettiği Mars Mabedi, birinci derece arkeolojik sit olarak biliniyor. Antik tiyatro, Myndos kapısı ve şehir surlarının bir kısmıyla antik Halikarnas’tan günümüze gelen tarihî eserlerden biri. Mabedin, MS 2. yüzyılda Karya, Roma İmparatorluğu’na bağlı bir eyalet iken yapıldığı sanılıyor. Alanın ilk sahipleri, “Burası birinci derece sit bölgesiydi, hayvan bile bağlayamıyorduk. Sattıktan bir süre sonra ikinci derece ilan edilerek inşaat izni verildi.” diyor.
Mars Mabedi’nin de içinde bulunduğu genişçe bir alanın miras yoluyla kendilerine geçtiğini anlatan D.U., “Bu bölge bizimdi. Miras bölüşümü sırasında binaların yapıldığı yer teyzeme geçti. Çivi bile çakmalarına izin verilmiyordu. Müşteri çıkınca satalım dediler. Yeni sahipleri birkaç sene sonra inşaata başladı.” diye konuşuyor. Arsanın sahiplerinden O.A. ise bölgenin ‘Bizans sarnıcı’ olarak bilindiğini kaydediyor. Arsada tünel gibi bir giriş bulunduğunu anlatan O.A., dedesinin yılan çıkacağı endişesiyle ağzını kapattığını söylüyor.
Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürü Erdal Korkmaz ise inşaatların kanuni yapılıp yapılmadığının belediyenin yetki alanına girdiğini belirtiyor. Ruhsatların hangi belgelere göre verildiğinin belediyeden öğrenilebileceğini kaydeden Korkmaz, “Sit kurulunun izin vermediği yere belediye nasıl inşaat ruhsatı veriyor?” sorusunu, “Sit kurulunun izin verip vermediğini nereden biliyorsunuz? Bizim de bir hatamız, kusurumuz olabilir. Ancak muhatap belediyedir.” diye cevapladı.