"Ruhsatlara Güvenin Azalması Madenciliği Olumsuz Etkiliyor"



Türkiye’de maden ruhsatlarında güven probleminin bulunduğunu aktaran Genç Maden İşletmecileri Derneği (GEMAD) Başkanı Cemil Ökten, madencilik sektörüne yönelik yasa yaparken sağlıklı bir inceleme yapmayarak maden alanlarına müdahalelerin madenciliğin gelişimini olumsuz etkilediğini söyledi. Dünya Gazetesi'nden Mehmet Hanifi Gülel'in haberine göre, madencilikte ruhsat alma aşamasında mevzuattan ya da uygulamalardan kaynaklanan bürokratik müdahale ve engellemelerin yanında, madencilik faaliyetine başladıktan sonra uzun bir süre üretim yapılması gerektiğini belirten GEMAD Başkanı Cemil Ökten, ülkemizde özellikle son yıllarda çıkan yasaların bu müdahaleleri kolaylaştırdığını belirtti.

Yurtdışında madencilik faaliyetlerinin 50 ile 100 yıl arasında yapıldığını bilgisini veren Ökten şunları söyledi: “Ülkemizde yeni başlanılan madencilik faaliyet alanlarına bile aniden alınan kararlarla yol veya başka bir proje nedeni ile ya da valiliklerin talebi ile kapatılıyor. Bazen siyasi ranta yönelik, bazen toplumda ek anlamda yapılması gereken üstün kamu yararı hesaplaması esas alınmıyor. Bu durumda hem madenci, hem ülke kaybediyor, hem de güven ortamı zedelenerek madencilik sektörünün gelişimini olumsuz etkiliyor.”

Türkiye’de madencilik alanında uzun süreli politikalar uygulayarak yeraltı ve yerüstü kaynakların doğru bir şekilde yönetilerek ekonomiye kazandırılması gerektiğini ileten Cemil Ökten, “Biz her alanda olduğu gibi madencilikte de stratejik planlar yapmayarak bunları doğru kullanma ve ekonomiye kazandırma konusunda gerekli tedbirleri alamıyoruz. Kaynaklarımızın planlanması ve yönetilmesi ile ilgili uzun süreli politikalar uygulanmıyor. Bu nedenle bürokrasi ile madenci sürekli çatışır halde ” şeklinde konuştu.

"Kararlar bir anda alınıyor"

Madencilikle ilgili kararların bir anda, bir olaya bağlı olarak toplumdaki yükselen tansiyonu düşürme amacıyla alındığını aktaran Cemil Ökten, daha sonra bu kararların ya düzeltildiğini veya kaldırılmaya çalışılırken daha hatalı kararların alındığını ifade etti. Geçtiğimiz günlerde kömür madenlerinde patlama önleyici sistemlerin uluslararası standartlara getirilme süresinin 2019’a kadar ertelendiğini anımsatan Ökten, yapılan yeni düzenlemeyle geçiş dönemi ihtiyacı tespit edilerek, Bakanlar Kurulu kararıyla ertelendiğini söyledi. Madencilik sektörüyle ilgili genel sorunlara da değinen Cemil Ökten, uluslararası piyasalardaki olumsuzluklarla birlikte mevcut uygulamalar, mevzuat ve sektöre getirilen yeni maliyetlerden dolayı faaliyet göstermekte zorlanıldığını belirtti.

"Elimizde sihirli değnek yok"

Madenlerin işletilip ekonomiye kazandırılmasının işletmeci kadar devlet ve halka da fayda sağladığını ifade eden Ökten, bunu siyasetçiler ve hükümet tarafından halka izah edilmesi gerektiğini vurguladı. Madencilik faaliyetinin, yapıldığı yerdeki sosyal dokuya ve çevreye mutlaka bir etkisi olduğunu dile getiren Cemil Ökten şöyle konuştu: “Madencinin elinde sihirli değnek yok. Doğayı olduğu gibi koruyarak oradaki madeni işletme şansınız yok. Ancak bu da madencinin çevre katliamı yapmasına izin vermek anlamına da gelmemeli. Devlet çevresel ve sosyal etkilerin giderilerek o faaliyetin yapılması konusunda madenciyle birlikte pozisyon alması lazım. Pasif duruma geçerek, madenci ile halkı karşı karşıya bırakıyor.”

Madencilik çevre ile barışık bir şekilde yapıldığında ve sonraki aşaması iyi yönetilirse, eskisinden daha iyi bitki örtüsü, orman ve çevresel koşulları yaratabileceğini aktaran Cemil Ökten, madencinin orman için arazi kullanımı, ağacın bedeli ve gelecekte ağacın yeniden dikilmesi adı altında üç kez para ödediğini altını çizdi.

Reklam Goruntulenme Bolumu


Yaklaşık 50 yıldır Mil-Ten Madencilik olarak faaliyet gösterdiklerini anımsatan Cemil Ökten, çevreye de olabildiğince duyarlı olduklarını vurguladı. Maden alanlarında 90’lı yıllarda ağaçlandırma çalışmaları yaptıklarını ileten Ökten, 3 milyon metrekareden fazla alanı ağaçlandırarak 25 yıl bu ağaçlara baktıklarını ve sonra bir yatırım projesi için hepsinin kesildiğini söyledi.