Rosatom: Lisanslama Sürecini Tamamlamak için 1 Yıl Süre Var
Rusya Nükleer Enerji Devlet Şirketi ROSATOM Genel Müdür Yardımcısı
Alexander Lokshin, Mersin'de yapılacak Akkuyu Nükleer
Enerji Santrali'nin lisanslama sürecini tamamlamak için 1 yıl süreleri
bulunduğunu, 2011 yılı sonuna kadar belgelerin tamamlanarak ilgili makama teslim
edilmesi gerektiğini bildirdi. Lokshin, Akkuyu'da kurulacak nükleer santrale
ilişkin olarak düzenlenen basın toplantısında gazetecilerin soruları üzerine,
şöyle konuştu:
''Lisanslama sürecini tamamlamak için 1 yıl süremiz var. Müracaatların
yapılması için 1 yıl süreye ihtiyacımız var. Bu demektir ki 2011 yılı sonuna
kadar bu belgelerin tamamlanarak ilgili makama teslim edilmesi gerekiyor.
Belgeler ilgili makama 1 yıl sonunda teslim edildikten, gerekli müracaat
yapıldıktan sonra bu, makamların karar verme takdirlerine bağlı. Bunun ne kadar
zaman alacağı henüz belli değil. Türkiye'deki işlemleri düzenleyen EPDK'nın bu
süre zarfında nasıl işleyeceğini görebilmemiz için bizim de süreye ihtiyacımız
olacaktır. Bu, onların takdirine bağlıdır. Bir varsayımda bulunabilirim. Bunun 1
seneyi biraz geçen bir süreyi kapsayacağını söyleyebilirim. Ama bu tamamen bir
varsayımdır.''
''Türk şirketlerinin
oranı artabilir''
Türk şirketlerinin
katılımını ortalama yüzde 25-30 olarak belirlediklerini kaydeden Lokshin, ilk
ünite inşaatının ardından devam edecek olan ünitelerin inşaatı sırasında bu
oranın giderek artabileceğini tahmin ettiklerini söyledi. Lokshin, bu durumun
çok normal olduğunu, Türk şirketlerinin böyle bir deneyimleri olmadığı için
başlangıçta katılımın az olacağını, ancak oranın ilerleyen zamanlarda artacağını
düşündüklerini, bu durumun inşaat ve montaj işlerini kapsadığı gibi daha
sonraları gereken tesisatın üretim işlerini de kapsayacağını belirtti. Nükleer
santral inşasının çok büyük ve çok komplike miktarlarda teknolojinin
getirilmesi, işlenmesi anlamına geldiğini kaydeden Lokshin, bu projede büyük
miktarlarda teknoloji transferinin öngörülmediğini söyledi.
''Teknoloji transferi gündeme
gelebilir''
Türkiye Hükümetinin karar
vermesi, bu teknoloji ile başka santrallerin yapılmasını planlaması durumunda
diğer ünitenin inşası için teknoloji transferinin gündeme gelebileceğini
bildiren Lokshin, ''Ama her durumda Türkiye tarafının çok büyük avantajları
olacaktır. Bu teknolojiyi yakından inceleme, edinme anlamında çok büyük
avantajlar sağlayacaktır. Dolayısıyla Türkiye tarafından böyle bir teklif
gelirse, tabii ki bunun için yeterli zemin hazırlanır. O zamana kadar üstünde
çalışılabilir.'' dedi. Alexander Lokshin, Akkuyu Nükleer Enerji Santrali'nin
bugün itibarıyla tüm 4 ünitesinin inşaatının tamamlanmasını 20 milyar dolar
olarak değerlendirdiklerini bildirdi. Proje finansmanına dair çalışmalar
yürüttüklerini, bu görüşmelerin sadece finans kuruluşları ve bankalarla
yapılmadığını, özellikle Rusya'nın da bir bütçe ayırmasının söz konusu olduğunu
belirten Lokshin, finansman konusunda bütün enstrümanların kullanılabileceğini
söyledi.
''Rus teknolojisi en iyilerden
biri''
Lokshin, Türk kamuoyunda
nükleer santraller konusunda Rus teknolojisine yönelik Çernobil nedeniyle bir
tedirginlik olduğu ve bunun ne şekilde aşılacağı sorusu üzerine, şimdiye kadar
nükleer santrallerde güvenlik açısından Rus teknolojisinin kötü olabileceğine
dair herhangi bir eleştiri almadıklarını ifade ederek, ''Rus teknolojisi, 'en
iyisi' demesek de en iyilerinden biridir. Bu reaktörler Çernobil'de kullanılan
reaktörlerden tamamen farklı. Tamamen farklı fizik kuralları ve farklı
proseslerle çalışan bir reaktör. Dolayısıyla teknik olarak herhangi bir
olumsuzluğun olması tamamen ekstrem bir durumdur. Biz bu durumun olacağını
düşünmüyoruz'' diye konuştu.
Kamuoyunda önyargıların ve endişelerin olmasını anlayışla karşıladıklarını,
bu güvensizliği yeterince bilincin olmamasına bağladıklarını belirten Lokshin,
kamuoyunda olumlu bir görüşün elde edilmesi, önyargıların kırılması
bilinçlendirme çalışması yapılması gerektiğini, bunu Rusya'da
gerçekleştirdiklerini, Türkiye'de de aynı çalışmaları sürdüreceklerini söyledi.
Atıklara ilişkin bir soru üzerine de Lokshin,
atıkların Rusya'ya geri gönderilmesi yönünde bir karar bulunduğunu, atıkların
alındıktan sonra bir süre nükleer santral sahasında tutulacağını, daha sonra
yeniden işlem görüp, tamamen gömülme sürecini başlatmak üzere Rusya'ya
gönderileceğini bildirdi.
''23 sene
için belirlenmiş bir fiyat...''
Alım
garantisine dair 12,35 dolar cent'lik fiyatın pahalı olup olmadığı yönündeki bir
soruyu da Lokshin, şöyle yanıtladı:
''Türk
tarafı fiyatı yüksek buluyordu, bize göre düşük bir fiyat. Bu fiyattan satılacak
elektrik, sadece 8 sene sonra satılacak elektrik olacaktır. 8 sene bitiminden
sonraki 15 sene için belirlenmiş bir fiyattır. Dolayısıyla 23 sene için
belirlenmiş bir fiyattan bahsediyoruz. Bu ortalama bir fiyat. İsteğimiz
doğrultusunda ilk üniteden elde edilecek elektriğin yüzde 30'unun serbest
piyasada satılma hakkı söz konusu. Bir hesapla 15 sene önce Türkiye'deki
elektrik fiyatlarını baz alıp bir karşılaştırma yapabiliriz. 15 sene sonrasının
fiyatının ne olacağının eskiye yönelik çalışmayla tahmin edebiliriz.''
Alexander Lokshin, bir soru üzerine, zenginleştirme ünitesi kurmayı
planlamadıklarını kaydetti.
Atomstroyexport
Başkan Vekili Alexander Glukhov da gündemlerinde 10 nükleer
santral bulunduğunu, 4 tanesinin Türkiye'de planlandığını bildirdi.
''İkinci projeyi de birlikte
değerlendirebiliriz''
Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Metin Kilci ise ikinci nükleer
santral inşaatına ilişkin soru üzerine, ''Karadeniz kıyısında Sinop'ta da bir
nükleer santral planımız var. Çalışmalar devam ediyor'' dedi. Kilci, ikinci
santralle ilgili ihaleye Rusya'nın katılıp katılmayacağı sorusuna, ''İkinci
projeyle ilgili çalışmalarımız çok ilkel düzeyde. Henüz bir belirleme söz konusu
değil. Elbette Rusya Federasyonu ile Mersin Akkuyu'da çok başarılı bir çalışma
yaptık. Bu projeyi de birlikte değerlendirmemiz söz konusu olabilir. Ama şu anda
henüz bir ülke ya da firma belirlemesi söz konusu değil'' karşılığını verdi.
Türkiye ölçeğinde bir ülkenin birden fazla nükleer teknolojisi bulunmasının son
derece rasyonel bir davranış olacağını ifade eden Kilci, ''Birden fazla nükleer
reaktöre sahip olması da son derece mantıklı bir yaklaşım olur'' yorumunu yaptı.