Riskli Alan İlan Edilen Mahalleye Yargı Freni



Sultangazi Belediyesi, 2013 yılında Sultangazi Cumhuriyet Mahallesi’nde bulunan 116 bloktan oluşan binaların riskli alan ilan edilmesini için bir rapor hazırlayarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sundu. Radikal'den İdris Emen'in haberine göre, raporda, Cumhuriyet Mahallesi sınırlarında bulunan 116 blokun 25-30 yaş aralığında olduğu, yapılarda yapay dolgular yapıldığı gözlemlendiği, yapıların temel derinliklerinin 3 metre olduğu ve yapıların dolgu zeminine oturduğu belirtilerek söz konusu alanın 6306 sayılı, ‘Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’ kapsamında riskli alan ilan edilmesi önerildi.

Öneri 6 Şubat 2013 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla kabul edilerek Sultangazi Cumhuriyet mahallesinin bir kısmı, ‘riskli alan’ ilan edildi. Kararın resmi gazetede yayınlanmasıyla mahalle sakinleri yürütmeyi durdurma talebiyle Danıştay On Dördüncü Dairesi’ne başvurdu.

Danıştay: 'Riskli alan olduğunu ispatlayacak yeterli kanıt yok’

Dava konusunu inceleyen Danıştay On Dördüncü Dairesi, ilgili kanun ve uygulama yönetmeliğinin öngördüğü koşullar çerçevesinde Cumhuriyet Mahallesi’nde bulunan 116 blokun riskli alan ilan edilmesi ile ilgili detaylı bir teknik rapor hazırlanmadığını belirterek Bakanlar Kurulu’nun aldığı riskli alan kararı hakkında yürütmeyi durdurma kararı verdi. Danıştay kararında yürütmeyi durdurma gerekçesi ise şu şekilde belirtildi: “Uyuşmazlık konusu alanın üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığına dair idarelerce hazırlanan raporların gözlemsel genel bilgiler içerdiği, İstanbul’un önceki yıllarda yaşamış olduğu depremler sonucunda söz konusu yapıların olumsuz olarak etkilenip etkilenmediği yolunda belirlenmeye yer verilmediği, değişik tipteki yapılardan örnekleme suretiyle karot veya numune alınmak suretiyle teknik bir metot üzerinde çalışılmadığı, yapıların hangi yöntemden can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını kanıtlayacak yeterli bilgi içermediği ve bu nedenle alanın riskli alan ilan edilebilmesi için Kanunun ve Uygulama Yönetmeliği’nin öngördüğü koşulların detaylı bir teknik rapor ile oluşturulmadığı sonucuna ulaşılmıştır.’’