Fikret Muallâ tartışması artık ne yalnızca Ferit Edgü'nün meselesidir ne de İstanbul Modern'in. Yapılması gereken şu; Kuşkulu Fikret Muallâ resimleri incelenmeli ve üzerindeki soru işaretleri kaldırılmalı.
Ferit Edgü'nün, 28 Mayıs tarihli Radikal'de yer alan 'mektubunun' başlattığı tartışmayı kimse ekseninden kaydırmaya çalışmasın. Edgü'nün mektubu, 'daha kuruluş aşamasında boğulmasın' kaygısıyla şimdilik es geçilen İstanbul Modern'in kurumsal açmazlarını da gündeme getirmiş oldu. Tartışmanın bir sonraki adımında İstanbul Modern'in durumu sorgulanacaktır, bu kaçınılmaz ama önce Fikret Muallâ sergisinin yol açtığı kargaşanın durulması gerek. Durum açık aslında, Fikret Muallâ sergisi kötü düzenlenmiş. Her şeyden önce, sergi geniş kapsamlı bir Muallâ sergisidir, kesinlikle bir Muallâ retrospektifi değil. Ayrıca sergilemenin mantığı da anlamsız bir karmaşanın nedenidir. Tematik gruplandırma son derece sıradan bir yaklaşımdır, 'eşzamanlı' ya da 'yapısalcı' yaklaşımla hiçbir ilgisi yoktur. Bunlar usule ilişkin hemen göze batan yanlışlıklar.
Tartışmanın esasında başka bir iddia var: Sergide yer alan kimi resimlerin orijinalliğinin kuşkulu olduğu iddiası. Bunu gözden geçirmek gerekirken, Edgü'nün mektubuna söylemediğini söyletmeye çalışmak niye? Ferit Edgü, kimi resimler sahtedir diye kestirip atmıyor, onların sahte olabileceğini, dolayısıyla sergide yer almadan önce aklanmaları gerektiğini vurguluyor. Usta bir yazarın, kendi ülkesinde tanınması ve değer görmesi için yıllarını verdiği bir başka sanatçının anısına gösterdiği bu yalın duyarlılığın, ne tür bir ticari kaygıyla ilişkisi olabilir? Edgü, kimselerin Fikret Muallâ'dan haberi yokken, onun resimlerine yatırım yapmış ve onlar için ciddi bir piyasa oluşturmuştur. (Bunu yaparken para da kazanacaktı elbet, kınanacak bir şey değil, bir profesyonellik örneğidir bu.) En önemlisi, Mualla'nın sanatının anlaşılması için herkesten çok emek harcamıştır. Nitekim, o emeğin ürünü olan 'önsöz' kısalığındaki yazılar, Muallâ konusunda başvurulacak ilk metinlerdir ve bundan ötürü de, onlardan yapılan alıntılar sergi duvarlarında yer almışlardır...
Muallâ sergisinde beni de çok rahatsız eden resimler var ve bunların imtiyazlı koleksiyonlarda yer almaları canımı sıkıyor. Eksperlik elbette başka bir şey, kesin sonuç için bilimsel testlere ihtiyaç var ama göz tartımı diye bir şey de var. Bir sanatçının üretimini okuyup, yorumlamada emek harcamış olanların, tarz, çizgi ya da fırça mizacı konusunda epey görgü kazandıkları bir gerçektir. Edgü'nün çıkışı böyle bir görgüden güç almaktadır işte.
Bu durumda, yapılması gereken nedir, peki? Panik içinde savunmaya geçmek mi, yoksa kuşku konusu resimleri incelemeye almak mı? Nedir bu telaşın anlamı? Ferit Edgü'nün, kuşkulu bulduğu resimlerin 'sergiye dahil edilmesini ve afişlerde yer almasını' dayatan ısrarın prestijini kollamak yoksa küratörlerin yetersizliğini örtbas etmek mi? Neden ne olursa olsun, o resimler hemen deşifre edilmeli ve incelenmeye alınmalı. Bu artık ne Edgü'nün meselesidir, ne müzenin. Bu Muallâ'nın yapıtının doğal mirasçısı olan hepimizin meselesidir. Bu noktadan itibaren savunmada kalmanın bir tek anlamı olacaktır, sahteciliğe cesaret kazandırmak.