Reklamlarla Kentsel Dönüşüme



Deprem odaklı kentsel dönüşüm yasası diyerek kısalttığımız “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun”un yasallaşmasının üzerinden beş ay geçti.

Yasa, 23 Ekim’de 1 yılını dolduran Van depreminden hemen sonra hazırlanarak meclis komisyonlarından geçirilmişti.

5 Ekim’de 25 ilde eş zamanlı başlatılan dinamitli yıkım gösterilerine canlı yayınlarla bağlandık, başbakanın deyimiyle "şöyle bir zumladık, yıkımları gördük."

Sıradaki gündem işgali ise, büyük inşaat şirketlerinin yaratıcılıkta birbirleriyle yarıştığı “haydi kentsel dönüşüm”e temalı reklam filmleri…

İnşaat sektörünün yükselişi

İnşaat sektörü son 10 yıldır Türkiye ekonomisinin lokomotifi haline geldi.  Afet Yasası, Kentsel Dönüşüm, Mütekabiliyet Yasası ile ekonomik gelişmenin en büyük parçası olarak görülen inşaat sektörünün önündeki tüm yasal engeller kaldırılmaya, sermayenin önü açılmaya devam ediliyor.

Başbakanın üçüncü köprü yapımını hızlandırmak için verdiği talimatlar, Çamlıca Tepesi’ne dev camii girişimleri, her üniversiteye bir camii, Karadeniz kıyısı’nda iki yeni şehir projesi, İstanbul’a üçüncü havaalanı derken, inşaat sektörü, ‘Deprem Odaklı Kentsel Dönüşüm’ yasasının ilk uygulamaları ile ekonomiyi biraz daha döndürecek gibi görünüyor.

Şimdi reklamlar:

- Maslak 1453

Ağaoğlu’nun, başrolünde yine kendisinin oynadığı başka bir Ağaoğlu projesi reklamı son günlerde görsel ve sosyal medyayı pek meşgul etmekte. Reklamda Fatih ve fetih hallerini hatırlatan öyle çok tema var ki…

Fetih, Fatih ve 1453’ün Tük muhafazakârları açısından önemli simgeler olduğu bilinerek kurgulanmış reklamın beyaz at üzerinde ormanda seyir etmesi de tesadüf değildir. Projenin vaat ettiği ‘mutluluk’ dolu evlerin kime hitap ettiği hemen anlaşılıyor.

Fatih ormanlarının ortasına kondurulacak olan 1453 projesinin konut fiyatları 268 bin TL’den başlıyor, 1 milyon 405 bin TL’ye kadar çıkıyor.

“Beni anlamıyorsunuz…” diye isyan eden Ağaoğlu ve projeleri, 10 yıl öncesinin Erdal Acar’ını ve Beykoz ormanındaki katliyle Acaristanbul’unu fazlasıyla hatırlatıyor.

- Bulut İnşaat

Bulut inşaat da kentsel dönüşümden ne anladıklarını reklamlarla halka tanıtmak gerektiğini düşünen bir başka şirket. “Eskiyi getir, yeniyi götür” temalı, adeta beyaz eşya alımı kolaylığında bir ev sahibi oluvereceğimizi müjdeliyor kahramanlarımız Temel ve Fadime.

“Kentsel dönüşüme birazcık bile olsa katkı sağlamak büyük bir sosyal sorumluluktur” denilse de, öyle kolay kolay eski daireye yeni daire verilecekmiş gibi durmuyor işin aslı. Oluşacak rant farkı illaki bize ödetilecek, çünkü bunun adı ‘kentsel dönüşüm’…

Kentsel dönüşüm=Zorla tahliyeler, yoksulluk, sürgün…

İstanbul’da yaklaşık 10 yıldır dönüşüm yaşayan mahallelerden edinilen deneyimlere göre, ön adı her duruma göre değişikliğe uğrayabilen ‘kentsel dönüşüm’ aracı, zorla tahliyeleri gündeme getirecektir yeniden. Türkiye’de başarılı bir ‘kentsel dönüşüm projesi’ görülmemiştir henüz.

İnsan haklarına ve anayasaya açıkça aykırı maddeler ve uygulamalar içeren bu yeni yasa ile artık yaşam alanlarımız, mahallelerimiz, evlerimiz, komşuluklarımız için eşitlik ve toplumsal adaleti sorgulamak yersizdir.

Foto:Foto: Nejla Osseiran

Toplum git gide hakkını denetleyemeyen bireylere dönüşse de, kentsel rantın kontrolünü sağlayacak ve kentsel haklarını talep edecek kentlilerin eksikliği hissedilse de, kentte görünmez kılınmaya çalışılan emek ve yaşam mekânları için, artık nesne değil özne olmak zamanıdır.

Pazarlanan kent mekânları, sadece toprak parçasından ibaret, kâğıt üstünde bir takım kararların alındığı iki boyutlu bir nesne değildir. ‘İnsanın kent görünümü ardında insanı horladığı’ bu koca şehirde demokratik haklardan dem vurmak ‘lüks’ sayılsa da, kent onu var eden insan içindir, kentlinindir.