Kartal-Maltepe-Pendik Dayanışması, kamu yararını gözeten, doğal ve kültürel değerlere saygılı bir kent politikası için belediye başkan adaylarına çağrı yaptı. Birgün Gazetesi'nin haberine göre, Mimarlar Odası Kartal Temsilciliği’nde dün düzenlenen basın toplantısında dayanışma adına konuşan Mimarlar Odası Kartal Şube Başkanı Esin Köymen, bölgede dar gelirli kesimlerin yaşadığı mahallelerin ve sanayiden tasfiye edilen alanların hızlı bir dönüşüm süreci geçirdiğine dikkat çekerek “Yerel yönetimlerde kamu ve toplum yararını merkeze alan bir anlayış yerine, kenti bir bütün olarak görmekten uzak, iktidara yakın sermaye gruplarına rant sağlamayı amaçlayan mekanlar olarak gören bir tutum ön plana çıkıyor. Piyasa mekanizmasına terk edilen yerel yönetimlerin kamusal-toplumsal işlevini giderek yitirmeye başladığı gözleniyor” dedi. Seçim sürecinde aday olan tüm siyasi parti temsilcilerine seslenen Köymen, kentsel sorunların toplumsal mutabakat ile çözüldüğü, katılımcı, toplumsal denetime açık bir yerel yönetim anlayışının önemini vurguladı.
Sanayi alanı tasfiye edildi
Kartal, Maltepe ve Pendik bölgesinde yaşanan kentsel sorunlara dikkat çeken Köymen, “Cevizli Tekel ve Yunus Çimento Fabrikası gibi sanayi alanları birer birer tasfiye edilirken, bu sanayi alanlarında çalışan işçi mahalleleri de sanayiyle eşgüdümlü olarak boşaltılması gereken alanlar olarak görülüyor. Yoksul mahalleler kentin çeperlerine doğru itilirken bu araziler plazalar, iş merkezleri için yapılaşmaya açılıyor” dedi. Emekçilere ve dezavantajlı kesimlere de eşit kentsel hizmetlerin verildiği, konut hakkını ihlal etmeyen bir anlayışın benimsenmesi gerektiğini belirten Köymen, yerel yönetimlerin kamu ve toplum yararını odağına alması gerektiğine dikkat çekti.
Kentsel sorunların bilimsel planlama ilkelerini gözeten bir anlayışla çözümlenmesi gerektiğini belirten Köymen, “Doğal değerler ile kentsel gelişme arasında dengeli bir politika oluşturulmalı, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı kamusal bir hizmet olarak yerel yönetimlerce yerine getirilmelidir. Kentlerin üretici niteliğinin yeniden öne çıkarılması, kültürel üretim alanı olarak kimlikli ve yaşanabilir bir niteliğe kavuşması, yerel yönetimlerin de bu anlayışa uygun bir şekilde organize olmaları gerekmektedir” diye konuştu.