"Rant Odaklı Kent Politikasına Son Verilmeli"



Açıklamada, "Yaşanan yıkım ve kayıplara sebep olan rant odaklı planlama, kentleşme ve yapılaşma politikaları; merkezi-yerel yönetimlerce felaketin 16 yıl ardından devam ettirilmektedir" denildi.

"2011 yılında yaşanan Van Depremi; kamu arazileri, orman, otlak, mera ve tarım arazileri, kıyılar gibi tüm kırsal ve kentsel alanların rant amacıyla yağmalanması sonucu afetlere karşı güvensiz hale gelen şehirlerimizin taşıdığı riskleri bir kez daha gözler önüne sermiştir" diye belirtilen açıklamada, "Yaşanan tüm acılara ve kayıplara rağmen; uygulamaya geçirilen mevzuat ve düzenlemeler, kentsel ve kırsal alanlarda bütüncül planlama anlayış ve yaklaşımıyla afet riskini azaltacak çözümler sunmamaktadır. Yapı üretim sürecinde kamu denetimi devre dışı bırakılmış; 4708 Sayılı Yapı Denetimi Kanununa dayalı yapı denetim sistemi çökmüştür. TOKİ’nin aracılık ettiği rant projeleri ile 600 binden fazla konut ise herhangi bir denetim olmadan üretilmiştir" diye belirtildi.

Tüm bu süreçte; kentlerin bilimsel planlama ve şehircilik ilkeleri çerçevesinde yapılaşması için caba gösteren ve çalışmalarını yürüten Meslek Odalarının rapor ve önerileri merkezi yönetimce dikkate alınmadığının ifade edildiği metinde, şu ifadeler kullanıldı: "Yetkileri kısıtlanarak işlevsizleştirme ve baskı altına alma politikaları güdülmektedir. Yerel yönetimlerin siyasi iktidarca yürütülen merkezi yönetime bağımlı hale getirilmesi sonucu; sağlıklı ve güvenli yapılaşmayı sağlayan kamusal denetimin yerini “afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi” adi altında yürütülen rant odaklı dönüşüm karaları almıştır. Alınan bu kararlarla kentlerimiz fiziki afetlerle birlikte sosyal afetlere de açık hale gelmiştir."