Cunda (Alibey) Adası'nın en önemli tarihi yapısı olan Taksiyarhis Kilisesi, 1873 yılında inşa edildi. 1944 depreminde gördüğü hasardan sonra kaderine terk edilen kiliseyi 2012 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğünden 49 yıllığına kiralayan Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı, yaklaşık 2 yıl süren restorasyonun ardından hem tarihi yapıyı ayağa kaldırdı hem de müzeye dönüştürdü.
Haziran ayının başında açılan müze, insanlığın bilimsel ve teknolojik belleğini, yerli-yabancı ziyaretçilerin incelemesine sunarak endüstriyel mirasın gelecek nesillere aktarılmasını sağlamayı amaçlıyor. Oldukça geniş bir yelpazede eser çeşitliliği bulunan Ayvalık Rahmi M. Koç Müzesi, oyuncaklardan, yaklaşık 120 yıllık faytona, eski dalgıç kıyafetlerinden 1910 model otomobile kadar bin 223 parça eseriyle son 100 yıla tanıklık ediyor.
64 yıllık scooter, 114 yıllık at başlı çocuk bisikleti
İki kat şeklindeki müzenin üst katı tamamen oyuncaklara ayrılmış durumda. Otomobil, uçak, tren, otobüs gibi eski teneke ve tahta oyuncaklar, 1950 yapımı "scooter", 114 yıllık at başlı çocuk bisikleti, Dünya Bebekleri Koleksiyonu'nun yer aldığı bu bölüme çıkan çocuklar bu alanda yaşanan gelişmeleri görürken, yaşlılar ise çocukluğuna kısa bir yolculuk yapıyor.
Endüstri mirasının adeta aynası niteliğindeki giriş katında ise sanayi devrimi öncesi ve sonrasındaki daha önce hiç sergilenmemiş eserler, kilisenin tarihi duvar resimleri arasında gezilebiliyor. Buharlı mekanik modeller, zaman ölçüm aletleri, araç ve gemi maketleri, dizel motorlar, denizcilik, tıp, farmokoloji tarihleriyle ilgili koleksiyonlar, astronomi ürünleri, pusulalar, gemi içinde görüşmeyi sağlayan tarihi iletişim araçları gibi yüzlerce parça eser, ziyaretçilere son 100 yılda neler yaşandığını anlatmaya yetiyor.
Bu katta en fazla ilgi görenlerin başında ise 1910 model otomobil geliyor. 9 beygir gücünde, tek silindirli "Baby" adlı Fransız yapımı mavi otomobil, müzenin orta yerinde gelenleri karşılıyor. 120 yıllık fayton, eski dalgıç kıyafetleri ve daha birçok ürünün sergilendiği müze, açıldığı günden bu yana boş kalmıyor.
Müzeye birçok ilden ziyaretçilerin geldiğini, genellikle orta okul ve lise öğrencilerinin ilgi gösterdiğini dile getiren yetkililer, müzenin, özellikle bölgede yaşayan çocukların ufuklarını genişletmek amacıyla açıldığını söyledi. Çocuk, genç ve yaşlı demeden hemen herkesin yaşamına ait mutlaka bir şeyler bulduğu müzeye ilginin giderek arttığını anlatan yetkililer, müzeyle hem endüstriyel hem de tarihi mirasa sahip çıkarak gelecek nesillere aktarmış olunduğunu kaydetti.