Yetersiz Kat Mülkiyeti Tasarısı

Kooperatifler kurup yönetmiş, uygulamayı yaşamış, halen yaşamakta olan bir hukukçu olarak, bu konuda yasa çıkarmaktaki güçlüğün ülkemizde mevcut taşınmaz mal mülkiyeti esaslarının kaybedilmesi korkusundan kaynaklandığını söyleyebiliriz.

AKP iktidarı, sırası geldikçe yaptığı yasa değişiklikleri ile övünmektedir. Yıllardan bu yana yürüyen ve yüksek mahkeme kararlarının (içtihatlar) ışığı ile gelişip ülkemiz koşullarına uydurulan ve yakınmaları azaltan Türk Ceza Yasası'nı, Medeni Yasa'yı sil baştan yürürlükten kaldırıp değiştiren ve özellikle Ceza Yasası konusunda insan haklarıyla ilgili yeni tartışmalar açılmasına bile neden olan yüce Meclis, nedense halkın büyük kesiminin her gün uygulaması ile karşı karşıya olup çokça yakındığı 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası'nı değiştirip yeni hükümler geliştireceği söylenen ve beklemekte olan tasarıyı görüşüp yasalaştırmamıştır.

Yıllardan beri nerede büyük bir site varsa orada büyük çekişmeler yaşanmakta, toplu konut sitelerinde yaşayan yurttaşlar ve kooperatif ortakları, 1993'te TBMM'ye sunulup 1997 ve 1999 yıllarında seçimle değişen TBMM için yenilenmiş bir tasarının yasalaşmasını 13 yıldan beri beklemektedirler.

O nedenle toplu konut sitelerinin yönetimine ilişkin tasarının, geç de olsa TBMM Genel Kurulu'na sunulduğunu duymak sevindiricidir. Bu kadar beklemişken bu tasarı hükümlerinin daha yeterli hale getirilmesi yerinde olacaktır.

Kooperatifler kurup yönetmiş, uygulamayı yaşamış, halen yaşamakta olan bir hukukçu olarak, bu konuda yasa çıkarmaktaki güçlüğün ülkemizde mevcut taşınmaz mal mülkiyeti esaslarının kaybedilmesi korkusundan kaynaklandığını söyleyebiliriz. Özellikle kooperatifler tarafından gerçekleştirilmiş ortak tesisler (lokal, ortak spor alan ve salonları, kütüphane, çocuk bahçesi, masrafları karşılamak için kira getiren bağımsız bölümler) mevcut mülkiyet ve miras hükümleri gereği, zamanla zorunlu satışla elden çıkarılmakta veya çok sahipli olmaktan ötürü bakımsız ve harap olmaları sonucu doğmaktadır.

Öncüsü ve kurucu başkanı olduğum iki kooperatifin de ortağı olan laik cumhuriyetimizin unutulmaz şehidi, idealist, rahmetli Prof. Dr. Muammer Aksoy, bu konunun tartışıldığı bir kooperatif genel kurulunda, hukuk doktorasını yaptığı İsviçre'de bile çok hisseli yerlerin bakımsız ve döküntü durumuna düşüp uzaktan görüldüklerinde ''Bu yer, çok sahipli olduğu için böyle bakımsızdır'' hükmünün yerleştiğini açıklamış, o nedenle bu yerlerin kooperatif mülkiyetinde kalmasının doğru olacağı hakkındaki öneriyi savunmuştu.

Bize göre, bugün için de en iyisi, büyük sitelerin kooperatifler eliyle yönetilmesidir.

Ancak konut kooperatiflerinin toplumdan aldıkları notun genel olarak iyi olmadığı ve insanlarımızı kuşkuya düşürdüğünü söyleyebiliriz.

Ayrıca halen yürürlükteki Kooperatifler Yasası'nın 81. maddesinin 7. bendine eklenen, 1988 yılında yürürlüğe giren, 3476 sayılı yasa ile getirilen bir hükümle, yasa koyucu, sitelerin kooperatifler tarafından yönetilmesine olanak vermiş olmakla beraber, tek başına bu hükümle iyi bir işleyiş biçimi sağlanamamıştır.

O nedenle kuşkuları gidermek için hem kooperatif yönetici ve memurları için ''Nereden buldun?'' incelemelerini daha iyi yapacak yasal sistemler hem de site yönetimi için işlerlik sağlayan yeni hükümler getirilmelidir.

Aşağıdaki önerilerimizin yaşama geçirilmesinde fayda görüyoruz:

1- Kat Mülkiyeti Yasası değiştirilirken toplu yapıların özellikle ortak tesislerinde tek merkeze bağlı, katılım ve temsilin yaygınlaştırılmasına olanak verilmelidir.

2- Günümüz koşullarında can ve mal güvenliğinin korunmasını kolaylaştırmak için çevre duvarı, giriş çıkışlara açılır kapanır kapılar, nöbetçi konulması gibi sorunların, parsel ayrımı yapılmadan, merkezi yönetim (mülki idare) yerel yönetim ve site yönetiminin eşgüdümlü kararları ile düzenlenmesine, bu sağlanamadığı takdirde görevli mahkemenin karar vermesine olanak verilmesi yönünde hükümler getirilmelidir.

3- Kat Mülkiyeti Yasası'nın parsel esasına dayanan ilkelerinden doğan sakıncalar, uygulamada yeni yeni fark edildiğinden, toplu yapılarda tüm parsellerin tek parsel haline getirilmesi ve halen kurulmuş ve işlerlik kazanmış site yönetimleri için de tek parselde birleştirme yapılmasının kolaylaştırılması ve bu işlemlerden harç alınmaması için geçici madde konulmalıdır.

4- Sosyal tesislerin (lokal, lokanta, salonlar, kütüphane, çocuklar için çalışma ve eğlenme yerleri vb.) çalıştırılması, misafire içki ikram edilmesi, eğlence türünden satranç, tavla, kâğıt oynanması gibi konularda yönetimin kolluk kuvvetleriyle eşgüdümlü çalışması için yetki veren kolaylaştırıcı hükümler getirilmeli, kolluk alt birimlerinin bu yerleri sıradan lokanta ve kahvehane gibi görmesi engellenmeli, bu konuda yönetim ve mülki, yerel idarelerin işbirliği sağlanmalıdır.

5- Daha güzel ve yeşil bir Türkiye için sitede kamuya terk edilmiş yeşil alanların sulanması ve bakımı konusunda yerel belediyelere görev verilip bu yerlerin bakımı ve su için para alınmaması veya yükün hafifletilmesi için hükümler getirilmelidir.

Sonuç: Açıkladığımız konularda yetersiz olan tasarının, TBMM Genel Kurulu'nda gerekli özel alt komisyonlar da kurularak yeterli hale getirilmesini, çabuk bir şekilde yasalaşmasını dileriz.

Av. Dr. Metin ŞEKERCİOĞLU