Pülümür Çayı HES’ten Kurtuldu



Evrensel'den Kemal Özer'in haberine göre, Dersim Kültürel ve Doğal Miras Koruma Girişimi Üyesi Avukat Barış Yıldırım, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne başvurarak, Pülümür Çayı üzerinde yapımı planlanan Pülümür Regülatörü ve Hidro Elektrik Santral Projelerinin (HES) çevresel etki değerlendirme (ÇED) süreçleriyle ilgili bilgi istedi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Müdürlüğü tarafından Genel Müdür M. Mustafa Satılmış imzasıyla verilen yanıtta, bölgenin Bakanlar Kurulu Kararı ile muhafaza ormanı olduğunun tespit edildiği ifade edildi.

Müdürlük tarafından verilen cevapta ayrıca, bölgenin arazi yapısının tamamen taşlık ve kayalık yapıda olduğu, çok geniş ve çeşitli flora ve faunadan oluştuğu, çığ sebebiyle heyelana maruz kalan yerlerden olduğu belirtilerek, “Söz konusu alanların muhafaza ormanları şeklinden başka herhangi bir uygulamaya tabi tutulmaması gerektiği ve ÇED süreci içinde ÇED olumlu Belgesi verilmesinin uygun bulunulmadığı belirtilmiştir” denildi. Pülümür Regülatörü ve HES (Kurulu gücü 29MWm/28,7 MWe) Kırma-Eleme Tesisi ve Beton Santrali Dahil projesine ait ÇED Raporunun firmaya iade edilerek ÇED sürecin sonlandırıldığı söylendi.

‘Proje gerçekleşseydi su akmayacaktı’

Pülümür’de HES ve 2 regülatör projesinin ÇED sürecinin sonlandırılması kararı Tunceliler tarafından sevinçle karşılandı. Bu müjdeli karar, Pülümür’de HES ve 2 regülatör projesinin ÇED sürecinin sonlandırılmasıyla ilgili Markasor (Dokuzkaya) köyü deresinin bulunduğu alanda basın açıklamasıyla duyuruldu. Açıklamada konuşan Dersim Kültürel ve Doğal Miras Koruma Girişimi Üyesi Barış Yıldırım, Pülümür Vadisi boyunca planlanan regülatör ve kanal tipi HES’ler bulunduğunu söyledi. Yıldırım, “Dokuzkaya Deresi’nin Pülümür Çayı’yla birleştiği noktadan Pülümür’e doğru 6.5 kilometre yukarıdan alınan su yaklaşık 12.5 kilometre boyunca enerji tüneli vasıtasıyla enerji santraline verilecekti. Bu gerçekleşmiş olsaydı 12.5 kilometre boyunca su akmayacaktı. Suyun yüzde 10’u bırakılacaktı. Buradaki vadi ekosistemi tamamen yok olacaktı. Yine Dokuzkaya Deresi’nin Pülümür Çayı ile birleştiği noktada regülatör inşa edilecekti. Bu da Dokuzkaya Vadisi’nin ekosistemini yok edecekti. Bu projelerin hayata geçirilmesi endemik fauna ve florayı yok olma tehlikesiyle yüz yüze bırakacaktı. Bunlar yıkım projeleriydi. Regülatör ve HES’lerin düşünüldüğü alanlarda yöre halkının ibadet ve tapınma alanları; ziyaretgahları var. Bunlar da ağır şekilde zedelenecekti” diye konuştu.