Anakent Belediyesi, Ankara için yaşamsal önemi olan
Dikmen Vadisi 4. ve 5. Etap, Başkent Doğalgaz AŞ’nin
özelleştirilmesi, Işıklı-Gerede Sistemi Projeleri ile
Keçiören, Çayyolu ve Sincan metrolarını 2009 yılında da yaşama
geçiremedi. Anakent Belediye Meclisi CHP Grup Başkanvekili Yaşar
Çatak 2009’un, belediye politikalarının iflas ettiği ve çöktüğünün ilan
edildiği bir yıl olduğunu vurguladı.
Çatak, belediye meclisinde görüşülen ve AKP’li üyelerin oylarıyla kabul
edilen Anakent Belediyesi, ASKİ ve EGO’nun 2009 faaliyet raporuna yönelik
itirazlarını dile getirdi. Raporu öncelikle eksik bulduğunu belirten Çatak, şu
eleştirileri yaptı:
* 15 şirkete ait bilgiler neden yok: Başkan Melih Gökçek, Ankara Belediyesi
ve bağlı kuruluş ve ortaklıklarında toplam 17 bin personelin çalıştığını ifade
ediyor. EGO ve ASKİ’nin toplam personeli 7 bin 500 civarında. Geriye kalan
yaklaşık 7 bin 500 personel ise belediye iştiraki şirketlerde istihdam ediliyor.
5393 sayılı Belediye Yasası, tıpkı bağlı kuruluş EGO, ASKİ gibi belediye
ortaklıklarının da faaliyetlerini, performans ölçütlerine göre gerçekleşme
durumu ile meydana gelen sapmaların nedenleri ve borçlarının durumunu açıklayan
çalışma raporlarını öngörüyor. Belediye Başkanı’nın dağıttığı raporda, belediye
personelinin yarısının istihdam olunduğu belediye şirketleri ile ilgili yasanın
öngördüğü hususlara yer verilmemiş. Hatta belediye şirketleri ile ilgili olarak
hiçbir bilgi yok. Bu durum ciddi ve önemli bir eksiktir. Belediye Meclisi’ne
verilmesi gereken 15 şirkete ait bilgiler verilmemiş, Meclis, bu 15 şirkete ait
bilgiden yoksun olarak görüşmesini yapmış ve raporla ilgili oylamayı
gerçekleştirmiştir.
* “Pehlivan tefrikası”na dönen metro: Faaliyet raporunda, “Dünya
belediyelerine hizmet anlayışı ve sunumunda esin kaynağı olma” vizyonuna vurgu
yapılıyor. Böyle bir iddiayla ortaya çıkan belediye; Gökkuşağı, Samanyolu, Demir
Kafes gibi gayri ciddi projelere boşa harcanan paralarla mı; 10 yıldır “pehlivan
tefrikası”na dönen metro macerasıyla mı; yoksa kent içinde yaptığı yolu yabancı
devlet elçiliğine kira ödeyerek kullanabilme başarısıyla mı dünya belediyelerine
esin kaynağı olacak?
* Hazine’ye 4 milyar 620 milyon TL borç: Belediye borçlarına, yasa
öngörmesine rağmen raporda yer verilmemiş. Hazine Müsteşarlığı’nın Mart 2010
raporuna bakıldığında, belediyenin 2 milyar 219 milyon; EGO’nun 1 milyar 614
milyon; ASKİ’nin 487 milyon olmak üzere toplam 4 milyar 620 milyon TL Hazine’ye
borcu bulunuyor. Bu borcun 4 milyar 245 milyon lirası vadesi geçmiş durumdadır
ki vadesi geçmiş Hazine borcu sıralamasında bağlı kuruluşları EGO ve ASKİ ile
birlikte Ankara Belediyesi birinci sıradadır. Ayrıca 15 belediye iştiraki
şirketlerin durumu da raporda yer almadığı için bilinmiyor.
* Yüzlerce köy ayrılmak istiyor: Belediye mücavir alanını 50 kilometreye
çıkaran 5216 sayılı Büyükşehir Yasası yürürlüğe gireli 6 yıl olmasına karşın,
şimdi mahalle olan daha önce tüzel kişiliğe sahip yüzlerce köye, sadece yol
asfaltlanması yapılmış. Ancak kent merkezindeki olanaklara ulaştırılmadı.
Buraların ciddi boyutta kanal, su, yol, sağlıklı konut gereksinimine yanıt
verilmedi. Yasa çıktığında “Artık başkentin mahallesi olduk, çağdaş yaşam
kalitesine ulaşacağız” diye sevinen bu yer insanları, umduklarını bulamadıkları
içindir ki büyükşehir sisteminden çıkmanın, eski statülerine dönmenin yollarını
arıyor.
Şeffaflık uygulamada olur
“Şeffaflıkta Türkiye de bir numara olmak” gibi bir stratejik amaca yer
verilmiş. Şeffaflık söylemekle, yazmakla değil, uygulama ile gösterilir. Yasada
olmasına karşın komisyon çalışmalarına muhtarların, ilgili oda ve STÖ
temsilcilerinin katılması sağlanmıyor. Tutanaklar Meclis üyelerine verilmiyor,
encümen kararlarını internetten yayınlanması önerimize kulak tıkanıyor. Bu
durumda şeffaflık sözde kalıyor.
Sosyal patlama tehlikesi var
“Kentte sosyal patlamayı önlemek için her türlü sosyal yardım projelerini
hayata geçirmek” de belediyenin bir başka stratejik amacı olarak raporda yerini
alıyor. Bu anlatım bir gerçeğin de itirafıdır. Demek ki Ankara bir “sosyal
patlama” tehlikesi ile karşı karşıya. Yardımlarla bu tehlike önlenmeye
çalışılmaktadır. Bir başka sonucu da TÜİK verilerinden görüyoruz ki Ankara
işsizliğin ve suçluluğun (hükümlünün) en az olduğu il değildir.
Söz var eylem yok
Yıllardır söylenen ancak yaşama geçirilmeyen projeler raporda hedef ve amaç
olarak yer alıyor. Bunlar, kullanıldıktan sonra arıtılmış olan suyun yeşil alan
sulama suyu olarak kullanılması için Tatlar Arıtma Tesisi’nden kente su
hatlarının bağlantısını temin etmek, çevredeki kirliliğe neden olan Ankara
Çayı’nı ıslah etmek, sokak hayvanları için barınak yapmak ve otogalerilerinin
kent dışına taşınmasıdır.
Otobüs filosu çok yaşlandı
Elektrik Gaz ve Otobüs İdaresi EGO’nun şimdi sadece “O” su kaldı. Raporda
“Ekonomik ömrünü tamamlamış 10 ve üzeri yaştaki otobüslerin toplu taşımdan
çıkartılması çalışmalarının bir plan ve program çerçevesinde yürütüldüğü”
anlatılıyor. Ancak rapor incelendiğinde; otobüs filosunun yarıya yakını yani 962
adeti 10 yılı aşan modelde. Neredeyse 700 otobüsün yaşı 15’in üzerinde. 200
kadar otobüs ise 20 yıldan fazla süredir filoda. Bu araçlarında hızla
doğalgazlı, klimalı otobüslerle yenilenmesi, Ankara için hızlı, ekonomik ve
konforlu toplu taşımın sağlanması gerekiyor. Toplu taşımdaki yılbaşı zammı
Ankara halkı ve özellikle öğrenciler için dayanılmaz olmuştur. Bu zamlar makul
bir düzeye çekilmeli, öğrencilerin okullarından aldıkları resmi kimlik paso
yerine geçmeli ve ayrıca öğrencilerden paso ücreti alınması uygulamasından
vazgeçilmeli.