Prof. Dr. Işıkara: ‘Türkiye’de 6’nın Üzerinde Bir Deprem Olacak’
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem
Araştırma Enstitüsü eski Müdürü Prof.Dr. Ahmet Mete Işıkara,
Türkiye’de 6’nın üzerinde bir deprem olacağı konusundaki uyarısını tekrarladı.
Diyanet İşleri Başkanlığı ve Kızılay tarafından Erzincan’da ortaklaşa düzenlenen
‘Toplum liderlerini teşkilatlandırma projesi’ kapsamında müftülük salonundaki
konferansa katılan Prof.Dr. Ahmet Mete Işıkara, Türkiye’nin bir deprem ülkesi
olduğunu anımsattı. Türkiye’nin her yerinde ve her zaman deprem olabileceğine
işaret eden Prof.Dr. Işıkara, vatandaşların ‘deprem olacak’ gerçeğinin
kabullenilmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye’de 1 Mayıs 2003’den bu yana Richter ölçeğine göre 6 ve üzeri
büyüklüğünde bir deprem yaşanmadığına dikkat çeken Prof.Dr. Ahmet Mete Işıkara,
“İçtenlikle söylemek gerekirse bu beni rahatsız ediyor. Türkiye’nin bir
noktasında 6 büyüklüğünde bir deprem olacak. Ama nerede ve ne zaman olacak
bilemiyoruz. Bugün için bilim bir depremin ne zaman olacağını söyleyemiyor. Ama
nerede, ne büyüklükte olabileceğini söylüyor. Türkiye’nin her tarafında deprem
olabilir. Marmara dahil tüm Türkiye’de olabilir. Kuzey Anadolu, Doğu Anadolu
faylarında ya da Ege’de olabilir. O kadar çok deprem üreten odak var ki.
Dolayısıyla yüzde 98’i her an bir deprem riskine sahip olan ülkede ‘deprem
olacak mı’ sorusunu sormamamız gerekiyor” diye konuştu.
Yapılaşmalarda sorumluluk geldi
1999’da yaşanan Marmara depreminin ardından ülkedeki yapılaşmanın
sorgulandığını anımsatan Prof.Dr. Ahmet Mete Işıkara, toplumda deprem bilincinin
gittikçe arttığını belirtti. Prof.Dr. Işıkara, “Milli Eğitim Bakanlığı,
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, yeni okulları depreme karşı güvenli yapıyorlar.
Eskileri de güçlendiriliyor. Sağlık Bakanlığı da başta İstanbul olmak üzere
hastaneleri güçlendirmeye başladı. Bunlar çok olumlu adımlar. Ayrıca toplumda
güvenli yapı konsepti gelişti. Dün Kağıthane’de durup dururken yapılmakta olan
bir inşaat çöktü. Demek o kadar kötü yapılıyor ki durduk yerde o bina
çökebiliyor. Dolayısıyla bundan da toplumun ders çıkarması lazım. ‘Her ne olursa
olsun benim başımı sokacağım bir ev olsun’ anlayışından kurtulmamız gerektiğini
düşünüyorum” dedi.