Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED), Türkiye’de plastik işleme makineleri sektörünün kapsamlı bir resmini görmek amacıyla hazırladığı 'Plastik İşleme Makineleri Sektör İzleme Raporu'nu yayınladı. Hızla büyüyen plastik sektörü, 2003 – 2012 yılları arasında toplam 5,7 milyar dolarlık makine ve teçhizat yatırımı yaparken, plastik işleme makineleri, aksam ve parçalarında talebin ancak yüzde 70 – 80’i ithalatla karşılanabildi. PLASFED raporuna göre, plastik sektörü hızla dış pazarlara açılırken, plastik işleme makineleri üretimi ise bu hıza paralel gelişemiyor ve bu sektör, başta Çin olmak üzere ucuz makine üreticisi ülkelerden yapılan ithalat karşısında hızla geriliyor. 2012 yılında plastik işleme makineleri üretiminin 2011 yılına kıyasla yüzde 7, ithalatının yüzde 9 ve yurtiçi satışlarının yüzde 10 gerileme beklentisine karşılık ihracatın yüzde 5 artması öngörülüyor.
Sektöre yönelik bir devlet stratejisi olmalı
PLASFED raporuna göre bu yılın ilk altı ayındaki gelişmelerle plastik işleme makineleri ile aksam ve parçaları sektöründe, 2012 sonu itibarıyla üretimin 274 milyon dolar, ithalatın 627 milyon dolar, ihracatın 107 milyon dolar ve iç pazar satışlarının (plastik sektörünün makine ve teçhizat yatırımı) ise 794 milyon dolar olması bekleniyor. PLASFED Başkanı Selçuk Aksoy, plastik işleme makineleri sektörüne yönelik bir devlet stratejisinin olması gerektiğine değinerek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Yerli üreticinin yeterince korunmaması ve plastik mamul üreticilerinin rekabet üstünlüğü sağlamak için ucuz ve ikinci el makine ithalatını tercih etmeleri, Türkiye’de plastik işleme makineleri sektörünün hızla küçülmesine neden olmaktadır. Oysa Türkiye, ucuz ve yetişmiş insan gücü ile makine üretimindeki deneyim avantajını kullanarak global makine üreticilerini Türkiye’de yatırım yapmak için gerekli teşvik altyapısını kurabilir ve global oyuncuların Türkiye’de yapacağı plastik işleme makine yatırımlarına özel teşvikler sağlayabilir. Bu şekilde uygulanacak bir teşvik altyapısı ile en azından plastik işleme makinelerinin bazı modelleri için Türkiye üretim ve ihracat üssü haline getirilebilir. Türkiye’nin makine üretiminde global oyuncu olması, bu sektöre yönelik aksam ve parçaların da hızla üretilip daha büyük katma değerle ihraç edilmesine olanak verecektir”.2003 yılında 21,6 milyon dolar olan plastik işleme makineleri ile aksam ve parçaları ihracatı, 2008 yılında 94,6 milyon dolara çıktıktan sonra küresel krizin olumsuz etkisi nedeniyle 2009 ve 2010 yıllarında geriledi. 2011 yılında 102,6 milyon dolara çıkan ihracatın 2012 sonunda önceki yıla oranla yüzde 4,7 artması ve yaklaşık 107,4 milyon dolarlık bir iş hacmine ulaşması bekleniyor.
Arz talep dengesi
Bu sektörde ithalata konu olan başlıca makineler, plastik enjeksiyon makineleri, plastik ekstrüzyon makineleri ile makine parça ve aksamları olarak ifade ediliyor. Örneğin, 2012 yılında sektörün enjeksiyon makineleri ihtiyacının (yaklaşık 195 milyon dolar) yüzde 95’inin ithalatla karşılanması bekleniyor. PLASFED’in yaptığı projeksiyona göre, 2012 yıl sonu itibarıyla plastik enjeksiyon makinelerinde 179 milyon dolarlık ithalat, buna karşılık 20 milyon dolarlık üretim gerçekleştirilmiş olacak. Enjeksiyon makinelerinde üretimin yarısı ihraç edilirken, diğer yarısı ise iç pazardaki talebe cevap vermiş olacak. Bu üretim segmentinde ihracatın ithalatı karşılama oranının ise yüzde 6 seviyesinde gerçekleşmesi öngörülüyor.
Aksoy’a göre plastik ekstrüzyon makineleri segmentinde 2012 yılını tahmini olarak 41 milyon dolarlık üretim, 132 milyon dolarlık ithalat, 21 milyon dolarlık ihracat ve 153 milyon dolarlık iç pazar satışları (plastik sektörünün ekstrüzyon makineleri yatırımı) ile kapatmış olacağız. Sektörün ekstrüzyon makineleri yatırımlarından kaynaklanan iç satışların 2012 itibarıyla yüzde 87’sinin ithalatla karşılanması beklenirken toplam üretimin yüzde 50’sinin ihraç edileceği ve ihracatın ithalatı karşılama oranının da yüzde 15 olarak gerçekleşeceği tahmin ediliyor.
Bu arada 56 milyon dolarlık üretim gerçekleştirilen aksam ve parçalarda ise 2012 ithalatının 41 milyon doları bulacağı hesaplanıyor. Yerli üretim ve ithalatın 83 milyon dolarlık kısmı iç pazara sunulurken bu kalemde gerçekleşecek ihracatın 14 milyon dolara ulaşması söz konusu olabilecek.
PLASFED raporunda yer alan tahmini verilere göre, 2012 yılında, aksam ve parçalarda iç satışların -sektörün aksam ve parçalar yatırımı- yüzde 50’sinin ithalatla karşılanırken, toplam üretimin yüzde 25’i ihraç edilebilecek ve ihracatın ithalatı karşılama oranı ise yüzde 34 olarak gerçekleşecek.