Peyzaj Mimarları Odasının TMMOB bünyesinde kuruluşunun 20. yaşı nedeniyle basın toplantısı düzenleyen Oruçkaptan, ODTÜ ormanı arazisinden geçen 1071 Malazgirt Bulvarı’nın çevresine dikilen ithal ağaçlara ilişkin değerlendirme yaptı. Evrensel'in haberine göre, Ankara Büyükşehir Belediyesinin ormanda yaşanan ağaç katliamına tepkiler sonrası diktiği ağaçların sık sık kuruduğunu hatırlatan Oruçkaptan, “Önceliğimiz elbette Türkiye’de yetiştirilen ağaçlardır. Ankara’nın belirli bir iklimi var ve buna uygun ağaçlar dikilmesi gerekiyor” dedi.
Mikroplar da mı ithal ediliyor?
İthal ağaçların maliyetine de dikkat çeken Oruçkaptan, “Bu bitkiler yurt dışından gelirken çok fazla el değiştiriyor ve çok yüksek fiyatlarla getiriliyor. Büyükşehir Belediyesi şeffaf olduğunu söylüyor fakat şeffaf değiller. Getirilen ağaçların hangi firmalarla, hangi yollarla ve ne kadar fiyatla getirdiklerini açıklamak durumundadırlar” diye konuştu.
Bu ithal ağaçların mikrop ve virüsler taşıyor olmasından endişe duyduklarını ifade eden Oruçkaptan, “Toprağa yerleştikten sonra diğer bitkilere de hastalık bulaştırabilir ve bu da çevredeki tüm bitki örtüsünü etkileyebilir. İthal edilen bitkilerin tek aracılı ya da aracısız olarak getirilmesi çok daha sağlıklı olacaktır” dedi.
‘Doğanın yok olmasına göz yumuluyor’
Oruçkaptan, yeşil alanların ticaret alanı olarak görülmesinden rahatsız olduklarını belirterek, hâlâ Gezi Parkı protestolarında 8 gencin yaşamını yitirmesinin üzüntüsünü yaşadıklarını söyledi. HES’lerin doğa tahribatına yol açtığına değinen Oruçkaptan, nükleer ve termik santrallerin yapılması için doğal ve tarihsel alanların rastgele seçilmesini eleştirdi. Rant sağlamak amacıyla doğal, kültürel ve tarihi sit alanlarında tesisler kurulmasının önünün açıldığını ifade eden Oruçkaptan, Türkiye tarafından imzalanan Avrupa Peyzaj Sözleşmesi’nin bir an önce uygulanmasını talep etti.