AB'de Mimarlık Politikaları




AB ile 35 ''müzakere'' konusu arasında ''planlı ve kimlikli kentleşme'' ye neden yer verilmediğini ÇED Köşesi'nde sorgulamıştık.

Nitekim, bu talan düzeninden yararlanmak isteyen Avrupalı inşaat ve emlak firmaları, daha şimdiden ''imarsız arazilere'' müşteri olmaya başladılar bile... Tarım alanlarını, sit'leri ve ''özelleştirme arsaları'' nı ucuza kapatıp ardından siyasi destekle yapılaşmaya açarak, kendi ülkelerinde hayal bile edemeyecekleri yüksek rantlara kavuşmaya hazırlanıyor olmalılar...

AB de işte bunu gözetiyor olacak ki hemen her alanda ''Avrupa kuralları'' na uymamızı dayatırken, imardaki ''kuralsız düzen'' imizi gündeme bile getirmiyor...

Mimarisiz kentleşme
Bu tutum ''mimarlık''ta da geçerli... Kente, yaşama ve uygarlığa katkı yerine sadece ''rantı arttırmaya'' hizmet eden bir mimari, müzakerelerde tartışma dışında...

Oysa, hem AB'de hem de tek tek Avrupa ülkelerinde resmi kararlara geçmiş olan ''ulusal mimarlık politikaları'' var. Türkiye'de ise mimarlık ve kent tarihi Avrupa'dan çok daha eski olmasına rağmen, böyle bir politika olmadığı gibi, mimarlığı dışlayan bir kentleşme yeni rant yasalarıyla daha da körükleniyor...

Avrupa, kendi kentlerinde mimari düzeye ve özellikle de ''mimari kimliğe'' çok özel bir önem verirken, Türkiye'deki ''mimarisiz kentleşme'' yi müzakere etmediğine göre, örneğin gecekonduları ve kaçak apartmanları acaba nasıl ''hazmedecek'' ?

Ormanları talan eden yasadışı yerleşmeler; yer seçimleri plansız, uygunsuz gökdelenler, arazi mafyası, organize imar çeteleri, yeşil alanlara camiler, kıyılara süpermarketler... Nasıl ''Avrupalı'' sayılacaklar?

'Bize önermedikleri' kurallar
Mimarlar Odası'nda yaklaşık bir yılda hazırlanan, değişik ülkelerden yasaların ve resmi belgelerin çevrildiği geniş kapsamlı bir araştırmanın sonuçları, ''Ulusal Mimarlık Politikaları'' adı altında derlendi...

İşte kimi Avrupa ülkelerinin ''bize önermedikleri'' resmi mimarlık kuralları:

ALMANYA: Hükümet, 2000 yılında ilgili tüm kesimlerin temsil edildiği ''Mimarlık ve Yapı Kültürü İnisiyatifi'' ni kurdu. Toplumdan ve sektörlerden katılımla düzenlenen toplantılar sonucunda hazırlanan ''Durum Raporu'' parlamentoya sunuldu...

Raporda ''Kültürel mirasımızı korumak ve yapı stokumuzu daha nitelikli kullanılır duruma getirmek önceliklidir'' deniliyor ve şunlar vurgulanıyor: ''Yapı kültürü mimarlıkla birlikte inşaat mühendisliğini, kentsel ve bölgesel planlamayı, peyzaj mimarlığını ve kamuya dönük sanatları da kapsar. Yapı kültüründe nitelik, toplumun tümünün yapılı çevreye duyduğu sorumluluk düzeyi ile belirlenir.''

DANİMARKA: Bu ülkenin mimarlık politikası, Kültür Bakanlığı, Çevre Bakanlığı ve Konut Bakanlığı'nın işbirliği ile gerçekleştirdiği bir çalışmayla Haziran 1994'te yayımlandı.

Gerekçesinde; ''Değişen zamanlara ve yaşam biçimlerine göre farklı anlamlar kazanan mimarlık, topluma kimlik vermekte ve gelecek kuşaklara bırakacağımız özel kültür mirasının bir parçasını oluşturmaktadır. Ayrıca, kent ve çevrelerdeki yaşam kalitesinin gelişiminde, fiziksel çevre kalitesi açısından önemli bir rol oynamaktadır...'' denen yasanın öngördüğü öncelik ise şöyle:

''Danimarka yapı kültürünü güvenceye almak ve aynı zamanda bu kültürün gelecek için yüksek değerde ve kalitede olmasını sağlamak...''

FİNLANDİYA: Hükümet, ulusal mimarlık politikasını 1998'de kabul etmiş. Anayasasında da vatandaşların ''daha iyi yapılı çevreye sahip olma hakkı'' devletin güvencesine alınmış...

''Mimarlık politikamız; yüksek kalitede yapı üretimine katkıda bulunacak yöntemleri desteklemek, mimarlık mirasımızı korumak ve mevcut yapı stokunun bakımı ve değerinin arttırılmasını sağlamaktır'' denilen hükümet kararında, mimarlık eğitimine de şöyle değiniliyor: ''Araştırma-geliştirme çalışmaları yoluyla yenilikleri teşvik etmek, mimarlık eğitiminde ağırlıkla yer alacaktır.''

FRANSA: 1977 tarihli Mimarlık Yasası, ''Mimarlık kültürün bir ifadesidir'' tanımını yaparak ''yapıların çevrelerine uyumlu katılımları'' nı amaçlıyor ve bunun ''kamu yararına'' olduğunu vurguluyor.

Özellikle kamu yapılarında mimari düzey ve kalitenin gelişmesine önem verilen mimarlık politikasını yaşama geçirebilmek amacıyla ''kamu yapılarında kalite için bakanlıklar arası kurul'' oluşturulmuş. Mimarlığın uygulanmasında yetkili olan meslek kuruluşu da ''kültürden sorumlu bakanlıkla'' ilişkilendiriliyor...

HOLLANDA: Ulusal politikalarının önceliğinde, mimarlık alanındaki etkili projelerle ülkenin yeniden biçimlendirilebileceği var... Bu hedefe ulaşmanın ilkeleri arasında ise şunlar dikkat çekiyor:

''Kamuya ait alanlardaki mimarlığa hak ettiği önemi vermek ve modern iletişim araçlarını kullanarak kentlerdeki yapılı çevre ve kırsal çevre konularında kamuoyu tartışmalarını teşvik etmek.''

''Kültürel mirasın esin kaynağı olarak ele alınmasını sağlayarak ve gelişim içinde koruma ilkesini benimseyerek tarihsel ve modern mimarlık arasındaki ilişkiyi güçlendirmek.''

İTALYA: 2003'te kabul edilen Mimari Kalite Yasası, sanatsal niteliği olan çağdaş mimarlık ürünlerinin teşvikini hedefliyor.

Yasada ''kalite'' den kastedilen ise ''işlevsel, sosyal, biçimsel özellikleri ve ihtiyaçları göz önünde bulunduran bir mimari ve kentsel tasarımla ortaya çıkan ve böylelikle eserin çevresindeki ortama uyumlu olarak eklenmesini sağlayan'' projeler ve uygulamalar.

İşte AB'de ''bize öngörmedikleri'' mimarlık kuralları...

''Türkiye'de ulusal mimarlık politikaları'' na yönelik değerlendirmeler ve öneriler ise gelecek yazıya kaldı...