Marmaray Projesi Gebze-Haydarpaşa hattı Pendik mevkiinde İstanbul Arkeoloji Müzesi denetiminde süren kazılarda, neolitik dönem katmanlarda ilginç buluntular çıktı. Radikal Gazetesi'nden Ömer Erbil'in haberine göre, köyün mezarlığında, cenin pozisyonunda (hoker) gömülenlerin arasında oturur vaziyette gömülü bir iskelete ulaşıldı. İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Mehmet Özdoğan, ‘‘Oturur vaziyette gömü biçimini Avrupa kültüründe görüyoruz. Hoker (cenin) pozisyonunda gömü de Anadolu kültürüdür. Anlaşılıyor ki iki kültür burada kardeşçe, gerilimsiz yaşamış. Anadolu’dan gelen kültür İstanbul’daki kültürle birleşiyor, Avrupa’ya bu yeni kültür gidiyor ve biz bunu Pendik kazıları ile yeni öğreniyoruz’’ dedi.
Yuvarlak ev, balıkçı evi
Tren yolu genişletme çalışmaları sırasında Pendik’te yapılan kazılarda İstanbul’un en eski köyü ortaya çıkarılmıştı. Yenikapı’daki neolitik dönem arkeoloji kazılarından sonra Pendik kazıları İstanbul tarihi için ayrı bir önem kazandı.
Yaklaşık 3 aydır devam eden kazılarda çok sayıda mezar ve neolitik dönem buluntuları elde edildi. Kazılarda hoker pozisyonundaki mezarlar arasında bulunan bir insan iskeleti oturur vaziyetteydi.
Yangın da geçirdiği saptanan alanda arkeologlar bu mezarın farklılığı üzerine kafa yormaya başladı. Önce bulunan kişinin oturduğu yerde yandığı ve öylece kaldığı düşünüldü. Sonra böyle olmadığı anlaşıldı. Çünkü Avrupa neolitik dönem kazılarında benzer mezarların varlığı, arkeologların aradıkları sorunun cevabına yaklaştıklarını gösterdi.
Prof. Dr. Mehmet Özdoğan İstanbul’da var olan bir kültürün sonucu olduğunu düşündüğü mezar için şunları söyledi:
‘‘Pendik’te ortaya çıkan kültür tabakası Anadolu kültürü ile benzerlik taşıyor. Anlıyoruz ki Anadolu’dan göç eden topluluklar İstanbul’da balıkçı bir toplum ile karşılaşıyor. Yuvarlak ev tipleri balıkçı toplum özelliğidir. Bu kültür İstanbul’da bir evre değiştiriyor. Avrupa’ya o değişen evre gidiyor. Oturur vaziyette gömü biçimi Avrupa’da var. Hoker pozisyonunda gömü biçimini de Anadolu kültüründen tanıyoruz. Her ikisinin bir arada olduğu yer ise Pendik. Kardeşçe, gerilimsiz bir hayat sürdüklerini görüyoruz. Anadolu medeniyetinin temelini Pendik oluşturuyor. Bu büyük bir keşif.’’
Özdoğan’a göre Arkeoloji Müzesi tarafından kurtarma kazısı olarak devam eden çalışmaları projenin tamamlanmasından sonra da mutlaka devam etmeli:
‘‘Pendik Belediyesi, İstanbul Üniversitesi ve müzenin işbirliği ile tren yolu hattının dışında kalan alan üzerinde kazılar devam etmeli. Kurtarma kazıları bilimsel kazılara dönmeli. Çünkü bu bilgiler çok değerli ve Pendik dünya tarihine geçebilecek bir alana döner. Arkeopark yapılarak burası hem bilime hem turistik ziyarete açılır. Bu kazılar mutlaka sürmeli.’’
İstanbul’un ilk sanat eseri mi?
Neolitik dönem mezarların yanında bulunan pişmiş topraktan küçük insan figürini heykel ise ‘İstanbul’un ilk sanat eseri’ yorumlarına neden oldu. Daha önce Yenikapı’da bulunan ahşap figürinden sonra İstanbul’un en eski heykeli olma özelliğine sahip figürin müze koleksiyonuna girdi. İstanbul Arkeoloji Müzesi Pendik’te bulunan iskeletlerle Yenikapı’daki insan iskeletlerden diş örneklerinin de yurtdışındaki laboratuvarlara gönderildiğini, DNA araştırması yapılarak iki kazı alanında yaşayanlar arasında akrabalık bağının araştırıldığını söyledi.