Pendik Höyüğü Gün Yüzüne Çıkıyor



İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, İstanbul 5. Numaralı KTVK Bölge Kurulu’nun 2 Ocak 2008 tarihli kararı doğrultusunda Pendik Höyüğü’nün gerçek boyutlarıyla ortaya çıkması için bölgedeki SSK arazisinin sit alanına alınmasını karara bağladı. Onaylanan raporda, “İstanbul II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 6.4.1993 gün 3054 sayılı kararı ile II. Derece arkeolojik sit olarak belirlenen 2607 ada eski 90 yeni 103-104 parsellerin yer aldığı SSK alanının höyük olması nedeniyle bu alanın da I. derece arkeolojik sit alanı olarak değiştirilmesi” talebinde bulunduğu vurgulandı.

Kararın komisyon görüşü kısmında ise, “Pendik, 1/5000 ölçekli Pendik Arkeolojik Sit Alanı Koruma Amaçlı Nazım İmar planı değişikliği teklifi incelenmiş olup, İstanbul 5. Numaralı KTVK Bölge Kurulu’nun 02/01/2008 gün ve 982 sayılı kurul kararı doğrultusunda komisyonumuzca uyun görülmüştür” denildi.

Pendik Höyüğü Fikirtepe, Erenköy, Tuzla, İznik Ovası hatta Göztepe yerleşme yerleriyle birlikte Kuzey Batı Anadolu’nun en eski (çanak-çömlekli) Neolitik Çağ yerleşim yeriydi. Pendik’in 1 kilometre doğusunda yer alan höyükten çeşitli zamanlarda yapılan kazılarda geometrik desenli kadeh, küp, testi, iğne, olta, kemikten yapılmış eşyalar, kaşık, ıspatula ve cilalı balta gibi pek çok eser çıkarıldı. Çeşitli arkeolojik kazı ve araştırmalara sahne olan höyükte; Anadolu ve Balkan özelliklerini taşıyan bir kadın heykelciği, az sayıda hayvan heykelciği parçaları, saplı damgalı mühür atma taşları ve balıkçılıkta kullanıldığı anlaşılan taş ağırlıklar da bulundu.

Pendik’in bir kilometre doğusundaki yer tarihöncesi bir yerleşim yeri olan Temenye Burnu ve Temenye Koyu’nda yapılan kazılarda ise, 1 ile 5 metre çapında taban düzlemleri olan, oval veya yuvarlak biçimli kulübeler olduğu ortaya çıktı. Bulgular, Temenye’nin Pendik’ten daha eski bir tarihi olduğunu işaret ediyor. Bizans döneminde “Kasilaos” diye adlandırılan Temenye’de; Hz. Yahya Kilisesi olarak da bilinen Saint Jean Babtist Kilisesi, Ayios İoanis Prodromos Ayazması ve kilisenin arkasında Yunan ve Rum dönemlerine ait mezarlıklar bulunuyor.

“Arkeolojik Sit Alanları”, insanlığın varoluşundan günümüze kadar ulaşan eski uygarlıkların yeraltında, yer üstünde ve su altındaki ürünlerini, yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik ve kültürel özelliklerini yansıtan her türlü kültür varlığının yer aldığı yerleşmeler ve alanları olarak tanımlanıyor. Bilimsel derecelendirmeyle belirlenen “Arkeolojik Sitlerde Koruma ve Kullanma Koşulları”, arkeolojik sitlerin taşıdıkları önem ve özelliklerin yanı sıra, alanda uygulanacak koruma ve kullanma koşullarını kapsıyor.