Paul Andreu 40 Yıla Sığdırdığı Mucize Strüktürlerini Anlattı
Uluslararası mimarlık camiasının tanınmış isimlerini ağırlamaya devam eden
Yapı-Endüstri Merkezi’nin (YEM) bu akşamki (22
Ekim 2010) konuğu, havaalanı inşaatı uzmanı Fransız mimar Paul
Andreu idi. Katılımın yüksek olduğu konferansta Andreu,
dinleyicilere, bir ömre sığdrılması pek de kolay olmayan nicelikte ve
nitelikteki projelerini strüktür detayları üzerinden aktardı.
Konferans
öncesinde kısa bir açılış konuşması yapan YEM Yönetim Kurulu Başkanı
Doğan Hasol, döneminin anıtsal yapısı olan Charles de
Gaulle Havalimanı'nın mimarı Paul Andreu'yü
ağırlamaktan duydukları mutluluğu dile getirerek, etkinliğin gerçekleştirilmesi
için işbirliğinde bulunan kurumlara teşekkürlerini sundu.
Konferansının başlığını
“40 Yıllık Mimari Deneyim: Roissy 1’den Pekin Opera Binası’na”
olarak belirleyen Paul Andreu, ilk serüveni olarak adlandırdığı Roissy
1 ve onu izleyen Roissy 2 terminal binası ile
başladığı sunumunun önemli bir kısmını, mesleki yaşamının son 12 yılını
geçirdiği Çin'de hayata geçirdiği projelere ayırdı.
Başarısızlık riskinin
her zaman için geçerli olduğunu belirten Andreu, bir mimar için en büyük
mutluluğun, projelerinde çizdiği karmaşık strüktürlerin başarıya
ulaşmış sonuçlarını görmek olduğunu söyledi.
Özellikle
havalimanı projeleri ile nam salmış olan Fransız mimar, havalimanlarının
dünyanın en kozmopolit yapıları olduğuna dikkat çekerek, bu terminallerin
kamusal alan kullanımına artı değerler katmasının gerekliliğini
vurguladı.
Suyun ve Işığın Kayıp Geçtiği Şiirsel
Strüktürlerin Üstadı
Sunumu sırasında projelerinin strüktürel
detaylarına bolca yer veren Paul Andreu'nün işlerinde, metalik
strüktürler ve ışık arasındaki yakın birliktelik dikkat çekiciydi. Andreu,
projesini yaptığı binanın inşaatı tamamlansa bile, mimar için o yapı ile ilgili
sürecin hiçbir zaman bitmediğini ve o eserin her zaman için taze kaldığını
savundu.
Çin'deki
projelerine geçmeden önce Osaka Deniz Müzesi projesini
dinleyiciler ile paylaşan Andreu, suyun ortasında yer alan yarım küre şeklindeki
yapıya suyun altındaki tünel ile erişildiğini, yapının bu özelliği ile Oscar
Niemeyer'in Brezilya'daki katedralini anımsattığını ifade etti. Bu sözünden
hareketle, tüm mimarların birbirlerinin fikirlerini ödünç aldıklarını dile
getiren Andreu, bu durumun kopyalamaktan ziyade beslenmek
ile betimlenebileceğini söyledi.
Çin'de
gerçekleşen mucizeler
Mimarlık
hayatının son 12 yıllık dönemini Çin'de geçiren Andreu, yarışma
sonucunda edindiği Pudong Havalimanı projesi ile başlayan serüvenine,
gerçekleştirilmesi büyük zaman ve emek isteyen pek çok proje
sığdırmış.
Andreu, konferansın geriye kalan kısmında Pudong
Havalimanı'nından başlayarak; Canton Spor Salonu, Pudong Doğu Sanatları Merkezi,
Pekin'deki Büyük Çin Ulusal Tiyatrosu, Suzhou Kültür ve Bilim Merkezi, Chengdu
İdari Merkezi projelerine ilişkin detaylı bir sunum
gerçekleştirdi.
Şantiye süreci, malzeme seçimi ve işleve ilişkin bol
fotoğraflı bir anlatım yolunu seçen Andreu, mimarın; üretim biçimlerinden ve
malzemeye ilişkin her türlü bileşenden beslenmesi gerektiğinin altını
çizdi.
Işığın kayıp geçeceği strüktürler yapmayı sevdiğini belirten Paul
Andreu, Pekin Opera binasının bu özelliği ile kentin ortasında görsel bir şölen,
adeta bir mucize yarattığını söyledi.
Opera şantiyesinden fotoğraflara da yer veren Andreu, bu büyük projenin
Çin'deki olağanüstü organizasyon ve sıkı çalışmanın eseri olduğuna işaret etmeyi
de unutmadı.
Kendisine zaman zaman "çalıştığınız ülkelere nasıl adapte
oluyorsunuz?" sorusunun yöneltildiğini söyleyen Andreu, bunu o ülkedeki üretim
koşullarını benimseyerek başardığını ifade etti.
Konferansın ardından geçilen soru cevap bölümünde söz
alan Doğan Tekeli, projelerini yıllardır çeşitli yayınlardan
beğeni ile takip ettiği Andreu'yü canlı dinlemiş olmaktan duyduğu sevinci dile
getirerek Fransız mimara, "Bu büyük projeleri 40 yıllık meslek yaşamınıza
nasıl sığdırmayı başardınız?" sorusunu yöneltti.
Paul Andreu, Tekeli'nin
sorusuna verdiği yanıtta, bunun tek bir çözümü olmadığını, uluslararası büyük
projeler için büyük ekiplere ihtiyaç olduğunu, fakat bu çoğunluğun her zaman
için lehte işlemediğini ve her zaman temkinli davranmak gerektiğini
belirterek sözlerini tamamladı.