İstanbul'da Edirnekapı ile Ayvansaray arasında kalan Molla Aşkı Kültür
Parkı geçen yıl Fatih Belediyesi tarafından düzenlenen bir törenle açıldı. Uzun
yıllar bakımsız kalan ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Fatih Belediyesi
tarafından elden geçirilerek daha kullanışlı hale getirilen park, senelerdir
kamuya açık hizmet veriyordu. Parkın yine halkın kullanımına açık olması
beklenirken, Fatih Belediyesi kimsenin tahmin edemediği bir karar aldı. Haliç’e
bakan ve manzarası Pierlotti’nin manzarasından daha geniş olan parkı bir
işletmeciye kiraladı. Yeni kiracı da park içinde halkın ve çocukların eğlenmesi
için yapılan tesisleri kaldırdı ve yerlerine ticari amaçlı kapalı açık
kafeteryalar, lokanta, iki otopark yaptırdı.
ARAZİ 'ANSIZIN'
DEĞERLENDİ
Fakat parka giden yol dar bulundu. Fatih Belediyesi
Başkanı Mustafa Demir, parka çıkan yolların genişletilmesi yönünde karar aldı.
Bu karar o yollar üzerindeki evlerin yıkılması anlamına geliyordu. Öyle de oldu.
İki hafta önce mahallede yıkımlar başladı. Şimdiye kadar 10 ev yıkıldı ve geride
yıkılması kesinleşmiş yaklaşık 100 ev daha var. Ancak işin başka bir boyutu daha
var. O da Fener-Balat ve Ayvansaray’ın kentsel dönüşüm alanı içerisinde olması.
Orada yapılacak olan ‘dönüşüm’ başta Balat'a bağlı Molla Aşkı olmak üzere
proje dışı olan yerlerin de değer kazanmasına yol açtı. Bu da akıllara evlerin
rant amaçlı mı yıkıldığı sorusunu getiriyor?
‘TOKİ’YE 500 TL
NASIL ÖDERİZ?’
Mahallede yıkılan evlerin hepsi gecekondu. Çoğu
ailenin hiçbir geliri yok. Kiminin tapu tahsilât belgesi, kiminin de arsa tapusu
var. Üstelik 40-50 yıldır bu evlerde oturuyorlar. Belediyenin yıkım
taktiği ise aynı: Evleri yıkılanları TOKİ konutlarına yerleştirmek. Evi
yıkılacak olan 72 yaşındaki Huriye Yılmaz, 600 TL emekli maaşı alıyor. Çocukları
ve torunları ile beraber toplam 7 kişi iki göz odada kalıyorlar. Tüm aile Huriye
teyzenin maaşı ile geçiniyor. Evi vakıf arazisi üzerinde. Bu yüzden her ay vakfa
kira ödüyor. Ancak 7 aylık kirasını ödeyememiş. Bu nedenle de bankadan 7
Bin TL kredi çekmek zorunda kalmış. Şimdi her ay maaşının yarısı krediye
kesiliyor. Huriye teyze, ‘Elimizde avucumuzda yok. TOKİ’ye her ay nasıl 500 TL
öderiz” diyor.
50 YAŞINDA SELPAK SATACAK
Evi
yıkılan ve çocuklarıyla beraber komşusunda kalan Aynur Narin (50) tepkili: “AKP
fakiri iyice batırdı. Bak bu yaşta selpak satmaya gideceğim. Elime geçen üç beş
kuruş parayla ya doyuyoruz ya doymuyoruz." Zafer Böle’nin ise henüz evi
yıkılmamış. 60 yıldır bu evde kaldığını söylüyor ve ekliyor: "Belediye evimize
karşılık 2 milyon TL ödeyeceğini, evimizden çıkmadığımız zaman da 10 milyon TL
para cezası keseceğini söylüyor. Bu nasıl belediye! Bizlerin barınma hakkı var.
Bunu umursayan yok.”
İKNA ODALARI
KURMUŞLAR
Zeynep Gökdeniz evini boşaltmış bile. ‘Bugün yıkmak
için gelecekler’ diyor.
Temizlik yaparak geçimini sağlıyor. 5 çocuğu var.
Eşi yaşamını yitirmiş. “Evlerimiz eski ama güzelleştireceklerse de bizimle
beraber güzelleştirsinler. Bizi neden Kartal’daki TOKİ konutlarına
yerleştirmek istiyorlar? Neden bu mahallede kalamıyoruz? Senelerdir burada
oturuyoruz. Bizleri ikna odalarına çağırıyorlar. Bir sürü vaatte bulunuyorlar.
Yok kira için bir süre yardım yapacaklarmış, yok 2 milyar para vereceklermiş!
Biz sadece mahallemizde kalmak istiyoruz.”
‘Tıpkı Sulukule gibi
bir sürgün projesi’
Salı günü mahalleyi ziyaret eden Fatih
Belediyesi CHP Meclis üyeleri ise yıkımların Fener-Balat-Ayvansaray Kentsel
Dönüşüm Projesi’nin devamı olduğuna işaret etti. CHP Belediye Meclis üyesi Cem
Ercan, Fatih ilçesinde 7 ciddi dönüşüm projesi olduğuna dikkat çekerek,
ilçenin rant alanı olduğunu söyledi. Belediyenin yıllardır evleri yıkılacak olan
insanlardan yüksek miktarda vergi aldığını belirten Ercan, “Evlerin her katı
için ayrı ayrı vergi alıyor. Ancak iş evi almaya gelince sadece evin 50
metrekare arsası için ödeme yapıyor” dedi. Bölgeyi yıllarca çöküntü haline
getirdiklerini aktaran Ercan, “Şimdi de insanlara hadi evlerinizden çıkın burası
‘dönüşüm alanı’ diyorlar. İnsanların mahallede bir sosyal yapı oluşturduğunu
söyleyen Ercan şunları söyledi: “Çocukları buralardaki okullara gidiyor. İşleri
ilçeye yakın yerlerde. Komşuları burada. Bu insanlar için mecliste bir
komisyon oluşturmayı teklif ettik. Evleri yıkılan tüm insanların mağduriyetinin
giderilmesini istedik. Ancak hükümet bu teklifimizi kabul etmedi. Bu
yapılan sürgün, soylulaştırma projesidir. Tıpkı Sulukule’deki
gibi.”