İklim değişikliğini durdurmak için seragazı emisyonlarının sınırlandırılmasını öneren Paris Anlaşması 30 gün sonra hayata geçecek. Türkiye anlaşmayı hala Meclis'ten geçirerek taraf olmadı.
Bianet'in haberine göre, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’nda Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 191 ülke tarafından kabul edilen Paris İklim Değişikliği Anlaşması’nın yürürlüğe girmesi için imzacı ülkelerin en az 55’inin anlaşmayı onaylaması ve taraf ülkelerin küresel emisyonlardaki payının da yüzde 55’ten fazla olması gerekiyordu.
30 gün sonra anlaşma resmileşiyor
Avrupa Birliği’nin Paris Anlaşması’na taraf olacağını açıklamasıyla emisyon koşulu da aşıldı. Anlaşma 30 gün sonra hayata geçecek.
Anlaşmanın en önemli hedefi, iklim değişikliğini 2100’de sanayi öncesi döneme göre 2 ila 1.5 derece arasında sınırlandırmak.
Bu da her ülkenin BM’ye sunduğu 2030’a kadarki sera gazı emisyon hedeflerini sunan ulusal katkı niyet hedefleri INDC (Intended Nationally Determined Contributions) ile mümkün olacak.
Türkiye, ulusal katkı hedefini 2030’a kadar sera gazı emisyonunu olası büyüme senaryosu üzerinden yüzde 21 azaltmak olarak açıkladı.
Paris'te ülkelerin sunduğu emisyon azaltım hedefleri hayata geçse dahi 2,7°C ila 3,7°C daha sıcak bir dünya bekleniyor.
"Türkiye hemen imzalamalı"
WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak, Türkiye'nin vakit geçirmeden anlaşmayı onaylaması gerektiğini belirtti.
“Kasım ayında Marakeş'te düzenlenecek 22. Taraflar Toplantısı aynı zamanda Paris Anlaşması'nın ilk resmi görüşmesi olacak. Türkiye'nin Paris Anlaşması'nı onaylamaması, anlaşmanın uygulama döneminin mimarisinin belirlendiği aşamada söz hakkına sahip olmaması anlamına geliyor. Türkiye'nin düşük karbonlu ekonomiye dönüşümün şekilleneceği bu masada bulunmaması hata olur.”
"Türkiye'nin hedefleri yetersiz"
WWF- Türkiye, Türkiye'nin Paris Anlaşması öncesi belirttiği niyet belgesinde, 2030 yılında emisyonlarını azaltan değil bugünkü seviyenin iki katına çıkaran bir plan sunduğunu belirterek şöyle devam etti:
“Halbuki, Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadelede üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi için 2020 öncesinde emisyonlarda düşüş eğilimini başlatması gerek. Bunun için ülkemizin emisyon azaltım hedefini artırması, kalkınma ve enerji politikalarını gözden geçirmesi, yenilenebilir enerjiye dair hedefleri yükseltmesi, enerji verimliliği potansiyelini hayata geçirmesi, ulaşım, sanayi gibi karbon ayak izi yüksek sektörlerde düşük karbonlu kulvarlara doğru dönüşümü daha fazla zaman kaybetmeden başlatması gerekiyor.”